Çoğu insan yeni yıla girerken Noel Baba’dan hediye talep eder gibi bir takım arzu listeleri yapar. Yeni yılın kendisine bu hediyeleri getirmesini bekler. Verilecek kilolar, alınacak mülkler, bitirilecek tezler, başlanacak aşklar, değiştirilecek işler, sabitlenecek ilişkiler, bırakılacak sigaralar, kazanılacak paralar, gidilip görülecek yerler vs. Ama bu listelerde yer alan maddelerden çoğu gerçekleşmez. Umutlar, arzular bir başka yeni yıla ertelenir. Bu arada ömürden bir yıl daha eksilir.
Umut, başkalarından veya dışarıdan beklenti değil, kişinin kendisinden beklentisidir. Umut, içindeki potansiyelin sana göz kırpışıdır. Gerçek umut daima kararlılığı da içinde taşır.

2015 bundan sonraki yaşamının ilk yılı. Sana özdisiplin ve motivasyon dolu, kendine verdiğin sözleri tutarak, kendine saygının arttığı, enerjisi yüksek bir yıl diliyorum.

Bütüne katkı boyutundan bakıldığında, doğmanla doğmamış olman arasındaki farkın başka insanlar tarafından netçe görüldüğü, hissedildiği, var olduğun için nice insanın sana şükran duyduğu ve senin de hayata şükran duyduğun bir yıl olsun.

Sen umut ve kararlılıkla yeni yılda bir şeyler gerçekleştirmeyi beklerken benim de senden bir beklentim var. Bir söz istiyorum senden. Hayatında önemli yer tutan, belki vazgeçmekte zorlanacağın, hatta vazgeçmemek için bahaneler yaratmada tüm uzmanlığını konuşturacağın bir ikili ilişkiden vazgeçmenle ilgili bu söz.

Bazı ikili ilişkiler çok tehlikelidir. Şimdi lütfen aşağıdaki bilgileri dikkatle oku.

ARABA ve TELEFON ikilisinin tehlikeli birlikteliği, hayatla oynadığımız riski yüksek bir kumardır.

Ölümle, yaralanmayla, sakat kalmayla sonuçlanan her DÖRT araba kazasından biri cep telefonu bağlantılı dikkatsizlikten kaynaklanıyor. Araba kullanırken cep telefonu kullanmak hem görüş açımızı daraltıyor hem de tepki verme sürecimizi yavaşlatıyor. Yarattığı sonuçlar alkollü araba kullanmak kadar tehlikeli.

1. Tünel görüş: Araba kullanırken cep telefonu ile konuşan kişinin gözü yolda olsa bile baktığını görmüyor. Çünkü yaptığı konuşma dikkati dağıtıyor ve sürücüde “tünel görüş” yaratıyor. Yani göz yan tarafta olan bitenleri algılayamıyor. Sadece öndeki dar bir alanı görebiliyor.

2. Tepki verme yavaşlığı: Telefon konuşması tepki verme süresini de büyük ölçüde arttırıyor. Sürücünün hızını düşürmesine sebep olup trafik akışında sorunlara ve aksamalara neden oluyor. Yirmili yaşlarda birinin tepki verme süresi, direksiyon başında uyuklayan yetmişlik bir insana denk oluyor. Araba kullanırken telefonla konuşmak kaza riskini DÖRT misli, mesaj yazmak ise SEKİZ misli arttırıyor. Çünkü mesaj yazarken zihninin yanı sıra gözün de ortalama BEŞ SANİYE yoldan tümüyle uzaklaşıyor.

KULAKLIK KULLANMAK DA ÇÖZÜM DEĞİL. Çünkü elin nerede olduğundan çok zihnin nerede olduğu önemli. ZİHNİMİZ, AYNI ANDA GERÇEKLEŞTİRİLEN İKİ FARKLI ETKİNLİĞE ODAKLANAMIYOR. Hiçbir telefon konuşması ya da mesaj, senin, sevdiklerinin ve hiç tanımadığın insanların canından, sakat kalmasından yaralanma riskinden daha önemli değildir. ARABA KULLANIRKEN CEP TELEFONUNDAN UZAK KAL LÜTFEN. Gözün yolda, elin direksiyonda sağlıcakla var sevdiklerine. Şimdi senden bir söz rica ediyorum.

Bu sözü kendine sözlü ve yazılı olarak verebilir misin?

“Araba kullanırken her koşulda telefonumdan uzak kalıyorum. Onu ulaşamayacağım bir yerde ya da kapalı tutuyorum. Acil aramam ya da cevap vermem gereken bir telefon için arabamı kenara çekip konuşacağıma söz veriyorum.”

