Bu yazı 2016 yılından beklentim olmamasını sağlayan insanlara bir şükran yazısıdır.
Önceki yıllarda yılbaşına girerken dilediğim dileklere baktım da, meğer ne çok anlam yüklemişim. Ama geçenlerde dinlediğim bir haberde fark ettim ki bu konuda yalnız değilmişim. Haberde Eminönü ve Tahtakale’de bu yılbaşı arifesinde satışların azaldığını ama en çok satan ve satışı artan şeyinse dilek feneri olduğunu söylüyordu. Demek ki herkes yılbaşında isteklerinin olması için farklı yollar deniyor, neticede yeni yıldan beklentilerini dile getiriyor.
İşte tam da bu noktada bir şeyler oldu bana. 2015 Ocak ayında kapısından girdiğim Kuraldışı’nda bitirdiğim Yaşam Okulu eğitimlerinden sonra sihirli bir değneği elime geçirmiş gibi hissettim ve o günden beri de dilek hakkımı kendimden yana kullanmaya başladım.
O sihirli değneğin bana dokunmasıyla başlayan değişimimde, başıma gelen her olayda, haklılık mücadelesine girmeden, sadece kendi payıma düşen kısma bakmak ve düzeltmek için gayret göstermek ama tüm çabama rağmen yine hata yapabileceğimi kabul etmek bu sene içinde beni en çok rahatlatan davranış oldu.
Aslında mutlu olmak için, “Hayatımda falanca şey olsun o zaman mutlu olacağım; hayatıma şu kişi girsin o zaman mutlu olacağım” diye devamlı kendi dışımızdaki şeylerden ya da başkalarından medet umduğumuz için o mutluluk bir türlü gelemiyor. Kendimize döndüğümüzde ve mutlu olmanın önce bu idrakle başladığını anladığımızda ise her şey değişiyor. Hal böyle olunca da insan ister istemez dileklerini fenerden ya da yılbaşından değil de kendinden istemeye başlıyor.
2016 yılına girdiğimiz bu günlerde ben o sihirli değneği tekrar kendime değdiriyorum; kendimin en iyi versiyonu olmak için başladığım bireysel gelişim yolculuğumda, bol farkındalıklı, bütüne katkıda bulunabilmem için bana fırsatlar sunan ve bunları değerlendirdiğim, gelişimime devam ettiğim bir yıl diliyorum.
Koskoca evren içindeki tek ve biricik halimle, bütünün bir parçası olduğumun bilinciyle, ben değişince önce yakın çevremin, sonra da tüm insanların dalga dalga bu iyileşme halinden faydalanacağını biliyorum. İçimizdeki şefkat, vefa, şükran, adalet ve barış duygularının giderek artmasını ve önce güzel ülkemde sonra da tüm dünyada insanların mutlu olmasını diliyorum.
Bu nedenle beni kendimle yakınlaştırırken aynı zamanda çevreme ve bütüne bakışımın da bu şekilde değişmesini ve gelişmesini sağlayan sevgili Nil Gün ve Saim Koç başta olmak üzere tüm Kuraldışı ailesine ve bu aileden olan olmayan, bana katkıda bulunan tüm dostlarıma ve arkadaşlarıma şükranlarımı sunuyorum.
Yeni yılımız, yeni ve güzel yollarımızın olduğu ve bu yollarda buluştuğumuz dostlarla dolsun.
Deniz Yalazan
Sevgiler Sn. Deniz Yalazan, yeni yazılarınızı bekliyoruz. Artık ben mi göremiyorum yazılarınızı bulamıyorum. Özellikle 2015 yılında yazmış olduğunuz ‘Öncelikler Listende Kaçıncı Sıradasın.’ isimli yazınızı defalarca okudum ve bana bir sihir gibi dokundu. Güzel bir dokunuş oldu. Yeni sihirli dokunuşlarınızı bekliyoruz.