Yaşamı kutlamak için yılda en az bir kere bize sunulmuş fırsattır doğum günlerimiz. En az diyorum çünkü kutlama için farkında olursak çok sebebimiz doğabiliyor yaşamın içinde. Her sabah uyandığımızda gülümseyerek açıyorsak gözlerimizi yeni güne, sağlıkla nefes aldığımız için şükredebiliyorsak hayata ne mutlu bize! Bu bile bir kutlama sebebi öyle değil mi?

Yaşımızın kaç olduğunun önemi yoktur aslında. Önemli olan yaşanmışlıklarımız, yürüdüğümüz yol boyunca yaratabildiklerimiz, geride bıraktığımız izler, bugün hangi noktada bulunduğumuz ve geleceğe dair oluşturduğumuz yaşam haritamızdır.

Her doğum günümde bakarım şöyle bir geçmişe! Ve her sene bir öncekinden daha çok güller açar yüzümde. Çünkü  acısıyla, tatlısıyla benimdir o yaşam tablosu.

Tablomun renklerini her yıl, kendim, kendi seçimlerimle boyamışımdır farklı renklere.

Bu yıl daha içten daha sıcak  gülümsüyor yüzüm….

 2/7/2007 ye kadar renklerim pastel tonlarıymış benim. Her renk varmış aslında fakat itiraf ediyorum hiçbiri parlamıyormuş, canım oğlum dışında.

23/6/2007 de Kuraldışı ile tanıştıktan sonra, yani tam bir yıl önce yepyeni bir yaşama kucak açmışım.

Yaşamın seçimlerimizden ibaret olduğunu öğretmişler bana, ben de öğrendiklerimi severek ve isteyerek hayatıma geçirmişim. Seçimlerimin sorumluluğunu %100 almayı öğrendiğimde, elimdeki boya kutusunda var olan renklerin de parlamaya başladığını görmüşüm. Fark ettikçe renklerimi, daha istekli vurmuşum fırçamı tuvale ve vurmaya devam ediyorum, huzurla, özveriyle. Şimdilerde çok güzel bir resim çıkıyor meydana. Renkler beyazdan mora, gökkuşağını andırıyor. İçimi ısıtıyor.

Her zaman düşünür ve sorgulardım; ‘’Yaşamamın bir anlamı olmalı, herkesin bir yaşam misyonu vardır acaba benim ki nedir?’’ diye. Düşünürdüm de bunu nasıl bulacağımı bilemezdim. Bir yolu olmalıydı öğrenmenin!

Sonra çok değerli dostum Arzu’nun desteğiyle bir seçim yaptım ben. Hem de en zor günlerimden birinde. Bir ses bana hadi  diyordu, hadi! Ve hiçbir engelin bana engel olmasına fırsat vermeden girdim o kapıdan.

Evet! Ben Kuraldışı’nı seçerek, yeniden dünyaya gelmeyi ve evrene yüreğimi açmayı seçmiştim. Bunu birkaç aydır, özellikle Kuraldışı’nda Eğitim Asistanlığına kabul edildiğim günden itibaren fark etmiş bulunuyorum. Ve sizlerle paylaşmaktan onur duyuyorum.

Artık yaşamamın gerçekten büyük bir anlamı var!

Neyzen Tevfik der ki!

Hayat üçbuçukla dört arasıdır. Ya üçbuçuk atarsın ya da dört dörtlük yaşarsın.

Yaşamda tesadüf yokmuş gerçekten. Bugün benim doğum günüm. Ben iki kere doğdum. Hem 2 Temmuz 1970’de, hem de ilk Kuraldışı eğitimimi aldığım tarih olan 2 Temmuz  2007’de.

Bana dört dörtlük yaşamın kapısını gösteren Arzu Parlakgöz’e, kapıyı sonuna kadar açan Nil ve Saim’e, canım Selen’ime, bu kapıdan geçtiğimde yol arkadaşlığı yağtığım sizlere yani tüm Kuraldışı dostlarıma ŞÜKRAN DUYUYORUM.
 
Yeni yaşamımda  her var olun, hep birlikte olalım.

Sizleri seviyorum.

Doğum Günlerimiz Kutlu Olsun!
 

Share This