Her geçen gün, farkında olmanın ne denli önemli bir kavram olduğunu daha iyi kavrıyorum. Aslında farkında olmak derken, kendimdeki her zerreciğin farkında olmaktan bahsediyorum.

İçimde nasıl değişimler oluyor? Ben’im beni nasıl harekete geçiriyor? Egom nerede devreye girip beni kışkırtıyor? Çevremde olup biten her olayın iç dünyamdaki yansıması ne? Bazı tepkileri otomatik, bazılarını etkisel olarak nasıl veriyorum? Ne yapıyorum? Nerede duruyorum? Ya da duruyor muyum? Esnekliğim beni nereye kadar fırlatıyor? Kime nasıl bir yararım dokunuyor? Kendi içimin temizliğinde nerelerdeyim? Etrafımda gördüğüm yansımalar benim içimde neye tekabül ediyor? Nasıl bir dünya yaratıyorum kendime? Nerelere sınırlar koyuyorum? Nerelerde duvar inşa etmişim? Nereleri aydınlatmışım? Nerelerde karanlığı tercih etmişim? Etkisel her hareketimle insanları nasıl yönlendiriyorum? Neler yaratıyorum? Nasıl yaratıyorum? Niye yaratıyorum? Çevremde gördüğüm, duyduğum şeyler bana ne mesajı veriyor? Ne kadar canlıyım? Ne kadar ölüyüm? Küçüklüğümde yaşadığım olayların ne kadarını şimdiye taşıdım ve birebir aynılarını oynuyorum? Hâlâ oynuyor muyum? Çocukluğumda yaşamadığım her oyunu tekrar oynamanın umuduyla oyun arkadaşı mı arıyorum? Ya buluğ çağımda tüm engellemelere boyun eğişimin acısını kimi bulursam ondan mı çıkarıyorum? Hayatımı toparlıyor muyum? Dağınıklığı mı sevmeye başladım? Hangi eski ve hangi yeni enerjileri bünyemde taşıyorum? Hangi duyguları bastıra bastıra enerji birikimi yarattım bedenimde? Hangi korkularımı kapatırken kızgınlığın arkasına saklanıyorum? Şimdi bir kaplumbağayı mı çıkarıyorum kendimden yoksa olduğum kaplanı mı yaşıyorum? Olduğumu oluyor muyum? Yoksa allanıp pullanıp iyi bir tiyatrocuya taş çıkartan performansımla ortalığı yıkıp geçmekte miyim? Acaba elimi dokunduklarım neye dönüşüyor? Sarıldıklarım enerjimi alıyorlar mı içeriye? Akışkan mıyım? “Yine delirdin sen!” lafını mı duymaya başladım yoksa? Biri sana çılgın olduğunu mu söyleyiveriyor? Ya cesaretle doğallıkla yaptığın şeyler? Ne onlar? Biri bana söylev verirken araya serpiştirdiğim mesajları alıyor muyum peki? “E ne oluyor şimdi? Bunun anlamı ne?” dememin anlamı var mı? Ben, bu acıyı niye seçtim? Ben, bu hazzı niye seçtim? Özgür müyüm sonunda? Gücümü nihayet anladım mı? Uçuyor muyum gerçekten? Yoksa bana mı öyle geliyor?

Ve tabii, ben neyim?

Ben, saf sevgi topu, ışık topuyum. Enerjimi her yüzeye çıkardığımda koskocaman yaratım sürecinin içinde var oluyorum.

Anda olunca, yukarıda saydığım ve saymadığım pek çok şeyi, aynı anda fark etme yetisine sahibiz aslında. Evet, o kadar kompleks varlıklarız.

İnsan kendi kendisini yemeyi kestiğinde, aslında kafasındaki gevezeyi susturduğunda, ortalığı harika bir sessizlik kaplıyor. Zihin susuyor. Zihin susunca da algılar tam kapasiye çalışmaya başlıyor. Gördüğün, duyduğun, hissettiğin tüm zerreler senin yarattığın harikulade dünyan, fark ediyorsun. Zihin sustuğu için yorumlamalar da ölüyor. İşte o an sen varsın, şimdide, kendinle, yarattıklarınla, koskocaman sınırsız evrenle BİR olmanın keyfiyle.

Fark etmeyi seçersen eğer, her zerrenin birbiri arasındaki etkileşim müthiş zaten.

Olduğunu oluyorsun, o kadar!

Share This