Ne zaman öğretmenlere seminer versem öğretmenler velilerden yakınır. Velilerle konuştuğumda ise her fırsatta öğretmenlerden şikâyet ederler. Her iki taraf da birbirini işini iyi yapmamakla suçlar. Oysa günümüzde çocuk eğitimi o kadar hassas ve zorlu bir süreç ki çocuklarımıza sağlıklı bir eğitim verebilmek için artık ne sadece aile, ne de sadece öğretmenlerin gücü yetmekte. Yeni kuşak için eğitim öğretimin okul ve aile dışında üçüncü ve belki de en önemli ayağını genelde atlıyoruz: “Medya” ve medyadan etkilenmiş “arkadaşlıklar.”
Bir ülkenin kaderi dün de, bugün de, yarın da kaliteli öğretmenlerle beraber bilime, okumaya verdiği önemle belirleniyor. Bunun için zeki, kapasitesi yüksek gençler öğretmen olmaya yönlendirilmeli, onlara en yüksek maaşlar ve sosyal imkânlar verilmelidir.
Ailelere de “ebeveyn eğitimleri” verilmelidir. Hatta çocuk sahibi olmadan önce bu eğitimlere katılmak zorunlu olmalıdır. Bu eğitimlerde de teorik bilgi aktarımı yerine uygulamalı atölyelerin çoğalmasına destek verilmelidir.
Tüm bunları destekleyen üçüncü ayakta da medya ve medyadan etkilenmiş “arkadaşlar” dikkate alınmalıdır. Çünkü bazen çocuklar öğretmenlerini veya anne babalarını dinlemez ama bir arkadaşlarının sözüyle davranışlarını değiştirebilir. Eminim bu cümleyi okuyan birçok anne baba gülümseyecektir J
Günümüzde televizyon dizilerinin, internet oyunlarının çoğu bu kanalı kullanarak çocuklarımızın zihinsel süreçlerini ne yazık ki baltalamakta, onları haz odaklı, hedefi olmayan bencil, kişisel menfaati için her şeyi yapabilecek ve etik değerleri olmayan bireylere çevirmektedir. Ülkemizde her geçen gün bencil, saygısız, başıboş, hedefsiz, hayatının anlamı olmayan, marazi, mutsuz gençler çoğalmakta. Bunun için devletin, sivil toplum kuruluşlarının, eğitimcilerin bir araya gelerek, zaman ve para harcayarak medyayı etkili kullanabilmenin yollarını bulmaları gerekir.
Medyanın ve teknolojinin gücünü hafife almayarak ondan yararlanmamız gerekmektedir. Genç danışan öğrencilerimden biri dinozorların çeşitlerini tüm detayları ile biliyordu. Bir başkası Mısır tarihini, bir başkası da deniz hayvanlarını çok detaylı öğrenmişti. Bu kadar kuvvetli bilgiyi o yaştaki çocuğun önüne koysanız asla bu kadar kolay öğretemezsiniz. İnternet oyunları ile kolaylıkla hem de eğlenerek öğrenebiliyorlar. Bizim de bundan yararlanmamız lazım. Teknoloji dehası gençlerimizle, donanımlı tarihçi, edebiyatçı, psikolog, ekonomist, fen hocalarımız bir araya gelerek güzel internet oyunları hazırlayabilir. Teknolojiden korkmak, çocuklarımızdan uzak tutmaya çalışmak yerine, teknolojiyi doğru ve etkin kullanmanın yollarını araştırmalıyız.
Televizyon dizlerinde de doğru mesajlar verilebilir. Bizler Küçük Ev dizisindeki Laura ile beraber ahlak dersleri aldık. Beyaz Gölge dizisiyle gençlerimiz basketbol ile tanıştı ve takım ruhunun önemini kavradık anladık. Uzay Yolu dizisiyle farklılıklara saygıyı öğrendik. Belki o zamanlar imrenerek izlediğimiz artistik buz pateni yarışmaları sayesinde ülkemizde bir genç kızımız şimdi ödül kazanabiliyor.
Kitap okuyan, spor yapan, müzik dinleyen, kendisini geliştirmiş, sorumluluk sahibi, ahlaklı, hedefi olan çevre bilinci gelişmiş bir gencimizin yaşamı, usta bir yönetmenin elinde, kaliteli oyuncularla dizi filme çevrilse, gençlerimize olumlu etkisi olur. Böyle kaliteli bir yapım binlerce eğitmenin gücünden daha fazla toplumuzda etki sağlar. Ancak böyle gençlerle geleceğe umutla bakabiliriz. Eğitim alanında bu dev sektörden mutlaka yararlanmalıyız.
Medya ayağını olumlu yönde devreye sokmadığımız için aile ve okul ne yazık ki yetersiz kalmakta ve o nedenle birçok gencimizi istemeyerek kaybetmekteyiz.
Bir baba çocuğunun her halini düşünmezse o çocuğu yabancılar düşünür, onu baştan çıkarırlar.
Sadi Şirazi.
Banu Uzkut Onuk