Farkındalık, otomatik düşünce kalıplarının sizi uyuşturmasından uyanmaktır.

Genel bir tanımlama ile söylersek kinesiyoloji, kas aktivitesi bilimidir.

Kasların testi, bilinçaltımızla iletişim kurma yoludur. Kinesiyolojide varlığınızın bütünüyle bir iletişim yolu olarak kullanılan kas testi kendinizi kandırmanızı imkânsız kılar. Kaslarımızdaki enerji akışı olumlu ya da olumsuz düşüncelerimize, inançlarımıza, duygularımıza göre değişir. Kinesiyolojiyi aynı zamanda bir biyobilgisayar olarak da tanımlayabiliriz.

Kaslarda dolaşan yaşam enerjisinin gücü değişik duygu hallerinde, olumlu ve olumsuz inançlarda, hoşlandığımız / hoşlanmadığımız şeyleri hissettiğimizde, doğru ya da yalan söylediğimizde farklı farklıdır. Bu, kendimize söylediğimiz bir yalan olsa da.

Kaslardan aldığımız tepki ile kendimizle, bilinçaltımızdaki inançlarla ilgili test yapabilir, sorunlarımızın kök nedenlerini bulabiliriz. Kinesiyoloji teknikleri ile bizi sabote eden bilinçaltı programlarımızı keşfedip bize destek olacak şekilde değiştirebiliriz.

Kinesiyoloji, Dr. George Goodheart’ın 1964 yılında başlattığı Uygulamalı Kinesiyoloji çalışmalarını temel alarak geliştirilen yöntemlerle o günden bugüne birçok alanda kullanılıyor. Yepyeni alanlara uygulanabilmesi için hâlâ araştırmalar yapılıyor. Birçok uygulamacı zaman içinde kendi tekniğini yarattı ve geliştirdi, böylece kinesiyolojinin birçok dalı oluştu.

Dünyada alternatif yaklaşımlara açık birçok insan kinesiyolojinin günümüzde en gelişkin ve doğal iyileştirici teknik olduğunu düşünüyor.

Kinesiyoloji bilinçaltı inançlarını test etmenin yanı sıra bedenin değişik maddelerden, çevresel faktörlerden nasıl etkilendiğini, fiziksel sorunları, duygusal dengesizlikleri, öğrenme blokajlarını, bireysel ve ruhsal gelişimi engelleyen tıkanmaları test etmek, dengelemek ve düzeltmek amacıyla da kullanılıyor.

PiKi NEDİR?

Pi, Pi sayısının sembolü; Ki, hem kinesiyoloji kelimesinin kısaltılmışı hem de yaşam enerjisi Ki (Chi) anlamında kullanılıyor.

Pi sayısı bir dairenin çevresinin çapına olan oranını ifade eder.

Aynı zamanda Yunan alfabesinin on üçüncü harfi olan Pi, MÖ yirminci yüzyılda Babilliler, Mısırlılar, Çinliler tarafından sayısal değeri üç olarak kabul edilmiştir.

Özelliği, hem sabit hem de cebirsel olmayan irrasyonel bir sayı olmasıdır. Günlük kullanımda basitçe 3,14 olarak ifade edilmesine rağmen gerçek değerini ifade etmek için periyodik olarak tekrar etmeyen sonsuz sayıda basamağa ihtiyaç vardır.

Pi, matematiksel sabitler içersinde kültürel açıdan en çok etki yaratanıdır. Bunun basit nedenleri çok eskiden beri bilinmesi, çember gibi çok yaygın bir geometrik cisimle ilgili olması ve görünüşe göre bir kural izlemeyen ondalık açılımının sınırsızlığına insan aklının henüz ulaşamamasıdır.

Ayrıca Eski Ahit’in bir bölümünde de Pi sayısının değerinin 3 olduğu ima edilir. Bu da Zihin-Beden-Ruh üçgenini temsil eder.

