Dr. Gregory House’un mottosunu hatırladınız mı?
“Herkes yalan söyler.”
O kadar ki, hastalar da yalan söyleyeceği için, House her vakada ekibinden birilerini gizlice girip incelesinler diye hastanın evine yollar.
Tıp fakültesi üçüncü sınıf öğrencisi (harika çocuk) Martha bir şekilde ekibe dâhil olduğunda House ile etik değerler ve yalan üzerine ciddi bir çatışma içinde bulur kendini.
“Hastalarımıza güvenmezsek bize karşı dürüst olmalarını nasıl bekleriz”in karşılığı House’un evreninde “Kurallar kafalarını kullanamayanlar içindir” olarak şekillenir.
Aralarında şöyle bir konuşma geçer:
– Hastana yalan söylemek onun hayatını kurtaracak olsa, yalan söyler miydin?
– Hayır, der Martha.
– Bu yalan işte, der House. Diyelim ki büyükannen Noel’de sana berbat bir örtü hediye etti, beğendiğini mi söylerdin?
– Evet ama bu farklı.
– Demek, önemli bir şey değilse yalan söylüyorsun ama önemli bir şeyse söylemiyorsun. Bir çuval inciri mahvetmedin mi şimdi!
Peki size göre yalan söylemek ne zaman iyi ne zaman kötüdür? Bir meseleyi gizlemekle, o mesele hakkında yalan söylemek arasında fark var mıdır? Kendine saygı duymak, gerçeğe de saygı duymak demek midir? Beyaz yalanlar gerekli midir? Herkes yalan söyler mi yoksa söylemeyen de var mıdır?