Çoğumuz lotoda büyük ikramiyeyi kazandığımız takdirde derhal sıra dışı bir hayat yaşamaya başlayabileceğimizi düşünürüz. Hayalimiz ister dünyayı gezmek olsun, ister hayır işi yapmak ya da muhteşem bir ev almak; lotoyu tutturmanın fantezilerimizdeki anlamı, sıkıntı ve zorluklardan derhal kurtulup hemen bu sıra dışı hayata geçmektir.

Ne var ki, büyük ikramiyeyi kazanan çoğu insanın kısa sürede eski mutluluk seviyelerine geri döndüğünü öğrenmek sizi şaşırtabilir. Tüm borçlarını ödemelerine, inanılmaz derecede lüks tatiller yapmalarına, yeni mülkler edinmelerine, tatmin etmeyen işlerinden ayrılmalarına, keyiflerine göre oyuncaklar ve küçük cihazlar almalarına rağmen, sadece birkaç ay içinde eski mutluluk seviyelerine geri gelmişlerdir. Peki, neden lotoyu kazanmadan önceki hallerine dönmüşlerdir?

Öyle görünüyor ki, mutluluk, satın alınan şeylerle, dolup taşan bir banka hesabıyla pek ilgili olmayıp, yıllar içinde alçalıp yükselen mutluluk düzeyimizi belli bir seviyede sabitleyen, hayat karşısındaki tavrımızla ilgili. Mutluluk sabitimiz, yüz yüze geldiğimiz kayıplar ve daha önemlisi, bu kayıpları nasıl yorumlayıp onlarla nasıl başa çıktığımız da dahil olmak üzere, hayattaki birçok olaydan etkilenir.

Sıra dışı bir hayat yaratmak gerçekten de hayat boyu süren bir projedir. Ondan keyif almak içinse sonuna kadar beklememiz gerekmez! Bu bölümde de sıra dışı bir hayat yaratma yolculuğunda mutluluğunuzu nasıl azami seviyeye çıkarabileceğinizi keşfedeceğiz. 24 yaşında rutin diş muayenesinden sonra ciddi bir enfeksiyon geçiren Afet’ten öğreneceklerimiz olacak. Enfeksiyon Afet’in tüm bedenine yayılmıştı. Uzun bir antibiyotik tedavisi, kalp ameliyatı, iki adet ampütasyon ve kan sulandırıcı ilaçlarla hayat boyu süren bir tedavi gerektiriyordu. Afet TSSB geliştirdi. Tedavi görerek iyileşti, şimdi kendi catering şirketini yönetiyor ve müşterilerinin özel günleri için nefis lezzetler yaratıyor. O,şimdi bu dünyada mutlulukla dolup taşan, taptaze bir güç.

Afet, iyileşme yolunda, devasa boyuttaki kayıpları başarıya dönüştürdü. Bacaklarını ve duyma yetisinin çoğunu kaybetmekle kalmamış, çocuk sahibi olmaya dair hayat boyu kurduğu hayalini gerçekleştirmesi de imkânsız hale gelmişti. Burada, Afet’in bu kayıplarla nasıl baş ettiğini ve mutluluk sabitini travmadan önceki haline getirmek için hangi yöntemleri kullandığını öğreneceğiz. Ayrıca kendi hayatımızdaki gündelik kayıplarla baş etmenin yollarını ve sıra dışı başarı yolunda dinamik ve mutlu kalmamızı sağlayacak yöntemleri keşfedeceğiz.

 

Afet’in hikâyesi

Afet 24 yaşındayken hukuk okumaya heveslenen ve bir yaz düğünü planlamakta olan biriydi. Büyük günden önce rutin muayenesini olmak ve dişlerini temizletmek için diş hekimine gitti. Minör bir kalp sorunu olması nedeniyle Afet’in herhangi bir muayenede ya da dişlerine yapılan herhangi bir işlemde gerçekleşmesi olası bir kalp enfeksiyonunu önlemek için antibiyotik alması gerekiyordu. Diş hekimi dişlerini temizledi ama antibiyotik vermeyi unuttu. Aynı günün ilerleyen saatlerinde Afet bayıldı. Ayılınca acil servise giderek kısa bir muayene gördü ve baş ağrısı haplarıyla eve gönderildi.

Ertesi gün daha da kötüydü. Afet yere yığıldı ama ayılmadı. Hastaneye yetiştirildi ve acil servis çalışanları, önceki gün Afet’in kalbinde enfeksiyon olduğunu fark etmediklerini anladılar. Afet günler sonra uyandığında bir hastane yatağındaydı ve etrafında hemşireler koşturuyordu. Nefes almasına yardımcı olmak için Afet’e acil bir trakeostomi yapılmıştı ve damardan yüksek dozda antibiyotik alıyordu.

Afet bacaklarında dayanılmaz bir acı hissediyordu. Bacakları çamurla kaplılarmış gibi siyah ve kirli görünüyordu. Çamurlu bir yerlerde koşup koşmadığını merak etti. Gerçekte bacakları fena halde iltihaplanmıştı. Kalp enfeksiyonu dolayısıyla bacaklarında kan dolaşımı durmuştu. Yüksek dozda antibiyotik almaya devam ettiği için duyma yetisini kaybetti. Bu, yüksek doz alan bazı kişilerde ortaya çıkan bir yan etkiydi.

Doktorlar Afet’in bacaklarını kurtaramadılar ve dizlerinden aşağısını kestiler. Afet altı ay hastanede kaldı. Doktorlar kalbindeki ve bacaklarındaki yoğun enfeksiyona tedavi uygularken o bazen bilinçli, bazen bilinçsiz oluyordu. Çok sayıda ameliyat oldu; fakat bu kez işitme yetisini kaybettiğinden hemşireleri duyamıyor, ona neler yapıldığını anlayamıyordu. Daha sonra kalp sorunlarından ve felçten korunmak için her gün kan sulandırıcı ilaçlar almaya başladı. Bu da onu hamile kaldığı takdirde hayatını kaybedeceği bir duruma getirdi.

Afet rutin diş muayenesinin ardından bu hastaneye yürüyerek girmişti ve oradan yürüyerek çıkmaya kararlıydı. Altı ay rehabilitasyon gördükten sonra hastaneden gerçekten de iki protez bacakla yürüyerek çıktı. Biyonik kulak ameliyatı oldu ve işitme duyusunun yüzde 60’ını geri kazandı. Böylelikle TSSB tedavi süreci başlamış oldu.

Afet’i hastaneye yatışından üç yıl, tamamen iyileşmesinden iki hafta kadar sonra görmeye başladım. Kaybettiği yetilerle ilgili en çok neyi sevdiğine ve elinde kaybetmemiş olduğu neler olduğuna odaklanarak en korkunç anılarını güncellemişti. Afet yemek konusundaki tutkusunun peşinden gitti. Tekrar eğitim alıp mutfak sanatlarında diploma sahibi oldu, ardından da yemek üzerine olan internet sitesini ve catering şirketini kurdu. Afet, hiç şüphesiz sıra dışılığa erişmiş biri.

Share This