Einstein’ın doğum günü olan 14 Mart (İngilizce tarih yazılımıyla 3/14) aynı zamanda ABD’de Ulusal Pi günü olarak kutlanıyor.

İnternette sayısız Pi sitesinde saatlerce sadece merakımı gidermek için dolaştıkça bu büyüleyici rakamın gizemlerini özetlemenin çok güç olduğunun farkına vardım. Şiirde, müzikte, renklerde, DNA’da, gökkuşağında, yağmur damlasının suda yaydığı halkalarda, gözbebeğinde, nüfusa göre ölüm oranında … Her yerde Pi sayısı var.

Doğa matematiği çok iyi biliyor. Doğa ne bilge bir öğretmen.

Büyüleyici bir gizem şu Pi sayısı. Tıpkı insanın bilinçaltının kapasitesi gibi. Tıpkı insan psikolojisinin sınırsız boyutları gibi.

Pi sayısı bu nedenle bende sonsuzluk ve sınırsız kapasite anlamına geliyor. Kozmik Bilinç ve insan bilinci arasındaki bağlantı sembolü olarak Pi son derece uygun.

KİNESİYOLOJİ İLE “Kİ” ENERJİSİNİN BAĞLANTISI

Değişik kültürlerde Prana, Chi, Ki gibi değişik isimlerle bilinen yaşam enerjisi, bedenin akupunktur çizgileri boyunca akar. Kinesiyolojide kullandığımız Kol Testi gerçekte bir enerji testi’dir.

PiKi, bilinç ile bilinçaltı inançlarımızın birbirini desteklemesini sağlayarak bize, evrensel enerjinin sevgi, bilgelik ve iyileştirici gücünü kendimiz ve başkalarının yararına kullanmamıza olanak tanıyan bir öğreti sistemidir.

Hayatımızdan daha değerli bir şey var mı? Tek bir hayatımız var. Onu, şikâyet ederek, başkalarını suçlayarak, mutsuz ve doyumsuz, en iyi ihtimalle ortalama sıradan bir hayat olarak da geçirebiliriz, gerçekten kaliteli, haz aldığımız ve bize maddi manevi doyum veren bir yaşam sürdürmeyi de seçebiliriz.

Böyle bir yaşam ise bilinçli olmayı, farkındalıkla yaşamayı gerektiriyor. Kendini sürekli geliştirmeyi gerektiriyor. Gelişmekten keyif almayı gerektiriyor. Bunun için en temel zekâ göstergesi olan merak duygusunu asla yitirmememiz çok önemli. Öğrenmeye ve gelişmeye açık olmak, kaliteli bir yaşamın olmazsa olmaz öğesidir.

Anaokulundan itibaren başlayan üniversite ve bazılarımız için mastır ile tamamlanan yirmi-yirmi beş yıllık eğitim bize mesleki bilgiler kazandırıyor ama yaşama ve yaşamla ilgili sorunlara dair hiçbir şey öğretmiyor.

Birçoğumuz hayatımız boyunca kendimizi “düzeltmek” için mücadele ederiz. Yani kendimizle barışı, savaşarak sağlayacağımıza inanırız.

Kendimizle savaşmak için “askerlerimiz”, artırdığımız bilgimiz ve irademizdir. Ordumuzun güçlü olduğuna inanırız.

Savaşın sonunda belki bir zafer kazanırız; diyetimizi sürdürürüz, sigara içmeyiz, içki içmeyi bırakırız. Ama “zafer” duygusu geçicidir, zaaflarımız eninde sonunda bizi tekrar ele geçirir.

Bize zarar veren ilişkileri bir süre için bitirebiliriz; ama sonunda ya o ilişkiye geri döneriz ya da benzer sorunları yeni partnerimizle yaşarız.

İşimizi birtakım sorunlar nedeniyle değiştirsek bile yeni işimizde yine benzer sorunlarla karşılaşırız.

