Aileler okul ve öğretmen seçimlerinde çocukları için en iyisini yapmaya çalışıyorlar. Peki, en iyi okullarda, en iyi öğretmenlerle öğrenen çocuklar bile neden takviyeye; özel ders almaya ihtiyaç duyuyor? Okulda anlatılan derslerden neden yeteri kadar yararlanamıyorlar?
Bunun temelinde yatan faktörlerden biri dersi yeterince etkin dinleyememeleri. Öğrenciler sınıfta öğretmenlerini daha etkin dinleyebilseler, derslerini daha iyi anlayabilir, ailelerine ve hobilerine daha çok zaman ayırabilirler.
Bilim insanları Almanya’da bir deney gerçekleştirmiş. Bir öğretmen sınıfta konuyu asık suratla, hiçbir espri yapmadan öğrencilere anlatıp çıkıyor. Dersten sonra konuyla ilgili testte öğrencilerin başarı oranı yüzde altmış. Daha sonra aynı öğretmen, derse girdiğinde öğrencilerden ağızlarına bir kurşunkalem almalarını ve ısırır gibi ders boyunca ağızlarında tutmalarını istiyor. Öğrencilerin ağzında kalem varken öğretmen dersi aynı şekilde anlatıyor. Dersten sonra konu ile ilgili yapılan testte başarı oranı yüzde yetmişe çıkıyor. Deneyin üçüncü aşamasında öğretmen dersi güler yüzle anlatıyor ve dersin on beşinci dakikasına doğru bir de espri yapıyor. Çocuklar gülüyor, öğretmen konuyu dağıtmadan anlatmaya devam ediyor. Dersten sonraki testte başarı oranı yüzde seksene çıkıyor.
Bilim insanlarına göre, ağzın kenarlarının kulaklara yakınlığı ölçüsünde öğrencilerin dikkati artıyor. Onun için çocuklar sınıfta espri yapan öğretmenlerin derslerini daha dikkatli dinliyorlar. Gülümseyerek dinlenen derslerde dikkatleri artıyor. Bizler de uzun bir konferansı espriyle süsleyen konuşmacıyı daha keyifle ve dikkatle dinlemez miyiz?
Öğrencilerin dersi daha iyi dinleyebilmeleri için öğretmenlerini sevmeleri de gerekir. Tabii ki her öğretmeni çok sevemeyebilirler ama öğretmenle ilgili bakış açılarını olumluya çevirebilirler. Çocuklarının yanında öğretmen ya da okul aleyhinde konuşulmamalıdır. Anne babalar bazen “Biz de o öğretmenini hiç sevmedik ama sen dersini çalış” gibi yorumlar yaparak farkında olmadan çocuklarının motivasyonunu düşürürler. Oysa tam tersine çocukların öğretmenlerini sevmeleri için ortam hazırlanmalıdır.
Bir danışanımın İspanyolca öğretmeni değişmişti ve yeni öğretmeni sevemediği için İspanyolca dersindeki başarısı düşmüştü. Öğretmeni hakkında hep olumsuz konuşuyordu. Ondan o hafta ödev olarak öğretmeninde beğendiği on özelliği bulmasını istedim. Başta “Bulamam” demişti ama ödev gereği bakış açısını olumluya odaklamış olduğu için bir hafta sonra “Ayakkabıları çok güzelmiş” türünden de olsa, beğendiği özelliklerini sıralayabilmişti. Bakış açısı değişince notları da tekrar düzelmişti.
Derste konsantrasyonu artırma teknikleri
Ders sırasında konsantrasyonu arttıracak bazı basit teknikler kullanılabilir.
Derslerde öğretmene odaklanarak daha dikkatli dinlemek için öğretmenle göz kontağı kurmak önemlidir.
Öğretmenin gözleriyle ağzı arasındaki hayali üçgene bakmak ya da dikkat dağıldığı zaman öğretmenin yüzünde büyük bir analog saat hayal edip saati gözle takip etmek de işe yarar.
Kulakların kenarları, kulakların başla birleştiği yerler, kulakmemeleri ve boynun birinci omurunun ovulması da dikkatimizi toplamamıza yardımcı olan önemli akupunktur noktalarıdır.
Son olarak, öğrencilerin öğrenme yöntemleri farklı olduğu gibi dersi etkin dinleme yöntemleri de farklı olabilir.
Bazı öğrenciler için bir gün önceden konunun özetine bakmak, onları dersi dinlemeye hazırlar.
Bazı öğrencilerin dikkati, dinlerken not tutarlarsa artar.
Bazı öğrencilerin dinlerken resim çizmesi, kalem çevirmesi, dikkatlerini toplamalarına yardımcı olabilir.
Her çocuğun özel olduğunu hep hatırlayarak, onları dersi etkin dinleme teknikleriyle desteklemeli ve farklılıklarına saygı göstermeliyiz.