Öncelikle Kadınlar Günü’ne inanan ve kadınlara ‘bir şey’ kattığına inanan tüm kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlu olsun.

Benim ki değil!

Biraz provokatif bir giriş oldu farkındayım, müsaadenizle anlatacağım efendim. Amacım tabiî ki kadınlarımızı aşağılamak değil. Benim de bir kadın olduğuma dikkatinizi çekerim.

Sahi ne demek Kadınlar Günü? Hangi kadınların günü bugün?

Yılın her günü dayak yiyen kadın bugün yemiyor mu, farklılığı burada mıdır?

Ya da diğer günlerde yemeği yapan, bulaşığı çamaşırı yıkayan, ütüyü yapan, silen süpüren, pazara manava giden, çocuğu okula götüren, ödevlerini yaptıran, uykusuz geceler geçiren, şefkatli anne, hayırlı evlat, saygılı gelin, iyi ahçı, pek maharetli, hep özverili aynı zamanda kariyerli olan erkek midir de kadınlar sadece 8 Mart’ta bu işleri yapıyordur diye mi Kadınlar Günü’dür?

“Ahh kocacığım, bugün bizim günümüz, şöyle keyfine vara vara ben bir cam sileyim, ütü yapayım, halı paspaslayayım, baklava-börek açayım, dolma sarayım” mı diyordur kadın?

Yoksa o gün berdel’e kurban gitmeyecek midir kuzularımız?

Ya da o gün okula mı gönderilecektir kız çocuklarımız?

Baba, ağabey, dayı, amca, koca dayağı maziye mi karışacaktır?

Namus, töre cinayetleri tarihten mi silinecektir?

Bir erkeğe dört kadın değil de bir kadın’a dört erkek mübah mı olacaktır?

Cehennem ateşinden kurtulacak mıyız biz o gün, cennet sadece anaların değil tüm kadınların ayağı altına mı serilecektir?

Kadın = İnsan bir yerde yazacak mı, görebilecek miyiz?

Bugün bize erkeklerin bahşettiği özel bir gün müdür?

Eğer öyleyse peki niye bunu birçoğu bile hatırlamaz?

Yok anacığım, benim kadınlar günümü kutlamasın kimse.
Varsa kadınlığımı, analığımı, değerliliğimi, vazgeçilmezliğimi, ezilmişliğimi, çabalayışımı, savaşımı, cesaretimi, özgürlüğümü kutlayacak bir babayiğit ancak o zaman bir amacı olacaktır bu günün.

Share This