Kısaca; aynı sorunları yeni işimizde, yeni eşimizde, yeni taşındığımız şehirde yeniden yaşarız. Gerçek çözüm, bizi desteklemeyen programlarımızdan özgürleşmektir. Hayatın diğer alanlarında çok bilgili ve başarılı olsak bile, bu programlar içimizde var olduğu sürece, gerçek potansiyelimizi ortaya çıkarmayı engelleyecek, yaşam hazzımızı ve doyumumuzu azaltacaktır.

PiKi, bize negatif programlarımızdan özgürleşebilmemiz için hemen kullanabileceğiniz yöntemler sunuyor; bunlar, uzun yıllardır boğuştuğumuz ve üstesinden gelmek için her yolu denediğimiz ama bir türlü alt edemediğimiz sorunlar olsa bile.

Bu negatif programlar, olumsuz inançlar, korkular, fobiler, depresyon, karamsarlık, bağımlılıklar, fiziksel hastalıklar ya da ağrılar olarak kendisini ifade eder. Biz de genellikle bu sorunlarımızı artık kendimizin bir parçası (zaaflarımız) olarak kabul ederiz.

Bireysel gelişim ve ruhsal gelişim bir ve aynı şeydir. Gelişmek denilen şey, insanın bilinçaltındaki çocukluk programlarıyla sürdürdüğü otomatik ve robotik yaşamının farkında olup, bilinçlice kendi özgün programını yaratarak kendi seçtiği hayatı (doyum alarak) yaşamasıdır.

Çekim yasası ile hayatımıza düşüncelerimizin ve inançlarımızın yüzde doksan dokuzunu oluşturan bilinçaltı programlarımıza uygun insanları, olayları, durumları çektiğimizi düşünürsek, inançlarımızın bizi destekleyen inançlar olmasının önemini de daha iyi anlarız.

Bu nedenle PiKi gerçek anlamda Çekim Yasası eğitimidir.

PiKi’YE BİR İNANÇ DEĞİŞTİRME SİSTEMİ DİYEBİLİRİZ

Hayatımız, inançlarımızın bir yansımasıdır. İnançlarımızın yüzde doksan dokuzu bilinçaltındadır.

Geçmiş koşullanmaların sonucu olarak bazen hatta sıkça arzularımızı gerçek kılmayı, bazı duygu ve davranışlarımızla sabote ederiz.

Bilinçli düşüncelerimizi ve inançlarımızı yeni bir bilgiyle, okuduğumuz bir kitapla, deneyimlerimizin istenmeyen sonuçlarını gördüğümüzde, irademizi kullanarak değiştirebiliriz.

Yaşamımız sadece bilinçli düşüncelerle şekillenseydi, hayatımızın her alanında başarılı olmamız kolay olurdu.

Bilinçaltı inançlar ilişkilerimizi, özsaygımızı, iş ve sosyal yaşamımızdaki performansımızı, bedensel, duygusal, zihinsel ve ruhsal sağlığımızı büyük ölçüde etkiliyor.

Bilinçaltı inançlarımız bilinçli inançlarımızı desteklemedikçe kendimizi sabote etmeye devam ederiz. Buna da kader, talihsizlik ya da şanssızlık deriz. Amaçlarımızı, rüyalarımızı gerçekleştirmek için bilinçaltının desteği gerekiyor.

Ama bilinçaltında ne tür inançlar barındırdığımızı bilmiyoruz. Bilmediğimiz şeyi nasıl değiştirebiliriz?

İşte PiKi, kasları araç olarak kullanarak, bizi sabote eden bilinçaltı programlarımızı keşfetmeyi ve bize destek olacak şekilde değiştirmeyi öğretiyor.

