Artık, birşeylerin yanlış olduğuna dair düşüncelerinden arınmaya başla. Gün ortasında bilgisayarın bozulsa bile, bunun aslında doğru birşey olduğunu düşün. En azından, kısa bir süreliğine de olsa, bilgisayar kullanımına ara vermiş oluyorsun. Belki en az senin ihtiyacın olduğu kadar, bilgisayarının da kısa bir dinlenmeye ihtiyacı var. Bu çok mu kötü?

Araban yolun ortasında bozulduğunda “Yine ne yanlış?” diye üzülmek yerine, arabanın bozulmasının iyi bir şey olduğunu düşün. Büyük bir ihtimalle gerçekten iyidir de. Araban ne yapmış oldu? Biraz ilgiye ihtiyacı olduğuna dair seninle iletişime geçti ve şimdi sen ona ihtiyacı olan ilgiyi vereceksin. Araban seninle başka türlü nasıl iletişim kurabilir ki? Bildiği tek yöntemle sana ulaşmaya çalışmasından onu suçlayabilir misin ki?

Başına feci bir kaza geldiğinde dahi, elinden geldiği kadar hazinenin nerede yatıyor olabileceğine bak. Bu kazanın aslında seni ne kadar daha kötü bir olaydan kurtardığının henüz farkında olmayabilirsin.

Bu, düşünce şekillerini değiştirmen veya en azından değiştirme ihtimalini irdelemen konusunda sana yardımcı olma girişimlerimden biri.

Şimdiye kadar, arızalanan teçhizatlara veya bedeninden gelen çeşitli işaretlere otomatik tepkiler veriyordun. Aslında senin bedenin de bir teçhizat ve teçhizatlar ancak kendi yöntemleriyle konuşabilirler. Senin bedenin çok uzun zamandır onu dinlemen için sabırla bekliyor. Belki de hem araban hem de bedenin artık biraz yavaşlaman gerektiğini veya tam aksine artık harekete geçme zamanının geldiğini söylemeye çalışıyor.

İçinde bulunduğun durum her ne olursa olsun, hangi cihaz arızalanırsa arızalansın, sen bunun kötü birşey olduğunu düşünmek zorunda değilsin.

Bağımlılıklar yavaş yavaş yok oluyor. Bu iyi birşey, değil mi? Kendini bağımlılığın pençesinde hapsedilmiş hissetmek istemezsin herhalde.

İlk başta bağımlılıklarından özgür kalıp kalamadığına bir bak. Eğer sen bağımlılıklarla tanışmasaydın, onları hayatına kendin dahil etmeseydin, onlardan kurtulmak zorunda kalmayacaktın. Belki de şimdiden sonra en azından bağımlılıklarından özgürleşebilirsin.

Bunu gerçekleştirdiğinde muhteşem bir şey olur. Sen özgür olduğunda, artık hiçbirşeyin eskiden olması gerektiğini zannettiğin gibi olmak zorunda olmadığını anlar ve bu dünyaya gerçek özgürlük aşılayabilirsin. Yaz ortasında kar yağsa bile artık eskisi gibi korkmazsın. Aynı anda hem karanlığın içinde hem de tedirginlik duygusundan uzak olabilirsin. Karanlıkta kalmak güzel ve keyif verirmişçesine bir mum yakabilir ve onun tadını çıkarabilirsin. Öyle ya da böyle, bir şekilde hayatın tadını hakkını vererek çıkartabilirsin.

Bağımlılığın olduğunda inatçı olursun ve karşılaştığın her beklenmedik durumda olduğun yerde kalırsın. Sinirden ayaklarını yere vurur, hayata dair sövüp sövüştürürsün. Beklenmedik değişikliklere karşı her zaman direnç gösterirsin. Onlara karşı gelmeye çalışırsın ve tanrısal enerjini bu değişikliklere direnmek üzere kullanırsın. Oysa direnmek yerine kucaklamak daha iyidir, değil mi?

Hayatındaki herşeyin her istediği şekilde varolabileceği düşüncesine bir an önce kendini alıştır. Hava güneşli de olsa sağanak yağmurlu da, sen her iki durumda da havayı olduğu gibi kabul et. Göreceksin ki karşı çıkmadığın, yakınmadığın ve kafana takmadığın zamanlar herşey çok daha güzel. Hayatın kendisi kadar esnek olacaksın. Hayatı sırtlanmak ve altında ezilmek yerine tümüyle yaşayacaksın.

Hayat ne tür bir kılığa girerse girsin, onu bir arkadaş gibi karşılayacak ve ona göre ağırlayacaksın. Bileceksin ki hayat seni ağırlamakla yükümlü değil. Sen hayatı olduğu gibi seveceksin. Ona ne tür bir kılığa bürünmesi gerektiğini söylemeden, ona emirler yağdırmadan. Sen şükran duyacaksın. Artık tartışılmazlar hakkında tartışmayacaksın.

Huzurun vücut bulmuş hali olacaksın ve bunu tüm yaşamında hissedeceksin.

(Kaynak: https://www.heavenletters.org/you-will-become-graceful.html)

Share This