Çay Çin’de kullanılan en önemli ve en kıymetli tedavi aracı. Hayat enerjisi Çi kontrolünde çalışan tüm uzmanlar -akupunkturcular, Uzakdoğu dövüş sanatlarıyla uğraşanlar, kaligrafi ustaları; çigong, tai çi uygulamacıları vb- her gün düzenli olarak çay içmeye özen gösterir. Tabii bunun nedenleri var.
Çay nedir?
Çay derken bitkisel çaydan bahsetmiyorum, gerçek çay. Siyah ya da yeşil. Hepsi aynı çaydan gelme: camelia sinensis. Çayın rengi, kokusu, tadı ve kalitesi çayın nasıl ve nerede yetiştiğine; toprağın kalitesine, yaprakların yaşına ve mayalanma derecesine göre değişiyor. Yeşil çay, daha çok haritanın Uzakdoğu kısmında kullanılan çaydır; çayın en doğal halidir ve fermente edilmeden kullanılır. Tam fermente olduğunda çayın rengi siyaha döner. Bizim kullandığımız bu siyah çaydır. Earl Grey gibi markalarla Avrupa ve Amerika’da da bu çay tercih edilir. Bir de Çin’in Ulong ağaçlarından elde edilen yarı fermente çaylar vardır. Bunlar yeşil ile siyah arasında kalır. Aroma ve lezzet açısından daha fazla seçenek sunar. Çayın lezzetini değiştiren diğer faktörler ise pişirilme, demlenme, kavrulma, tütsülenme, preslenme, katlanma ve sarılma şekline göre değişir.
Kutsal ilaç çay
Çayın tatlımsı ve acımsı tadından dalak, mide, kalp ve incebağırsak faydalanır. Yaprakların doğal yeşil rengi karaciğerle bağlantılıdır. Karaciğer bu sayede hayat enerjisi Çi’nin ahenk içerisinde vücutta dolaşmasını sağlar. Bu da çigong uygulayıcıları için bulunmaz fırsattır. Yeşil çaylar daha çok serinletici, siyah çaylar ise ısıtıcı özelliğe sahiptir. Bu yüzden biri kışın diğeri yazın daha çok tercih edilir. Çay sıvı üretip susuzluğu durdurur, kalbi temizler, toksinleri atar, idrar söktürücüdür, sindirime yardımcı olur, harareti keser ve ruhu yüceltir. En iyi çaylardan biri yağmur öncesi toplanan çaylardır. Bu çayların daha taze Çi içerdiğine; vücudumuzdaki Çi’yi kuvvetlendirdiğine; gözleri daha sağlıklı ve canlı yaptığına inanılır.
Çin’de en çok içtiğim ve en popüler olan Pu Er çayı, daha önce bahsettiğim Ulong ağaçlarından yarı fermente edilerek hazırlanıyor ve Yunnan bölgesinde yetişiyor. Tibet’te de çok içilen bir çay. Yumuşak, yosunumsu, tütünümsü, olgun bir tadı var. Tatları yazıyla anlatmanın ne kadar zor olduğunu bilirsiniz. Pu Er’in pek çok türü var. Çaycıya gittiğinizde doğrudan Pu Er diye bir marka bulamayabilirsiniz. Onun yerine Tuo Ça gibi Pu Er’den elde edilen markalara rastlayabilirsiniz. Pu Er zayıflama için de çok önemli çünkü sindirime çok katkısı var, yağların yakılmasında da önemli bir etken. Kolesterolü düşürdüğü de bilimsel olarak ispatlanmış.
Çayın her türü damarlar için faydalı sayılır. Damar duvarlarındaki kolesterolü azaltır, pıhtılaşmayı önler, kanı inceltir ve kan dolaşımını düzenler. Japonlar yeşil çayda bulunan katetin maddesinin pıhtılaşmayı Aspirin kadar etkili önlediğini gözlemlemişler. Yan etkisi de yok. Yine 805 yaşlı arasında yapılan araştırmada düzenli çay tüketenlerin yarı yarıya kalp rahatsızlığından kurtuldukları görülmüş.
