Tıbbi açıdan kandırılarak iki göğsünü birden aldıran Angelina Jolie, kadınları kendilerini sakatlamaya teşvik ediyor.

Angelina Jolie, kanser olmadığı halde iki göğsünü de aldırdığını açıkladı. BRCA1 geni taşıyan ünlü oyuncu, genetik yapının mutlak hastalık göstergesi olduğuna inandırılmış; oysa böyle bir durum söz konusu değil. Aynı geni taşıyan ama sağlıklı yaşayarak yani dengeli beslenip, egzersiz yapıp, yeterince güneş ışığı alıp, kanser yapıcı kimyasallardan uzak durarak, göğüs kanseri olmayan milyonlarca kadın var.

Kanser şarlatanlığıyla aldatılan pek çok kadın gibi Jolie de göğüs kanserinden korunmanın en iyi yolunun kanseri önleyen, sağlıklı bir yaşam tarzını benimsemek yerine “üç aylık tıbbi işlemler” diye tanımladığı cerrahi müdahale ile göğüslerini aldırmak olduğuna kanaat getirmiş.

Ne olur ne olmaz diye… Çünkü kanser endüstrisinin korku tacirleri kadınların zihnine “Memelerim ölümüme yol açabilir” düşüncesini ekiyor.

Şu konuyu açıklığa kavuşturalım: Memeleriniz düşmanınız değildir! Sizi öldürme ihtimali olan memelerinizden ziyade kanser endüstrisidir.

Kadın özgürlüğü mücadelesi: Memelerinizden kurtulun

Angelina Jolie’nin düpedüz tıbbi bir şarlatanlık sonucu kendini sakat bırakmasından daha da kötüsü bu seçimini bir tür kadın özgürlüğü mücadelesi kisvesine büründürmesi; memelerini aldırma kararını sanki dünya kadınlarına güç katan bir eylemmiş gibi sunması.

Jolie kendini nasıl bir karmaşaya sürükledi böyle. Hiçbir tıbbi gerekçeye dayanmadan bedenini sakatladığı yetmezmiş gibi sonra da bir tür algı çarpıtmasıyla bu korkunç olayı bir kadınlık gösterisine dönüştürdü. Güçlü bir kadın olmak bu mudur? Güçlü bir kadın olmak sağlığını, bedenini ve kadınlığını korumak, bedenine saygı göstermek değil de onu sakatlamak mıdır?

Kanser sadece memelerle sınırlı değildir

Kanser sadece memeler veya görüldüğü organlarla sınırlı, bölgesel bir sorun değil sistematik bir sorundur. Göğüste tespit edilse de yalnızca o bölgede gelişmez. Sırf göğüslerini aldırarak kanserden korunabileceğini sanmak saçmalık. Bedeninizde kansere zemin hazırlayan koşullar -besin eksikliği, kimyasallara ve radyasyona maruz kalmak vb.- bulunuyorsa kanser sadece göğüs dokularınızda değil vücudunuzun birçok farklı bölgesinde gelişir. Günün birinde kansere yakalanırım diye bu hastalığın gelişebileceği organlarınızdan birini aldırmanın lastiği patlamasın diye arabanızın bütün tekerlerini sökmekten ne farkı var?

Angelina Jolie kanserden korunmanın daha etkili ve insana güç katan yolları olduğunu bilseydi kanser korkusu salan tacirlere “Hayır” derdi. Dünyadaki bütün kadınların kanser endüstrisinin çılgınlığını ve Angelina Jolie gibi bu endüstrinin tuzağına düşüp daha sonra da onların sözcülüğüne soyunan insanları dinlemeyi bırakıp kanser hakkında, bireyi, sağlığı konusunda kendi sorumluluğunu almaya yönelten, özsaygısını yükselten, bütünsel bilgileri edinmesi gerekiyor.

