Nasıl sevişirsin?
Çok mu ani ve itici mi oldu sorum? Direk ve pat diye alanına girip ürküttüm mü seni?
O vakit biraz yavaştan alayım.
Öncelikle, sevişir misin? Onunlayken diyorum, hani o an varya…Göz göze değerken, el ele, nefes nefese, ağız ağıza değdiğinde. Daha o an başlar mı sevişmen yan yana dururken? O anın içinde akar mısın? Belki de daha başlamadan sonuca veriyorsundur dikkatini kim bilir. Sıvıların bedenden boşalacağı anın hayalleridir belki tüm cinsellik hallerin. Bu beklentinin-ki illa öylesin demiyorum-seni süreçten, ilşkide olma halinden kopardığını hiç hissediyor musun ve sabırsızlıkla odaklandığın boşalma geliverdiğinde, saniyelik süren o andan sonra boşluğa düşüyor musun? O haz anıyla hayatına bir anlam geleceği fikir baloncuğu patlayıveriyor mu, derin bir yalnızlık-anlamsızlık-hissizlik kıvranmalarıyla? Bilemem, sen daha iyi bilirsin. Rahat ol dostum, kimse seni sorgulamıyor, cevaplarını bana vermek durumunda da değilsin, korkman da yersiz, hiç birimiz bilmiyoruz birbirimizi. Kendimizden de ne kadar saklayabiliriz gerçeklerimizi kim bilir? Boş ver yahu, izin ver içsel araştırmana ve sevişmeni fark ederek bağlan varlığına. Bu bir davet, o kadar.
Tekrar dönüyorum sevişme hallerine ya da hayallerine.
Sevişmeni nasıl alırdın acaba dostum? Bol öpücüklü, temaslı. Sert, yumuşak, hızlı, uzun uzun sindire sindire. Noktasal ya da yayılmış hislerle.
Konuşmalı, sessiz, ahlı ohhhlu…
Senin sevişmenin bir tarzı var mı? Partnerin yoksa da hayali sevişmelerinin tavrı nasıl?
Neredeyse en az temasla, ya da temasın farkında olmadan bir git gel işi belki seninki. Çabucak ve koşturarak; mahşerin yedi atlısı misali derken hooop! Hayda kaçtı ve bitiverdi anlayamadan ne olduğunu belki de.
Memnun etme kaygısıyla, onu coşturmak, hazdan inletmek derdiyle ter döktüğün bir mücadele alanı da olabiliyor bu anlar bazen değil mi?
SAYFA-BOLUMU
Kendi zevklerini giderdiğin bir araç belki de patnerin, olabiliyor mu ara sıra ne dersin? Canlı biriyle mastürbasyon bir nevi. Aslında ilişki yok, almak-vermek yok, partnerinin varlığının bir değeri hatta hissi yok. Sadece haz ihtiyacını karşılayan ruhsuz bir oyuncak, alet edevat gibi. Ah lütfen sevgili okuyucu, sevişmeni, tatmin olma biçimini, tavrını tarzını sorgulamıyorum, beni doğru anlamanı dilerim.
Sert, keskin sınırların, asla yapamayacakların ve Türkan Şoray kuralların vardır belki. Rahat mısın partnerinle beraberken, çıplakken, o sana bakarken, sen ona bakarken?
-Mış gibi yapar mısın sevişirken? Sen gerçekten mutlu, anın içinde olduğunda beraber olduğunun da mutlu olduğunu fark ettin mi hiç, mutluymuş gibi yaptığın için değil de o an tüm mevcudiyetinle orada onunla kendinle olduğun için.
Ve belki sevişmen, derinlerinden yüzeye, daha önce tanımadığın hislerini çıkarıyor ara sıra. Hani zevk, heyecan, tatmin olacaktı bu işin sonu mu diyorsun bu durumlarda-eğer yaşadıysan- o an o insan ve onunla ilişkinin sana verdiklerine açık olmak, kendi gizli kuyularından ışığa çıkanlara da alan açmak ve fark etmek yerine? Bilemem dostum, sadece soruyorum.
Sevişme, sevişmeme hallerinle bağlanabilirsin şu an sen olarak, var oluşun ifade buluş biçimine. Kendinle temasın gibi partnerinle, cinsellikle olan temasın. Cinselliğinin alanları, yaşam alanların gibi: dar, geniş, yaratıcı, kısıtlayıcı, ürkek, güvensiz, rahat, kabulle, merakla, heyecanla, birleşerek, izin vererek akışa, direnerek, kaçarak, yalancı hallerle, tatsız tuzsuz, bol çeşnili, iktidar peşinde, güç delisi, kurbanı yaşayarak, partnerini bir vibratör-şişme kadın-boşaltıcı-uçurucu bir uyuşturucu gibi algılayarak, davranarak, yakınlaşmadan kaçarak, korkarak. Bol ve renkli-sınırsız fanteziler kurarken, olay sevişmeye geldiğinde, hayalindeki gibi olmaması yaşananın, hayal kırıklığı ve hüsran hisleriyle, yalnızken daha rahat tatmin olduğun fikriyle, boşaltma alanını terk etme halleri gibi diğer insanlar ve olaylarla olan bağ kurma-kurmama biçimin.
Seviştiğin gibi temas kuruyorsun kendinle, arkadaşlarınla, yaşamınla. Özgürce, rahat, anlayışla, hevesle, değişen ana açık, beklentisiz, adanarak; sevgi ve merhametle.
Belki de cinselliğin, samimi ilişki kuramamanın yansıması-etkisi ve ıstırabıyla şekillenirken hiç de dışarıya yüzünü gösterdiğin sen gibi değil. Yabancı-uzak-şaşkın-suçluluk-utanç ve yalnızlık hisleriyle dolusun belki. Benim daha bilmediğim nice haller gibiyiz sevişirken ve seviştiğimiz gibi yaşarken.
Soruyorum şimdi: ‘Sevişmeni nasıl alırdın?’