Çayın aynı zamanda kanser önleyici etkileri de göz ardı edilemez. Yapılan araştırmalar, sigara kullanıyor olsalar bile düzenli yeşil çay içenlerin çay içmeyenlere göre yemek borusu kanserine yakalanma risklerinin çok azaldığını gösteriyor. Yine düzenli yeşil çay tüketiminin yüzde seksenin üzerinde mide kanserini, cilt ve akciğer kanserini önlediği görülmüş. Japonya’da yapılan bir araştırmada sigara içtikleri halde düzenli yeşil çay tüketenlerin diğerlerine göre akciğer kanserine yakalanma riskinde yüzde 45 düşüş tespit edilmiş. Yeşil çayın yetiştiği bölgelerde kanserlerin yine daha az olduğu da başka bir gözlem. Kateşin, çayın içinde yer alan çok önemli bir madde. Maalesef fermantasyon ve kavrulma esnasında bütün faydalı kateşin yok olup gidiyor. Bu yüzden bu önemli madde sadece yeşil çayda mevcut. Kateşinin sağlıklı insanlarda da düzenli içildiğinde kanser önleyici etkisi saptanmış.
Çay aynı zamanda bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Bir başka özelliği de anti-bakteriyel olması. Çiğnenerek ya da toz haline getirilerek yaraların üzerine sürülüyor; sinek, böcek ısırıkları ya da arı sokmaları da bu şekilde iyileştiriliyor. Yine düzenli çay içenlerin daha az ağız ve diş problemi oluyor.
Çayın antioksidan özelliği daha uzun ve sağlıklı yaşam için çok önemli. Bu özellik bizi taze ve genç tutar, zira serbest radikallerin vücutta barınmasını engeller, vücudumuz oksijen bakımından daha zengin olur.
Çayın içilen miktarı az dahi olsa besin değeri çok yüksek. Yaprak olarak kullanılan çay toz olarak kullanılana göre daha besleyici. Yapraktaki protein değeri daha fazla. Yeşil çay C vitamini açısından çok zengin. Fermantasyon esnasında siyah çay bu özelliğini kaybediyor.
Kafein
Kahvedeki kafein ruh halimizi etkiler; bizi daha sinirli yapar. Bazı insanlarda ani saldırgan dürtüleri bile açığa çıkarabilir. Savaşa hazırlanan askerlere bol bol kahve içirildiğini ya da besinlerine kafein katıldığını biliyor musunuz? Her an saldırıya ve savaşa hazır olsunlar diye. Uzakdoğuda ise tam tersini yaparlar. Askerler yeşil çay içer. Daha meditatif ve sakindirler ve farkındalıkları daha fazladır. Harekete itilmek yerine hareketin üstesinden gelirler. Siyah çayda da kafein bulunur. Bir fincan kahvede 100 miligram, bir fincan siyah çayda 50 miligram, bir fincan yeşil çayda ise 22 miligram kafein bulunur. Hatta bazı yeşil çay türlerinde yok denecek kadar azdır.
Yeşil çayın bir özelliği de yaprakların aynı gün içinde üzerine sıcak su koyarak üç kez demlenebilmesi. Ancak çayın faydalarına rağmen beklemiş çaylardan uzak durmak gerek. Aynı çayı ertesi gün demleyerek içmek faydadan çok zarar getirir. Çayın iyileştirici etkiye sahip olması için taze olması gerekir. Kafeinli içecekler ilaçlarla birlikte alındığında sağlıklı sonuçlar vermeyebilir. Örneğin doğum kontrol hapları, ülser ilaçları, Valium gibi yatıştırıcılar, antidepresanlar… Hamile kadınlar, kalplerinde ritim bozukluğu olanlar ve uyku rahatsızlıkları olanlar kafeinden ve siyah çaydan uzak durmalıdırlar.
Çay demleme
İyi çay demlemenin üç koşulu var: iyi çay, iyi su, uygun teknik.
Tozdan çok yaprak çay tercih edilmelidir. Yine çaydan bahsederken çay ile bitkisel çay arasındaki farkı unutmamak gerek. Bitkisel çaylar kurutularak elde edilir. Yeşil çay ise taze toplanmış yapraklardan yapılır.SAYFA-BOLUMU
Çay için en iyi su dağlardan gelen pınarların suyu ya da nehir suyudur. Damacana sulardan hayır beklemeyin. Arıtma cihazınız varsa arıtılmış su kullanın. Çeşme suyu kullanacaksanız soğuk tarafını otuz saniye akıttıktan sonra kullanabilirsiniz.
