Bedel ödemek ve eylemlerimizin sorumluluğunu yüklenmek aslında nasıl da hafifletiyor ruhlarımızı… Hata yapmak insana özgü ise bu hatalardan bir şeyler öğrenmek de “bedel ödemek” ile mümkün ve anlamlı bana kalırsa…

Bu yüzden kendime de öğrencilerime de şu yaşam duruşunu telkin ediyorum: Yaptığın her eylemin arkasında dur, bedel ödemeyi göze al; eğer bedelini ödediysen bir daha arkana bakma ve o hatanın ağırlığını yüklenme…

Bizi sahici ve güzel bir insan yapan hatalarımızla doğrularımızın bileşimidir.

Bu hafta sonunu kendime ayırdım, huzurla ve anlamla doldurdum her dakikamı… Bol bol yürüdüm, sevdiklerimi, acı tatlı anılarımı gözden geçirdim, tatlı sohbetlerin öznelerinden biri oldum doya doya… “Ey Mehmet Osman, bu dünyaya her şeyden önce insan olmaya geldin!” diye telkinde bulundum kendime…

 

Sahip olma ve ait olma isteklerinden sıyrılınca içinizden taşan bir huzurla bağımsızlaşıyor benliğiniz… Bunun için ne dine, ne dünyevi şeylere, ne de savunma mekanizmalarına gereksinimiz var… İnsan olmak yeterli… Sindire sindire yaşamak bir de…

Aksi takdirde; Covey’in “merdiveni yanlış duvara dayama krizi” olarak tarif ettiği birçok dostumun da yaşadığı bunalımın kısır döngüsü sarıyor yaşamınızı: Çeşitli amaçlar belirleyip kendinizi bunlara adamış ve başarı merdivenlerini hızla tırmanmışsınız ancak yukarı çıktığınızda bir de bakmışsınız ki merdiveni yanlış duvara dayamışsınız…

Mesleğimde, aşk hayatımda ve dostluk ilişkilerimde, kısacası yaşamımın birçok alanında muğlak, öngörülmesi zor, belirsiz durumlarla karşılaştığımda kendimi iğne olmayı bekleyen bir hasta gibi hissediyorum. İğnenin batmasını beklemek iğnenin battığı andan daha acı geliyor bana…”Haydi doktor/hemşire/eczacı yap şu iğneyi artık” diyesim geliyor…

Yaşamın gerçeklikleriyle karşılaşma anını beklemek, gerçeklikle yüzleşme anından daha sancılı bir durum sanki… Belki de bu halim yaşamca hamlığımdan… Böylesi durumlarda “en kötü durum senaryosunun” provasını yaparak stresimi daha yönetilebilir kılmayı başarabiliyorum…

Başımıza bir şey gelecek diye düşündüklerimizi söylemeyeceksek, duygularımızın, sevgilerimizin, seçimlerimizin sorumluluğunu üstlenemeyeceksek buna yaşamak mı denir? Kirlenecek diye beyaz giymekten korkup, beyaz giymeden ölenlerden olmayı hiç istemem doğrusu!

Yaşamın her anından mizah çıkarmak olanaklı mıdır bilmiyorum; ya da yanılsamalar dünyasında kendini kandırmak, avunmak mıdır? Bu soruların yanıtını bilmesem de sanırım sezgilerimle bulduğum, hissettiğim bir gerçeklik var: Yaşama tutunmanın en yapıcı yolu mizah… Tabii eğer yoksa bir açıklama, bir izah…

 

<div class="social4i" style="height:82px;"> <div class="social4in" style="height:82px;float: left;"> <div class="socialicons s4twitter" style="float:left;margin-right: 10px;padding-bottom:7px"><a href="https://twitter.com/share" data-url="https://dergi.kuraldisi.com/icsel-konusmalar/" data-counturl="https://dergi.kuraldisi.com/icsel-konusmalar/" data-text="İçsel Konuşmalar" class="twitter-share-button" data-count="vertical" data-via=""></a></div> <div class="socialicons s4fblike" style="float:left;margin-right: 10px;"> <div class="fb-like" data-href="https://dergi.kuraldisi.com/icsel-konusmalar/" data-send="true" data-layout="box_count" data-width="55" data-height="62" data-show-faces="false"></div> </div> </div> <div style="clear:both"></div> </div> <p>&nbsp;</p> <p style="text-align: left;">Psikolojik danışman (rehber öğretmen) Mehmet Osman ÇETİNER 12 Mart 1985 tarihinde İzmir’de doğdu. Babasının memuriyeti nedeniyle öğrencilik hayatının ilk-orta ve lise yıllarını Kütahya, Tokat ve İzmir gibi farklı şehirlerde, değişik kültürlere temas ederek, zengin deneyimler edinerek geçirdi. 2003 yılında İzmir-Bergama Akif Ersezgin Anadolu Lisesi’nden mezun oldu. <a href="https://dergi.kuraldisi.com/wp-content/uploads/sites/4/2016/05/Mehmet-Osman-Çetiner.jpg"><img fetchpriority="high" decoding="async" class="alignright size-full wp-image-5646" title="Mehmet Osman Çetiner" src="https://dergi.kuraldisi.com/wp-content/uploads/sites/4/2016/05/Mehmet-Osman-Çetiner.jpg" alt="" width="290" height="217" /></a></p> <p style="text-align: left;">2003 yılında başladığı Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Programını,  İngilizce hazırlık sınıfıyla birlikte, 2008 yılında program üçüncüsü olarak bitirdi. 2006-2007 güz yarıyılında akademik ve kültürel ufkunu genişleten bir deneyim yaşadı: Almanya&#8217;nın Köln Uygulamalı Sosyal Bilimler Üniversitesi&#8217;nde Erasmus öğrencisi olarak öğrenim gördü. 2008-2009 öğretim yılında TED Alanya Koleji’nde Psikolojik Danışma ve Rehberlik (PDR) Uzmanı olarak görev yaptıktan sonra  İstanbul Hadımköy’de askerlik görevini tamamladı.</p> <p style="text-align: left;">Şubat 2010 ile Haziran 2011 tarihleri arasında  Muş’un şirin ilçesi Varto’da önce Cumhuriyet İlköğretim Okulu’nda okul psikolojik danışmanı, ardından da Varto Milli Eğitim Müdürlüğü&#8217;nde Ar-Ge formatörü olarak çalıştı.</p> <p style="text-align: left;">24 Haziran 2011’den bu yana Tekirdağ Merkez Aydoğdu İlkokulu&#8217;nda okul psikolojik danışmanı olarak görev yapıyor. Birçok akademik kongrede “kurallar ve ahlaki gelişim”, “psikolojik danışma ve felsefe”, “ergenlik” konuları üzerine bildiriler sunmuştur. Şuanda “risk altındaki çocuklar” üzerine çalışmaktadır.</p> <span class="et_social_bottom_trigger"></span>
Share This