<div class="social4i" style="height:82px;"> <div class="social4in" style="height:82px;float: left;"> <div class="socialicons s4twitter" style="float:left;margin-right: 10px;padding-bottom:7px"><a href="https://twitter.com/share" data-url="https://dergi.kuraldisi.com/kinesiyoloji-nedir-2/" data-counturl="https://dergi.kuraldisi.com/kinesiyoloji-nedir-2/" data-text="KİNESİYOLOJİ Nedir?" class="twitter-share-button" data-count="vertical" data-via=""></a></div> <div class="socialicons s4fblike" style="float:left;margin-right: 10px;"> <div class="fb-like" data-href="https://dergi.kuraldisi.com/kinesiyoloji-nedir-2/" data-send="true" data-layout="box_count" data-width="55" data-height="62" data-show-faces="false"></div> </div> </div> <div style="clear:both"></div> </div> <p><img decoding="async" class="alignleft wp-image-3760 size-thumbnail" src="https://dergi.kuraldisi.com/wp-content/uploads/sites/4/2018/02/JW0rM3p-150x150.jpeg" alt="" width="150" height="150" />1952 yılında doğdu. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Basın Yayın Yüksek Okulu’nda okudu.<br /> 1972 yılında gittiği Amerika’nın Kaliforniya eyaletinde on dört yıl sürekli, on iki yıl da aralıklarla yaşadı. Kaliforniya’da alternatif sağlık, alternatif eğitim, insan potansiyeli ve hümanistik psikoloji alanlarında eğitim gördü.<br /> Zihin Bilimi, Hipnoterapi, Reiki, Rebirthing, NLP ve kinesiyoloji eğitimleri aldı. California Jaycee’s organizasyonunda uzun yıllar bireysel gelişim alanında hizmet verdi. Sorunlu çocukların gittiği okullarda gönüllü çalıştı.<br /> International Council for Self-Esteem Türkiye temsilcisidir.<br /> Türkiye’de ilk kez 1993 yılında hipnoterapi yöntemiyle ağrısız ve ilaçsız, suda doğum yaptırdı.<br /> Basın dünyasında birçok dergide ve Güneş gazetesinde araştırmacı gazeteci ve köşe yazarı olarak çalıştı. Dört yıl Bilar ve Bilsak’ta haftalık konferanslar verdi. Değişik radyolarda (Enerji FM, Show Radyo, Best FM ve Radyo TRT1) Kuraldışı ve Ötesi adlı psikoloji ve bireysel gelişim eksenli programlar hazırlayıp sundu. TGRT’de hafta içi her gün, Nil Gün ile Yeni Bir Gün adıyla bir sohbet programı yaptı. Radikal gazetesinde psikoloji ağırlıklı dizi yazıları yayımlandı.<br /> Cine-5 kanalında Çekim Yasası programını hazırlayıp sundu. (2007)<br /> Amerika’da 1981, Türkiye’de 1989 yılından beri, bireysel ve kurumsal workshop çalışmaları yapıyor.<br /> Bireysel gelişim kavramının Türkiye’ye girmesinde ve birçok yayınevine yaptığı danışmanlıkla bu alandaki yayınların tanınmasında öncü oldu. Ayrıca uzun yıllardır ideali olan, okullara Özsaygı (Self-Esteem) derslerinin girmesi için ilk adımı attı ve özel bir okulda Özsaygı dersleri vermeye başladı.<br /> Çok sayıda kitabı, çevirisi; hipnomeditasyon, zihin programlaması, motivasyon ve çocuk eğitimi CD’si vardır. Ayrıca Bütünsel Kinesiyoloji alanında yaptığı çalışmaları içeren, Bedenin Bilgeliği adında kapsamlı bir DVD çıkarttı.<br /> Öncelikli hedefi, Bütünsel Kinesiyoloji (PiKi) eğitmenleri ve danışmanlar yetiştirerek eğitim, sağlık ve iş hayatı alanlarında topluma yararlı olmaktır.</p> <span class="et_social_bottom_trigger"></span>
Share This