Çayınızı plastik ya da alüminyum su ısıtıcılarda ısıtmayın. Her zaman paslanmaz çelik ya da ateşe dayanıklı cam kullanın. Çinliler bizim gibi suyu tam olarak kaynatmıyor. Kaynar suyun besinleri öldürdüğüne inanıyorlar. En sağlıklı su sıcaklığını 70-75 derece olarak gösteriyorlar. Isınır ısınmaz suyu ateşten alıp yaprakların üzerine döküyorsunuz. Fazla kaynayan suyun yandığına ve Çi’nin yok olduğuna inanılır.
Tekniğe gelince. Seramik ve kapaklı bir kap kullanın. Dibine bir tutam (çay kaşığı) yaprak koyun. Üzerine sıcak suyu ekleyip kabı doldurun. Yapraklar suyun üzerine çıkacaktır. Yapraklar tekrar dibe çökünceye ve ardında hoş bir aroma bırakıncaya kadar bekleyin. Çayınız hazır! Çayınız bitince tekrar sıcak su ekleyebilirsiniz. İyi ve taze bir çayın üzerine tadını kaybetmeden 3 kez su ekleyip demleyebilirsiniz.
Batı usulü demlik kullanıyorsanız, önce demliği biraz sıcak su ile ısıtın. Kaç fincan su koyacaksanız fincan başına bir çay kaşığı yaprak ekleyin. Üzerine sıcak suyunuzu koyup üç beş dakika demlemeye bırakın. Ortasında demlik haznesi olan cam çaydanlıklarla da aynı şekilde demleyebilirsiniz.
Gong-Fu çayı
İhtiyacınız olan en önemli şey portakal büyüklüğünde bir seramik demlik (daha büyük olmasın). Bir iki bardak su alması yeterli. Seramik yapı, çayın tadını, sıcaklığını ve içindeki Çi’yi daha iyi koruyor.
Fincanları sıcak su ile çalkalayın. Demliği, üzerine sıcak su dökerek temizleyin. Demliği yarıya kadar yaprakla doldurun. Çayı koymak için her zaman tercihen tahta kaşık (ya da tahta maşa) kullanın, ellerinizi asla kullanmayın. Ellerinizden geçecek bedensel yağlar çayın tadını ve aromasını bozar. Çay yapraklarının sıcak suyu yiyince kabaracağını düşünüp su ve çay oranını buna göre ayarlayın; zamanla en doğru miktarı göz kararı bulacaksınız. Şimdi sıcak suyu demlikteki yaprakların üzerine döküp on saniye kadar bekledikten sonra boşaltın gitsin. Evet, yanlış duymadınız. Hem çayı temizlemek hem de istenmeyen bazı tatlardan arındırmak için bu ilk suyu atmanız gerekir. Bazı çayların tadı ağır, yosunsu veya hoş olmayan kokular içerebilir. Tekrar sıcak su ilave edin. Demliğin kapağını kapatın. Demliği tepsiye alın. Tepesinden biraz daha sıcak su gezdirerek dökün. Tepside biriken sıcak su demliği de sıcak tutacaktır. Bir iki dakika çayınızı demlenmeye bırakın. Asla kaşıkla ya da başka bir şeyle karıştırmayın. Onun yerine elinize alıp demliğe küçük daireler çizdirin. Artık servis yapabilirsiniz.
Misafirleriniz çaylarını yudumlarken çaydanlığa yine sıcak su ekleyin. Yine bir iki dakika demleyin. İsteyene yine servis yapın.
Çinlilerin çay demleme ve içme sanatı Japonların törensel, karmaşık çay sanatlarına göre daha sadedir. Bruce Lee’nin hocasının hayatını ve Çin’in Japonya tarafından işgalini anlatan IP Man adında bir film seyretmiştim. O filmde IP Man bir Japon generaliyle ringe çıkmadan önce general tarafından çay seremonisine davet edilir. General çayın nasıl yapılması gerektiğinden tutun da nasıl servis edilip nasıl içileceğine kadar bir dolu detay verir. IP Man ise, “İyi de çayın kendisi bunların hiçbirinden haberdar değil. Biz çayı sadece içeriz” der ve şöyle ekleR: “Çayı koyduğun kap kırıldığında o kap artık kap değildir ama içindeki çay her zaman çaydır.”
Hepinize afiyet olsun.