Neden çoğu insan kendi hayatını daha iyi yönetmektense çevresindeki
insanları yönetmeye sevdalanır anlamıyorum. Bu insanlar enerjilerini kendi hayatlarından çok başkalarının hayatlarını düzene sokmak için harcarlar. Ama ne kendi hayatlarında ne de başkalarının hayatlarında istedikleri hakimiyeti kuramazlar. Kendilerini ve çevresindekileri anlamsızca yorarlar.

Ya kardeşim sen önce kendi hayatını kaos ve karmaşadan bir kurtar bakalım. Hayattan istediklerinin bir kısmını elde et bakalım. Küçücük de olsa bir mucize yarat bakalım. Ondan sonra biz seni zaten örnek alırız. Bunun da bir bildiği var, deyip akıl danışırız.

Bu tip insanlar kendilerini hiç eksiksiz yaratılmış sanırlar. Dört
dörtlüktür onlar. Her konuda her şeyin en iyisini bildiklerini zannederler.
Ama ne acıdır ki kendilerini bilmezler.

Bu dünyaya ne kadar geldiyseler o kadar giderler.
Hiç gelişmezler ve değişmezler.
On yıl görmemiş dahi olsanız, o hala on yıl önceki kişidir bunu bilirsiniz. Yeni olan herşeye karşı çıkmak en birinci vazifeleridir.
En sevmedikleri kişiler de sürekli değişmekten ve gelişmekten korkmayan, cesur kişilerdir.Her fırsatta onları -elalem ne der diye korkutup- aşağıya çekmeye çalışırlar.

Çünkü kendileri korkaktır. Dışarıdan kendilerine bakacak cesaretleri yoktur. Bakıp görseler de değişebilecek kadar güçlü değillerdir. Hep gözleri ve akılları başkalarında olduğundan kendi iç dünyaları
oluşmamıştır.

İçlerindeki iyi kötüye yenilmiştir.
Kendisi gibi çoğunluğun sınırlarını çizdiği ve içinde hapsolduğu çemberden çıkamazlar.
Zihinlerini esaretten kurtaramazlar.

Bu yazdıklarımdan böyle kişileri düşman ilan ettiğimi düşünmeyin sakın. Onlara çok büyük bir minnettarlığım var. Çocukluğumdan beri onlara bakarak şekillendirdim kendimi.

Yalancıydılar, dürüst oldum.
Başkalarıyla uğraşıyorlardı, kendimle uğraştım.
Başkalarının sahip olduğu şeyleri kıskanıyorlardı, ben sahip olduklarım için şükrettim ve onların keyfini çıkardım.
Burunları kaf dağındaydı, ben alçakgönüllü oldum.
Maddeye düşkündüler, ben maneviyata düşkün oldum.
İnsanların cüzdanlarına bakıp değer biçiyorlardı, ben gönüllerine baktım.
Eski eşyalarını kimse alıp kullanmasın diye yakıyorlardı, ben ihtiyacı olanlara verdim.
Yardım isteyenlere yüz çeviriyorlardı, ben elimden geldiği kadar yardımsever oldum.
Çok hakkımı yediler, adaletli bir insan oldum.

Bu liste uzar gider. Anlatmak istediğimi anlamışsınızdır zaten. Ben her gece, bugüne kadar hayatıma giren böyle kişileri, bana yaptıklarından dolayı affediyorum ve onlara teşekkür etmeden uyumuyorum.

Eskiden, Tanrı’ m böyle insanları neden yaratıyorsun, kime ne faydası var ki derdim.

Şimdi, Tanrı’ nın bir bildiği varmış diyorum.

Buradan onların hepsini ve sizi kucak dolusu sevgiyle selamlıyorum.

Share This