Tüm öğretilerde var… “Secret”da var… Louise Hay’de var… EFT vb. bir dolu tekniğin içinde var… Sistem yine sizi meşgul etmenin yolunu buldu: Pozitif Düşünce!

Negatif olan her şey sadece pozitif düşünerek değişebilir mi? Pozitifi düşünmek negatifi yok eder mi? Peki sadece düşünmek tek başına yeterli mi?  Sistem neye inanacağımızı, neyin iyi neyin kötü olduğunu bizim yerimize çok önceden belirlemiş durumda.  Sadece uyanmamız gerekiyor!

Birisi çıkar, ortaya bir fikir atar. Bunun için arka planda güzel bir pazarlama harekâtı yürütülür; kimse bunun farkında olmaz. Fikri almak ya da okumak için bir dolu para ödersiniz. Aldınız mı? Hayır. Ama almış gibi davranırsınız, yoksa koca bir salak durumuna düşersiniz, çünkü milyonlar almışken siz nasıl olur da alamazsınız? Pozitif düşünce de bunlardan birisi.

SAYFA-BOLUMU

Negatifi görmezden gelin. Görmezden gelmek bunları yok ediyor mu? Hayır. Kendinizi kandırmaktan öte bir şey değil. Gece hâlâ oradadır. Gündüze daha 8 saat vardır, beklemek durumundasınızdır. 24 saat aydınlık yaşayamazsınız.

Bu konuda kitabı en çok satılanların, kitap satılana dek çulsuz olduklarını biliyor muydunuz? Onları zengin yapan sizin benim gibi kandırılmaya müsait insanlar. Napolean Hill, “Düşün ve Zengin Ol” kitabının yazarı. Kitabı satsın diye kitapçılarda müşterilerin önünü kesen bir çulsuz. Bir gün dükkândan içeri Henry Ford girmiş. Bulunmaz bir reklam fırsatı diyerek atlamış önüne. Kitabı tanıtmış ve almasını tavsiye etmiş. Henry Ford kitaba bile bakmadan sormuş: ”Şahsi araban var mı? Arabanı nereye park ettin?” Bizimki şaşırmış, hık mık, otobüsle geldiğini söylemiş. Henry’nin son sözü şu olmuş: ”O zaman düşün ve zengin ol, sonra çık karşıma!” (Kitap sattıktan sonra gerçekten de çok zengin oldu ama zenginliği Henry’inkinin yanında solda sıfır kalırdı.)

Pozitif felsefeye karşı mısın diye sorarsanız, evet karşıyım, ama aynı zamanda negatif felsefeye de karşıyım, çünkü her ikisi de diğerini inkâr etmekle, görmezden gelmekle meşgul olan yarı-gerçekler. Ve yarı-gerçek her zaman tam bir yalandan daha tehlikelidir. Yalanın ortaya çıkması an meselesidir, ama yarı-gerçek insanı kandırabilir. Elektriği sadece + kutupla yakamazsınız. Diğer kutba da ihtiyacınız var. İçlerinden birini görmezden gelemezsiniz. Yin ve Yang gibi. Hayat ikisine de muhtaç. Güle de dikenine de, geceye de gündüze de, mutluluğa da mutsuzluğa da… Bunlar hep yan yana olacak, her zaman. Pozitif olanı alabilirsiniz ama negatif olanı asla yok edemezsiniz.

SAYFA-BOLUMU

Pozitif düşünceyle mutlu olabilirsiniz ama mutluluk gelir geçer, tersi her zaman yanı başında yer alır; mutsuzluk her an kapıyı çalmak için sırasını bekler. İçinde sevgi varsa pozitiftir ama nefret ortaya çıkmak için sırasını bekler.

Pozitife ulaşmak için negatifi attınız… Pozitifi de atarsanız elinizde hiç bir şey kalmaz. Bu hiçlik sizi aydınlanmaya götürür, burada zihin yoktur, düşünce yoktur.

