Korkunun ecele faydası yoktur.
Peki, neye faydası vardır?
Sevgisizliğe…

Sevginin olmadığı her yerde, boşluklar korkuyla doldurulur. Sevgiyi büyütemeyen insan korkuyu büyütür. Sevgiyi çeşitlendirip yayamayan insan korkuyu çeşitlendirip yayar.

Dünyaya bir bakın, yükselen çığlıklara kulak verin, problemleri inceleyin, temelinde hangi duyguyu hissediyorsunuz?

Korku olabilir mi?…
Korkular yaşamlarımızı şekillendiriyor olabilir mi?…
Bilinçli ve özgür irademizle aldığımızı düşündüğümüz kararlarımızda korkularımızın iz düşümlerinin olma ihtimali nedir?…
Ya da bir türlü alamadığımız kararları korkularımız nedeniyle netleştiremiyor olabilir miyiz?…

Doğuştan getirdiğimiz düşme ve gürültü korkularımız dışındaki bütün korkularımızı,  ebeveynlerimiz ve içinde bulunduğumuz toplum tarafından kazandırılıyoruz. Bilinçaltımıza yerleşen korku inanç kalıplarımız yaşamımız boyunca her hareketimizde, her kararımızda etkisini gösteriyor; biz farketsek de farketmesek de. 

Bana göre, etki alanı en geniş korku kaybetme korkusu. Her yöne çekiştirilebiliyor, maddi manevi her kavrama adapte edilebiliyor.

Örneğin:
Sevdiklerimizi kaybetme korkusu
Paramızı kaybetme korkusu
İşimizi kaybetme korkusu
Koltuğumuzu kaybetme korkusu
Başarımızı kaybetme korkusu
Etrafımızdaki insanların sevgisini kaybetme korkusu
Saygınlığımızı kaybetme korkusu
İmajımızı kaybetme korkusu
Maskelerimizi kaybetme korkusu
Güvenlik alanımızı kaybetme korkusu
Ünümüzü kaybetme korkusu
Sahip olduğumuz toprakları kaybetme korkusu
Dünya hakimiyetimizi kaybetme korkusu
Uzay projelerindeki hakimiyetimizi kaybetme korkusu
Cennete gitme hakkımızı kaybetme korkusu

Son madde ile ilgili harika bir örneğe rastladım dün TV kanallarından birinde. Din uzmanı olan kişiye bir izleyicinin sorduğu soru şöyleydi:

“Bekar ölürsem cennete gidebilir miyim?”

 “Boşanırsam toplumda yine saygın bir insan olarak görülür müyüm?” diye düşünen başka bir insanla bu insan arasında pek çok fark olabilir ama aynı korkuda birleştikleri kesin; kaybetme korkusu.

Sevginin sevgiyi çekmesi gibi korku da korkuyu çekiyor.

Sevgi yerine korku tohumları ekilmiş kalpler, o tohumlar gelişsin, büyüsün diye artan dozda korkuyu çekiyor kendine yaşamı boyunca. Sevgiyi büyütemiyor, yerine korkuyu besleyip, büyütüyor.

Yeni bir yıla girdik ve pek çok güzel dileklerimiz var. Aldığımız, uygulamak istediğimiz kararlarımız var.

Yeni yılla başlayarak, kararlarınızı her zaman bir sevgi-korku testinden geçirmenizi öneriyorum. Test çok basit. Kararınızı bir kağıda yazın. Altına da sorularınızı yazın.

“Bu aldığım karar ‘ben’ime duyduğum sevgiyi destekliyor mu?”

“Bu aldığım karar, öncelikler listemde birinci sırada olmamı destekliyor mu?”

“Bu aldığım kararın görünmeyen, kendini gizleyen nedenlerinden biri bir korkum olabilir mi?”

Şimdi soruları cevaplama zamanı.

Kolay gelsin…

 

Share This