Şimdi artık beni cesaretsiz ve korkak bulanlara şaşırmıyorum. Anlıyorum ki haklılarmış, çok uzun bir zaman hayatımı korkular ve savunma mekanizmaları yönlendiriyormuş.

Ben uzun zamandır hayatla savaşıyormuşum ve bu kazanmanın mümkün olmadığı bir savaşmış.

En büyük kaybı ise farkında bile olmadan kendimden vazgeçerek vermişim.

Vazgeçtiğim ben, hayata çok hızlı bir başlangıç yapmış; çok ciddi sıkıntıları kendi başına atlatmış; birçok zor durumdan kendi çabası ve kararlılığı ile çıkmış; insanların ne dediğine, ne düşündüğüne bir an olsun aldırış etmemiş; hayatı kendi doğruları çerçevesinde yaşamış; pes etmemiş bir insanmış.

Bir zamanlar odaklandığı hedeflerini başarıyla gerçekleştirmiş, insanları gücü ile şaşırtmış, örnek olmuş bir insan… Taa ki üniversiteden mezun olasıya kadar. O zamandan sonra bir korkudur başlamış ve yıllarca üzerimde birikmiş.

Kazandıklarımı, statümü o kadar fazla sahiplenmişim ki içimdeki isyanlara rağmen kaybetme riskini göze alamamış, bir adım dahi atamamışım.

Egomla yaşamı savaş alanına çevirmişim, karşıma çıkan herkesi düşmanım sanıp gardımı almışım.

Bu korkular öylesine büyümüş ve beni yönetir olmuş ki çaktırmamak için kocaman bir kibir maskesi takmışım.

Herkes ama herkes benim rakibimmiş; yarışılması, kıskanılması ve aşık atılması gereken… Özel hayatımı bile bunun üzerine kurmuşum; ilişkilerimi de bu şekilde yaşamış ve ben bu mücadeleyi aşk sanmışım.

Sevmekten, sevilmekten en önemlisi de mutluluktan öylesine korkmuşum ki sahte bir kendini beğenmişlik duvarının ardından bakmayı tercih etmişim hayata.

En büyük korkum ise bir şeyler başarmakmış!

Kendim olmak, en doğal halimle kendiliğimden sevilmek ve başarmak beni savunmasız bırakacak, hırçınlık ve kendine güvensizlik silahım elimden alınacak diye ödüm patlamış yıllarca.

Endişesiz, mutlu ve huzurlu bir hayatta zırhım düşecek kendime olan sevgisizliğim gözler önüne serilecek diye saklanmayı seçmişim korkularımın ardına.

Bu şekilde kimse bana kötülük yapamaz sanırken en büyük kötülüğü ben kendi kendime yapmışım!!

Ve şimdi biliyorum ki ben tüm hayallerimi gerçekleştirebilecek güçte ve yetenekteyim.

Kendime yeniden güveniyor ve inanıyorum. Bu güven sayesinde daha net ve alçak gönüllü iletişim kurabiliyorum. Hayatıma dokunulmasına izin veriyor, kendimi gerçek sevgiye açıyorum.

Korkularımdan özgürleşip kendimi keşfettikçe hayatımın tadı bala dönüyor.

Ne yaşarsam yaşayım artık acıtmıyor. Yaşadığım her şeyin ve her anın ardından bana çiçek açtıran kazanımlarıma, beni geliştiren derslerime odaklanıyorum.

Büyüyorum ve büyüdükçe içimdeki cesur, umut dolu çocuğa geri dönüyorum. Onun beni yıllardır sabırla beklediğini ve bana yüz çevirmediğini görmek öylesine güzel ki..

Share This