Zihin mutludur, mutsuzdur, sakindir, sinirlidir… Hepsi düşünceyle alakalıdır ve zihne aittir. Ama siz zihne ait değilsiniz. Zihnin ötesine geçtiğinizde aydınlanma başlar. “Ben zihnim değilim” dediğinizde özgürsünüzdür.

Pozitif düşünce nedir? Negatif bir düşünceniz vardır ve siz tutup pozitif düşünmeye çalışırsınız. Pozitif olsun, negatif olsun, bir düşünce hâlihazırda gelmiştir. Siz sadece bunu gözlemlersiniz ve çoktan gitmiştir bile. Lakin pozitif düşünmeye çalışarak gitmiş olanı geri çağırırsınız. Çağırdığınız düşünceye sarılıverirsiniz. Negatif düşünceyi silebilmek için bunun üzerine pozitif düşünceyi zorla bindirmeye çalışırız. Ancak negatif düşünce öyle kolay kolay yok olup gitmez. Sadece daha derinlerde bir yerlere itilir ve orda kalır. Kendinizi pozitif düşünmeye ne kadar zorlarsanız, derinlere ittiğiniz negatif düşünce de o kadar büyür. Yüzeysel bir korku belirmeye yüz tutar. İşte bu safhada düalite (ikilik) ortaya çıkar, ruhsal çatışma başlar. Düşünceleri sadece düşünce olarak, duyguları sadece duygu olarak gözlemlemeye başladığınızda gerçek benliğinize ulaşırsınız; içinizdeki tanrısal güce.

SAYFA-BOLUMU

Zihniniz size oyunlar oynar. Mutsuzsanız bunun sorumlusu insanlar vardır. Dikkat edin, çünkü böyle bir durumda kurban durumundaysanız negatif düşünceyi bırakmanız söz konusu değildir. Negatif düşünce bu şekilde saklanacak bir yer bulur, sırasını bekler ve gitgide daha da büyür. Sinirlisinizdir. Zihniniz sezi kızdıracak birini işaret eder ve bu yüzden sinirlisinizdir. Bu doğru değil! Siz zaten sinirlenmek için aportta bekliyordunuz. Bunu ortaya çıkaran kişi ise size ancak iyilik yapmış olabilir, negatifi açığa çıkarttığı için…

Gözlemlemeyi küçümsemeyin. Düşünceler gelir, gelir, gelir ama gitmelidir de. Bırakın gitsin. Onlara takılıp kalmayın. Düşünceyi sadece ama sadece gözlemlemeyi başardığınızda negatif düşünce otomatik olarak düşer, pozitif düşünce ise kendiliğinden yükselir. Öfkelendiğinizde bu halinizi gözlemlerseniz öfke gider. Âşık olduğunuzda bunu gözlemlerseniz sevgi daha da büyür.

Peki, negatif düşünceyi silmeye kalkmak onu daha da mı güçlendirir? Sadece gözlemleyip, bırak gitsin felsefesi yeterli mi? Bu kadar basit mi? Evet, bu kadar basit, üstelik tek ve en etkili yöntem. Gözlemleyin. Düşüncelerin gelişini ve gidişini, bir yenisinin gelişini, onun da gidişini gözlemleyin. Negatif düşünceler strese dayalı kaynaklanır. Büyük stres altındaysanız negatif düşünceler saldırmaya başlar ve hüsrana uğrarsınız.  Zaten aklınıza gelmiş bu düşüncelerle uğraşmak yerine -ki bu faydasızdır- bu düşüncelerin çıktığı kaynağa yönelin. Kaynakta bir problem yoksa bu sefer sadece pozitif olanlar gelmeye başlar. Peki, yine de negatif olanlar gelirse? Gelsin canım, gözlemleyin sadece… Geldikleri gibi giderler!

