Kasımı da kaçırdık…

Ne çok ayrı kaldık, ne çok kavuşamayacağız daha birbirimize…

Yokluğunun üzerinden geçiyor her günüm, her gecem. Aklım kaçıyor senin sıcaklığına bazen, bazen susup öylece dalıyorum gecenin içine, sonra ağlıyorum, ağladıkça seni daha çok seviyorum…

Aşksız oluyor da sensiz olmuyor, buna alışmanın bi yolu, çaresi yok.

Huzurlu uyuyamıyorum senin olmadığın yatağımda. Kendi yatağım ihanet ediyor, sensiz rahat vermiyor bana…

Uykularımı da aldın anlayacağın, canın sağ olsun, n’apalım…

Ağlıyor musun sen de?.. Kafanı duvarlara vurduğun geceler oluyor mu özlemimden, sonra kendini avutuyor musun o anlarda benimde seni çok özlemiş olduğumu düşünerek?

Kalbim çok acıyor, kalbim ağlıyor. Acıya dönüşüyor içimdeki her hatıra. Yutkunmakta, nefes almakta zorlanıyorum, ayrılığın acı tadı nefes borumda…

Yemekten, içmekten uzak, sigara ve bol acıklı şarkılarla kendimi daha da acınası bi hale getiriyorum. Hiçbir şeyin önemi yok artık, şimdi sen yoksun ya burda, şimdi ben sensizliği astım ya baş ucuma, her aklıma geldiğinde kalbim fazla geliyor ya vücuduma, önemi yok…

Her şey anlamını yitirdi sen kendini benden aldığın anda. Zehir gibi sardı tüm bedenimi yokluğun, ölmek üzereyim umursuyor musun?

Aşkın baş harfi sendin… Şimdi, kelimeler sensiz, cümleler öksüz…

Yitirdik sevgili… aşkı, ihtirası, şefkati yitirdik…  geriye başka bişey kalmadı… yitik ve yenik insanlarız biz…

Çok savaştık, uğraştık, dalaştık birbirimize…

Anlamadık, anlatamadık, ağladık, kaçtık, kovaladık, zorladık, sınadık, sığındık…

En sonunda uzaklaştık…

Biz ne yazık ki sevmekten çok ayrılığa bağlandık…

Aşıktık ve acıya alıştık…

Share This