“Sahip olduklarına şükretmeyi bilmeyenin, kaybettiklerine isyan etme hakkı yoktur.”
Mevlana
Bugün bir kez daha insan evladının ne kadar vefasız olabileceğini kendimde gördüm. Aslında kendime doğrudan bu etiketi yapıştırarak haksızlık etmek istemiyorum ancak hayatımdan sahip olduklarımın değerini daha fazla düşünmeye ihtiyacım olduğunu görüyorum.
Dünyadaki nüfusun yaklaşık üçte biri yoksulluk içinde yaşamını sürdürüyor. Sadece çatışmalar ve felaketler nedeniyle 2017 yılında uluslararası yardıma ihtiyaç duyan insanların sayısı 200 milyonu geçti. Milyonlarca insan çeşitli sağlık sorunlarıyla yaşamlarını sürdürürken, ben bir kez daha ne kadar şanslı olduğumu görüyorum.
Nefes alabiliyorum hem de derin kocaman nefesler… Adım atabiliyorum hem de saatlerce, yoruluncaya kadar… Görebiliyorum hem de çok uzaklardaki dağların zirvelerindeki erimemiş karları veya bir yeşil şişenin üstündeki 4 farklı yeşili…
Kızımın neşeli sesini duyabiliyorum; tozlu, çocuk kokan kafasını koklayabiliyorum, öpebiliyorum.
Yazları çadırda ihtiyaçtan değil keyfimden kalıyorum, keyfime göre yaşıyorum.
İhtiyaçlarımı karşılayabilecek ve hatta biraz da şımarıklık yapabilecek kazanca sahibim.
O kadar sağlıklıyım ki nezle olduğumda dünyanın en büyük hastalığını geçirdiğimi zannedebiliyorum.
Yaşamımı ve yaşadıklarımı idrak edebiliyorum!
Dans etmek, şarkı söylemek, yazı yazmak, resim yapmak konusunda yetenekliyim. Çabuk öğreniyorum, öğrendiklerimi uzun bir süre unutmayacak kadar kuvvetli bir hafızaya sahibim ve hayatıma geçirebilecek kadar kararlı ve iradeliyim.
Ve tüm bu saydıklarımı her şeye rağmen yaşayabileceğim özgür bir ülkenin vatandaşıyım.
HAYAT, sana burada yazanlar ve aklımda olan tüm verdiklerin için teşekkür ediyorum…
Bengi Çağatay
Süpersin Bengi!
Seyhan teşekkür ederim 🙂
Güzel bir yazı olmuş tebrikler canım öpüyorum hepinizi