İnsanlar ilk izlenimlerindeki kavrayışı genellikle bastırır çünkü toplum bize ne olursa olsun incelikli olmamızı ve herkese iyi niyetli yaklaşmamızı söyler. Bense burada toplumun yanıldığını söylüyorum.
Uygarlık sadece birkaç bin yıllık, sizin yaşam deneyiminiz olsa olsa birkaç on yıllıktır. Buna karşılık hayatta kalma içgüdüleriniz gerçek anlamda milyonlarca yıl boyu evrimleşmiş, DNA’nızın yapısında yer almıştır. Sizce hangisi daha güvenilirdir?
İtirazlarınızı duyar gibiyim. İnsanlara ilk izlenimlerine güvenmelerini söylemek, uygar yetişme biçimlerinin çözülüşü gibi görünür. Politik olarak doğru değildir. Anlık yargılar çoğunlukla ırkçılık, cinsiyetçilik ve dar kafalılığın başka biçimlerinden kaynaklanmaz mı?
Dar kafalılık elbette gerçektir. İnsanlar elbette başkalarını ırk, sınıf, din ve cinsel yönelim gibi haksız ölçütlere dayanarak çoğunlukla yanlış algılar. Şunu açıklığa kavuşturayım: Konuşan nunçi’niz değildir. Bağnazlıktır. Aslında ben önyargılarınızın sürekli farkında olmanızı gerektiren nunçi’nin bağnazlığın panzehiri olduğunu ileri sürüyorum.
Haksız bir önyargı, önünüze ne getirilirse getirilsin inatla sürdürdüğünüz bir hükümdür. Sabittir, değişen bilgiye uyum sağlamaz. Nunçi’ye dayalı bir ilk izlenim ise başka hiçbir şey yapmadan nunçi’nize başvurduğunuz ve onun sihrini yerine getirmesine izin verdiğinizde edindiğiniz şeydir.
Önyargı çoğunlukla yanlıştır. Nunçi ise nadiren.
Sherlock Holmes’ün Dediği Gibi,“Veri! Veri! Veri!”
Bir insanı, işyerini ya da yeni bir durumu gerçekten tanıyacaksanız bol verinin yerini hiçbir şey tutamaz. Fakat nunçi’ye dayanan bir ilk izlenim oluşturmadan önce tek başına veri toplamanın bir anlamı yoktur zira tümüyle yanlış veri toplayabilirsiniz.
Size gereken bir nunçi hipotezidir. Topladığınız veri bunu ya kanıtlar ya çürütür.
Yeni bir işe başladığınızı hayal edin. Size ne harika ne başarılı, patronunun gözünde ne kadar iyi olduğunu tekrar tekrar söyleyen bir iş arkadaşınız var. İlk bakışta bu arkadaş dayanılmaz bir gösterişçi görünür, sonunda öyle de çıkabilir fakat nunçi temelli izleniminiz biraz daha ileri gidip onun ekibin yeni bir üyesine neden böyle şeyler söylediğini sorabilir.
Nunçi’nin üçüncü kuralını burada uygulamak istersiniz: Siz yeni geldiyseniz de başka herkesin sizden daha uzun süredir orada olduğunu hatırlayın. Yeni iş ortamı konusunda bilgi edinmek için onları izleyin.
Belki ofis mutfağında rastgele birinin yorumunu işitirsiniz: “Kim ki o yeni çalışanlar, bütün hindistancevizi suyu ile fıstıkları bitirmişler!” Hımm… Demek ki aynı anda işe başlayan bir grup yeni eleman varmış. Neden? Acaba Bay Harika bu taze kana duyduğu içerlemeyi mi paylaşıyor? Belki sizin işinizi alacağını varsayıyor ve size haddinizi bildirmeye çalışıyor. Şimdi bir nunçi hipoteziniz oldu! Acele sonuç çıkarmayın; ancak şirket hiyerarşisinin nasıl işlediğini, bunda sizin ve iş arkadaşınızın yerinin ne olabileceğini belirlemenizi sağlayacak verileri toplamaya başlayabilirsiniz. Herkesin size nasıl davrandığına bakın: Daha yeni çalışanlar size karşı daha açık iken yaşlı güvenlik görevlisi sürekli soğuk, mesafeli mi davranıyor? Bay Harika öğle yemeklerini kiminle yiyor? Onlar da mı size tuhaf davranmakta? Zihninizi yeni veriye açık tutun ve bu doğrultuda uyumlanın. Kolayınıza geldiği için tek bir teoriye takılıp kalmayın yoksa doğru görüş açısını kaybedip, gördüğünüzü fena halde yanlış yorumlayabilirsiniz. Açıklamanın genellikle sıkıcı çıkması olasılığını da göz ardı etmeyin: Bay Harika belki de sonuçta gösterişçinin tekidir.