SAYFA-BOLUMU

Bana bazen siyasi görüşümü filan sorarlar; çok gülerim. Bir fikrim ya da görüşüm olmadığını söylerim. Görüşünüzün olması o konu hakkında bir deneyiminiz olmasını gerektirir, bu deneyime sarılır ve başınıza gelen ve gelecek olan her şeyi bu deneyim üzerinden yorumlamaya başlarsınız. Yeni bir deneyime yer yoktur. Zihnimi ayna gibi tutmaya çalışırım. Olduğu gibi görmeye ve bu şekilde yansıtmayı denerim. Aynadan o görüntü gittiğinde ise ayna durmaya devam eder. Olmaya çabaladığım “ben” buyum. İzlenim katmam.

Görüşler edindiğimiz izlenimlerdir. Bir kere başımızdan bir deneyim geçer, hatta tekrar eder, 4-5 defa bile aynı şeyi tekrarladığımız olur. İyi ya da kötü deneyimlerdir bunlar. Hayatımızın geri kalanını bu deneyimler üzerinden yaşamaya başlarız, her şeyi ona göre yorumlarız, her şeye aynı gözlükten bakmaya başlarız. Öğrenemediğimiz ya da öğretilmeyen ise saflığımızı ve masumiyetimizi korumaktır. Ancak bu şekilde zihinlerimiz sabit fikirlere sapmadan saf kalabilir. Olan biteni oldukları gibi görmeyi denersek, nesnel ya da tamamıyla öznel olarak görmeyi başarırız.

 

Kafamızın gerisinde sürekli bir şeyler konuşur. “Evet” der, “Hayır” der. Fikirler gelir gider. Bunlardan haberdar olur muyuz? Şimdi şu anda kafanızdan geçenleri gözlemleyin. Okuduklarınıza katılıyor ya da katılmıyor olabilirsiniz. Yazı çekicidir ya da çok kötüdür. Ne olduğu önemli değil. İçinizde olup bitenin farkındalığına vardınız mı önemli olan o.

Pozitif düşünce nedir peki? Şirketin küçülmeye gideceğini duydunuz; pozitif düşünmeye başlarsanız atılacak insanlardan biri olmayacağınıza inanırsınız. Bu pozitif düşünce değildir. Pozitif düşünce gelen kötü habere karşı tasarlayacağınız eylem planıdır. Yeni bir CV mi hazırlarsınız, okuldaki eğitime geri mi dönersiniz, çocuğunuza vakit ayırmak için bulunmaz fırsat olarak mı görürsünüz sizin bileceğiniz iş. Ne olursa olsun, olan olmuştur. Bırakın gitsin. Önünüzdeki yeni hareket planlarını değerlendirin.

SAYFA-BOLUMU

Bilinçaltınız sizin lehinize ya da aleyhinize çalışır. Gerçek olan ise hayatınızı sizin değil, bilinçaltınızın yönettiğidir. Çünkü bilinçaltı zihnin üzerinde her zaman baskındır. Zihin seviyesinde iyileşmeye çabalarsanız, bu esnada pozitif olumlamalar tekrarları yapar, kendinize iyi olduğunuza dair telkinlerde bulunursanız, bunu en altlarda sabote edecek bilinçaltı düşünceleri her zaman olacaktır.

Her şeyin berbat olduğunu düşündüğünüz bir anda pozitif düşünmeniz gerçek duygularınızla bağdaşmaz. İçerde fırtınalar koparken yüzünüze gülen surat çizmeniz çok inandırıcı olmaz. Yapmanız gereken fırtınaya neden olan düşüncelere yol vermektir. Nedenlere inin. Neden insansa onu affedin, bırakın düşünceyle birlikte gitsin. İnsan ya da hadise, zihninizde demir atmasın.

Hiç bir şey yapmadan sadece pozitif düşünerek her istediğimi elde edebilir miyim? “Secret” safsatasına göre evet. Ama gerçekte öyle değil. Oradaki gibi bir kolye hayal ettiğinizde, sokak başından biri çıkıp al sana kolye demez. Kolyeyi elde etmenin tek yolu, kolyeyi elde etme fikrinden vazgeçmektir.

