Aslında gökkuşağı hala sana çok yakın, sadece bunun farkına varman gerekiyor.  Kendini unutuyorsun çoğu zaman biliyorum; ama bu asla senin suçun değil. Çünkü sana henüz çok küçükken hep başkaları olman öğretildi. Bunu unutma! Eğer bunun farkındalığını kazanırsan o zaman düşünmeye başlarsın… “Kendim için ne yapabilirim?” diye sorabilirsin kendine. Bunu sormazsan kendine ulaşamazsın, o zaman başkalarına ulaşmaya devam ederek yaşamaya devam edersin.

Sonra eşyalar… Eşyalara ne kadar da çok önem veriyorsun sen öyle! Bir bilgisayar alıyorsun ve onu kullandıkça yavaşladığını, kilitlendiğini, artık eskisi kadar performanslı çalışmadığını görüyorsun. Hemen virüsleri temizlemek için uğraşıyorsun, sonra ona koruma programları kuruyorsun. O senin en kıymetlin oluyor.

Peki, bilgisayarı bozulduğu zaman üzülen ve hemen bakımını yaptıran sen kendi ruhun için neden bir şeyler yapmıyorsun?

Ona ayırdığın zamanın onda biri kadar kendine zaman ayırıyor musun?

Ona kurduğun koruma programları gibi kendi ruhunu da korumaya alıyor musun?

Hayır! Almıyorsun. Korumuyorsun. Sen hep başka şeyler için varsın, sen kendin için YOKSUN!

Söyle bana, kendi için olmayan bir insan, ailesi, sevdikleri, çevresi için ne yapabilir?

Sen sadece bu dünyada zamanını doldurmakla meşgulsün. Bunun için mezarda bolca vaktin olacak zaten!

Uyan artık!

Çık şu mezarından ve kendin için bir şeyler yap!

 “Kendim için ne yapabilirim” diye sor kendine defalarca ve bırak bilinçaltın cevabı senin için arasın; sen sadece komutu ver, gerisini ona bırak.

Sen yeter ki iste, istediğin ama inanarak istediğin seni bulacaktır zaten.

Ama sakın umma! İnsanları duyuyorum, onlar çoğu zaman bir şeyler umuyor. Ummak=İnanmak değildir.

Ummak, seni sadece uyutur, bekletir.

Boşuna beklersin umduğunda. Çünkü onu umuyorsun, beklemedesin. Bir şeyler yapmıyorsun…

İnandığın zaman ise tüm hücrelerin harekete geçer, senin için var güçleri ile çalışırlar.

 İnsanlar umarak çok şey kaybettiklerinin farkında değiller. Bana “ilişkimiz çok güzel umarım böyle gider” diyorlar. Ben de onlara böyle bir yere gidemezsiniz diyorum. İnanmıyorlar ki gideceğine, nasıl bir ilişki devam edebilir bu şekilde?

Kelimelerin büyüsü var, kelimeler zehirlidir bazen. Onlara dikkat et.       

Zehirlenmemek için ne söylediğine kulak ver.

Varlığına, soluk alıp verişine kulak ver.

Sıradanlaştırma kendini.

Sınırlandırma kendini.

Sen sınırsızsın, sana küçük yaşta öğretilen her şeyi unut, sen büyüdün, senin kendi düşüncelerin var. Sen ayrı bir varlıksın. Sen kendinsin.

Bunu unutma!

Şimdi git ve kendin gibi yaşa, kendi kurallarınla sınırsız ol!

Sen başkalarına bakma, onlara baktığın zaman kendini kaybedersin!

Bu başkalarının değil, salt senin yaşamın.

Önce kendine bakmalısın; bunu ısrarla tekrar ediyorum. Bu anlaşılmayacak bir şey değil, ama işine gelmeyecek bir şey!..

Anladın mı?…

Share This