Kadınların tıbbi açıdan istismar edilmesine alkış tutmak

Ana akım medya, Jolie’nin sağlıklı memelerini aldırmasını “hayran olunacak cesaret örneği” başlığıyla duyurdu. Jolie, New York Times’ta yayımlanan yazısında “Umarım bu deneyimimden başka kadınlar da yararlanır” demiş. Hayır, bunu ben uydurmuyorum; gerçekten diğer sağlıklı kadınların da göğüslerini aldırmasını istiyor. Çıkar uğruna kadınları fiziksel istismara uğratmaktan hiç çekinmeyen tıp endüstrisi, göğüslerini aldırmak isteyen kadınların sayısının artmasından büyük memnuniyet duyacaktır. Rebecca Nagy isimli bir genetik laboratuar çalışanı Businessweek’te yayınlanan makalesinde “bu açıklamayı yapması bize güç kazandırdı. Müthiş bir şey yaptı” demiş.

Müthiş mi? Bedeninizdeki sağlıklı kısımları aldırmak mı?

Bu cerrahi çılgınlığın nereye varacağını kestirebilmek için deha olmaya gerek yok. Böbrek kanserine yakalanma riskiniz mi var? Böbreklerinizi aldırın. Kolon kanserine yakalanma riskiniz mi var? Kalınbağırsağınızı aldırın. Belki de karaciğer kanserine yakalanma ihtimaliniz vardır. O halde karaciğerinizi aldırın; ne olur ne olmaz. Korku tacirliği ve şarlatanlıktan ibaret kanser endüstrisi tarafından kendisini sakatlamaya ikna edilen Angelina Jolie’nin akıl yürütmesi de aynen bu şekilde.

Cerrahi müdahaleyle kendini sakatlamak koyundan farksız bireylerden oluşan günümüz toplumunda hızla yaygınlaşıyor

Bedeninizi cerrahlara kestirip biçtirip daha sonra kanserden “yırttığınızı” ilan etmenin hiç de heyecan uyandıran, kahramanca bir yanı yok. Evet, doğru okudunuz; kanser olmadan kanserden kurtulmaya çalıştığınız için ben buna yırtmak diyorum.

Belki de hayatınızın en büyük enayiliğini yapıp gayet sağlıklı bedeninizi sizi kasap gibi parça parça kesen birkaç şarlatan doktora emanet etmişsinizdir. Bu, tıbbi çılgınlığın son mertebesidir; hele ki sadece D vitamini alarak göğüs kanseri riskinin %78 oranında düşürülebileceği biliniyorsa. Evet, doğru; D vitamini kullanın memeleriniz sizde kalsın. Nasıl, iyi anlaşma değil mi?

Neden erkek onkologlar testislerini aldırmıyor?

Bu arada erkeklerin testis kanseri riskini azaltmak için testislerini kesinlikle aldırmadıkları dikkatinizi çekti mi? Her gün kadınların memelerini alan erkek cerrahlar ve onkologlar bile bunu yapmıyor. Kadınların memelerini almanın harika bir fikir olduğunu düşünen bu adamlara kanserden korunmak için testislerini aldırmalarını önerdiğinizde size çılgın gözüyle bakarlar.

Çünkü kanserden korunmak için sağlıklı testislerinizi aldırmak aptalca olur tabii. Şarlatanlığın daniskası. Bunu tanıdığınız adamlara önerirseniz ya size gülerler ya da suratınıza yumruğu yapıştırıverirler. Ahlak sahibi hiçbir doktor da sağlıklı testisleri almaya yanaşmaz zaten. Bu, gayet anlamsız ve mesleki hatadan ötürü dava açılmasına sebebiyet verebilecek bir düşüncedir.

Öyleyse gayet sağlıklı bedenlerini sakat bırakarak bir tür sosyal beyanat verdiklerini sanan “güçlü kadınların” memelerini almayı neden doğal karşılıyoruz?

 

Kaynak: www.naturalnews.com
Çeviren: Memed Koç

Share This