Pozitif düşünürsem bundan sonra başıma hiç kötü şey gelmeyecek! Başınıza kötü bir şey geldiğinde, negatif düşündün ve Çekim Yasası sana bunu gönderdi derler. Pozitif düşündüğünüz halde başına kötü bir şey geldiğinde ise yeterince inanmadın, kalpten istemedin de ondan derler. İster pozitif düşünün ister negatif, başınıza her zaman bir şeyler gelmeye devam eder. İstediğiniz kadar pozitif düşünün, düalite devreye girer. Kendiniz için iyi bir şeyler isterken, etrafınızdaki kişilerin başına gelenlere engel olamazsınız. Siz ne kadar “ben her şeye rağmen mutluyum” olumlaması yapsanız da bunlar sizi mutsuz edebilir. Yapmanız gereken tek şey düşünmemek, düşünce gelirse onu bırakmak, ona takılmamak, onun sizi esir almasına izin vermemek.

Negatifi düşürüp pozitifi seçebilirsiniz ancak pozitifi de düşürmediğiniz sürece bilin ki negatif köşede sırasını bekleyecektir.

 

<div class="social4i" style="height:82px;"> <div class="social4in" style="height:82px;float: left;"> <div class="socialicons s4twitter" style="float:left;margin-right: 10px;padding-bottom:7px"><a href="https://twitter.com/share" data-url="https://dergi.kuraldisi.com/pozitif-dusunce-salatasi/" data-counturl="https://dergi.kuraldisi.com/pozitif-dusunce-salatasi/" data-text="Pozitif Düşünce Salatası" class="twitter-share-button" data-count="vertical" data-via=""></a></div> <div class="socialicons s4fblike" style="float:left;margin-right: 10px;"> <div class="fb-like" data-href="https://dergi.kuraldisi.com/pozitif-dusunce-salatasi/" data-send="true" data-layout="box_count" data-width="55" data-height="62" data-show-faces="false"></div> </div> </div> <div style="clear:both"></div> </div> <p style="text-align: left;">ODTÜ Fizik mezunu. Yeditepe’de Sinema-TV mastırı yaptı. ODTÜ Cankurtarma ve İlkyardım Topluluğu <a href="https://dergi.kuraldisi.com/wp-content/uploads/sites/4/2016/05/ershat.jpg"><img fetchpriority="high" decoding="async" class="alignright size-medium wp-image-4112" title="ershat" src="https://dergi.kuraldisi.com/wp-content/uploads/sites/4/2016/05/ershat-225x300.jpg" alt="" width="225" height="300" /></a>kurucusu. Cankurtarma eğitmeni. Aynı zamanda karikatürist. ODTÜ Gülmece Topluluğu kurucularından.</p> <p>Bilgisayara olan aşırı tutkusu nedeniyle programlama ve tasarıma yöneldi. On sene Microsoft’ta online pazarlama üzerine çalıştı. Kendi şirketini kurup dört sene ajans ve danışman olarak büyük şirketlere iş yaptı.</p> <p>Kurumsal hayattan ve büyük şehir hayatından bıkıp, her şeyi bırakıp, küçük bir kasaba olan Dalyan’a yerleşti.</p> <p>Reiki ve Rasheeba Mastırı. Transandantal Meditasyon yapıyor. Şifa ve enerji merakı yüzünden, merkezinden eğitim almak üzere Çin’e gidip Çigong, Daoist Meditasyon ve Tai Chi Kuan eğitimleri aldı.</p> <p>Eğitim ve danışmanlık hizmetlerine devam ediyor&#8230;</p> <p style="text-align: left;">&nbsp;</p> <p style="text-align: right;">ersin@qigongtr.com</p> <p style="text-align: right;">&nbsp;</p> <span class="et_social_bottom_trigger"></span>
Share This