Şimdi verdiğin sözü bu yazının altına yazarak da deklare edebilir misiniz? Facebook sayfasında yazdıkların bir süre sonra altlara iniyor ve kaybolup gidiyor ama dergi yazısının altında yorumlarda yer alan sözler hep sayfada kalıyor.

Bu sözü vermek hem kendine yapacağın büyük bir iyilik, hem de çocuklara model oluşturan örnek bir davranış olacaktır.
Bütünün yararına olan bu sözü veren herkese teşekkür ediyorum.

Yaşamın en değerli hazinen.

Sen değerlisin!

Sevginin verilen söze saygısıyla hoşça ol.

<div class="social4i" style="height:82px;"> <div class="social4in" style="height:82px;float: left;"> <div class="socialicons s4twitter" style="float:left;margin-right: 10px;padding-bottom:7px"><a href="https://twitter.com/share" data-url="https://dergi.kuraldisi.com/bir-soz-istiyorum-senden/" data-counturl="https://dergi.kuraldisi.com/bir-soz-istiyorum-senden/" data-text="Bir Söz İstiyorum Senden" class="twitter-share-button" data-count="vertical" data-via=""></a></div> <div class="socialicons s4fblike" style="float:left;margin-right: 10px;"> <div class="fb-like" data-href="https://dergi.kuraldisi.com/bir-soz-istiyorum-senden/" data-send="true" data-layout="box_count" data-width="55" data-height="62" data-show-faces="false"></div> </div> </div> <div style="clear:both"></div> </div> <p><img decoding="async" class="alignleft wp-image-3760 size-thumbnail" src="https://dergi.kuraldisi.com/wp-content/uploads/sites/4/2018/02/JW0rM3p-150x150.jpeg" alt="" width="150" height="150" />1952 yılında doğdu. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Basın Yayın Yüksek Okulu’nda okudu.<br /> 1972 yılında gittiği Amerika’nın Kaliforniya eyaletinde on dört yıl sürekli, on iki yıl da aralıklarla yaşadı. Kaliforniya’da alternatif sağlık, alternatif eğitim, insan potansiyeli ve hümanistik psikoloji alanlarında eğitim gördü.<br /> Zihin Bilimi, Hipnoterapi, Reiki, Rebirthing, NLP ve kinesiyoloji eğitimleri aldı. California Jaycee’s organizasyonunda uzun yıllar bireysel gelişim alanında hizmet verdi. Sorunlu çocukların gittiği okullarda gönüllü çalıştı.<br /> International Council for Self-Esteem Türkiye temsilcisidir.<br /> Türkiye’de ilk kez 1993 yılında hipnoterapi yöntemiyle ağrısız ve ilaçsız, suda doğum yaptırdı.<br /> Basın dünyasında birçok dergide ve Güneş gazetesinde araştırmacı gazeteci ve köşe yazarı olarak çalıştı. Dört yıl Bilar ve Bilsak’ta haftalık konferanslar verdi. Değişik radyolarda (Enerji FM, Show Radyo, Best FM ve Radyo TRT1) Kuraldışı ve Ötesi adlı psikoloji ve bireysel gelişim eksenli programlar hazırlayıp sundu. TGRT’de hafta içi her gün, Nil Gün ile Yeni Bir Gün adıyla bir sohbet programı yaptı. Radikal gazetesinde psikoloji ağırlıklı dizi yazıları yayımlandı.<br /> Cine-5 kanalında Çekim Yasası programını hazırlayıp sundu. (2007)<br /> Amerika’da 1981, Türkiye’de 1989 yılından beri, bireysel ve kurumsal workshop çalışmaları yapıyor.<br /> Bireysel gelişim kavramının Türkiye’ye girmesinde ve birçok yayınevine yaptığı danışmanlıkla bu alandaki yayınların tanınmasında öncü oldu. Ayrıca uzun yıllardır ideali olan, okullara Özsaygı (Self-Esteem) derslerinin girmesi için ilk adımı attı ve özel bir okulda Özsaygı dersleri vermeye başladı.<br /> Çok sayıda kitabı, çevirisi; hipnomeditasyon, zihin programlaması, motivasyon ve çocuk eğitimi CD’si vardır. Ayrıca Bütünsel Kinesiyoloji alanında yaptığı çalışmaları içeren, Bedenin Bilgeliği adında kapsamlı bir DVD çıkarttı.<br /> Öncelikli hedefi, Bütünsel Kinesiyoloji (PiKi) eğitmenleri ve danışmanlar yetiştirerek eğitim, sağlık ve iş hayatı alanlarında topluma yararlı olmaktır.</p> <span class="et_social_bottom_trigger"></span>
Share This