Nunçi çoğu kimsenin yaşam hikâyelerindeki ısrarlı kötü kahramanla, inkârla savaşınızda cephaneliğinizdeki en güçlü araçlardan biridir.
Ne yazık ki, dümeni rahatsız edici gerçeklere doğru kırmaktan kaçınmak için yanlış verileri kasten toplamak insan doğasında vardır. Müthiş çekici biriyle karşılaşırsanız, size gerçek olamayacak kadar iyi bir fırsat sunulursa olasılıkla arzu ettiğinizi destekleyecek verileri cımbızla seçersiniz. Sadece ne olduğuna değil, neden olduğuna bakmak üzere nunçi muhakemenizi devreye sokmanız gereken an budur.
Shakespeare’in herhangi bir konuda yanılması nadirdir, ona kulak verin. Bir mekâna -konferans salonu, parti ya da aile toplantısı olsun- girdiğinizde onu bir sahne olarak düşünün. Sahnedeki herkes diğer oyuncularla alışveriş halinde olsun olmasın, bir perdenin parçasıdır.
Bir tiyatro oyununda bir karakter sahneye çıktığında bunu her zaman bir eylem izler. Rolü ne kadar ufak olursa olsun yeni karakter, olayın gittiği yönde bir değişikliğe işaret eder. Bu, kişinin orada olmasının beklenmediği zamanlar için de geçerlidir. Yıllar önce bir oyun izlemiştim. Bir sahnede bir karakter siyah bir elbiseyi kaldırıp kız kardeşine gösterecekti. Ancak elbise orada değildi. Tiyatronun malzeme görevlisi sahnenin ortasında kendini belli etmemeye çalışarak belirdi ve elbiseyi yerine koydu. İzleme deneyimini değişime uğratmıştı. Arada insanlar oyunu değil, malzeme görevlisini konuşuyordu.
Bir nunçi ninjası mekânı tiyatro izleyicisinin oyunu seyrettiği gibi izler. İster toplantının neşesi isterse bir kenara çekilmiş içe dönük ev sahibi ya da çalışanı olsun, mekândaki herkes önemlidir ve ortamın “havasını” etkiler. Mekânın hikâyesi durağan değildir. Sizin nunçi’niz de durağan olmamalıdır. Olay akışının alacağı yönlere karşı uyanık olun.
Bir partide biriyle tanıştınız diyelim -kendini insan hakları avukatı olarak tanıtan hoş, çapkın Flavio ile. Şu ana dek bütün işaretler Flavio’nun tanımaya değer olduğunu göstermiş, sizin de ilginiz uyanmış. Söyleşiniz başlayalı yarım saat olmuşken bir kadın Flavio’nun yanına geliyor ve “Neden buradasın sen? Benden uzak dur” deyip gidiyor. Flavio “Aldırma ona. Delinin teki” diyor.
Bu kadın yeni bir bilgi ile yeni bir oyuncu; onu da işin içine katmalısınız. Kadın gerçekten de “deli” olabilir. Öte yandan, başkalarına “deli” diyenlerin kendilerinin genellikle şüpheli olduğunu bilirsiniz. Henüz elinizde karar verecek kadar bilgi yok. Fakat bu sırf baştaki gözünüzle yaptığınız Flavio’nun düzgün biri olduğu değerlendirmesiyle çelişiyor diye gördüğünüzü görmezden gelmeniz gerektiği demek değildir.
Flavio’ya karşı kabalaşmaya gerek yok ancak onu şu noktada fazlasıyla yakından izlemeyerek hakkında pek çok şey öğreneceksiniz. Diğerlerinin arasına karışıp kitapları, mobilyaları beğeniyle gözden geçirerek Flavio’nun başkalarıyla nasıl bir ilişki içinde olduğunu göz ucuyla izlemeye başlamalısınız. Gerçekte kim olduğunu göstermesini sağlamak için araya biraz mesafe koyun. Onu görmezden geldiğiniz için somurtup surat mı asıyor? Önüne gelenle flört mü ediyor? Peşinizden mi geliyor? İkide bir tuvalete gidip kan çanağı olmuş gözler ve akan bir burunla geri mi geliyor? Gereksindiğiniz bütün bilgiye akşam sona ermeden ulaşma olasılığınız hayli yüksektir.
Nunçi yorucu, zahmetli görünebilir ama daha da zahmetlisi nedir biliyor musunuz? Bir men kararı çıkartmak.
Başka bir deyişle bir parça tedbir, dünya kadar tedaviden daha iyidir. Birine ilişkin nunçi’nize dayanarak hüküm verdiğiniz için özür dilemeniz gerekmez. Kime güvenip güvenmeyeceğinize karar verme hakkını “kazandığınızı” kimseye kanıtlamak zorunda
değilsiniz.