NOT:

Elele dergisi, Mart 2013 sayısı için hazırladıkları
“Mutluluk Dosyası”nda yayımlanmak üzere
benden bir yazı yazmamı rica etmişti.
Ben de yazıyı yazıp gönderdim.

Ancak dergi yayımlandığında çok şaşırdığımı söylemeliyim.

Elele dergisinde yazar adı belirtilmeden,
cümleleri değişik sayfalara serpiştirilerek
kullanılan bu yazının BÜTÜNÜNÜ aşağıda sizlerle paylaşıyorum.

Sevgiler
Nil Gün

 

 

 

Mutluluk (huzur) özsaygımızla ve kendimizi gerçekte ne kadar değerli hissettiğimizle doğrudan bağlantılıdır. Özsaygısı düşük bir insanın kendisini mutlu bir insan olarak tanımlaması ancak bir sanrı olabilir.

İnsan mutlu olmanın peşinde koşmak yerine özsaygısını yükseltmek için emek harcasa kendisini doğal olarak mutlu hissedecektir.

Mutluluk, öz doğamızı ifade ettiğimizde hissettiğimiz duygudur.

Mutlu insanların ortak özellikleri var elbette. Bunların özsaygısı yüksek bireylerle birebir aynı olması hiç de şaşırtıcı değil. Tıpkı sevgi gibi mutluluk da emek istiyor. Mutluluk bir seçimdir. Ve hayatımızın kalitesini yaptığımız seçimler belirliyor.

Özsaygı hem değerli hem yeterli olduğumuzu bilmek ve hissetmektir. Kendimize ve hayata güven duymanın da önkoşuludur. Bu güven olmaksızın nasıl mutlu olabiliriz ki?

Mutluluğun yaşam sevinci gözlerinde ışıldayan insanlar seviyor ve seviliyor, değerli olduğunu hissediyor, değeri biliniyor ve değer vermeyi biliyor. Aslında hepimizin istediği şey bunlar değil mi?

 

 

İlişkilerde mutluluk

Bir insan senin varlığına ve seçimlerine onay ve destek veriyorsa, seni takdir ediyorsa, seninle içtenlikle ilgileniyorsa, seni değiştirmeye çalışmadan olduğun gibi kabul ediyorsa, sana şefkat gösteriyorsa, olabildiğinin en iyisi olman için gelişim yolculuğunda seni teşvik ediyorsa bu insan sana değer veriyor demektir. Bu insan seni seviyor, sana saygı duyuyor, sana güveniyor demektir. Bu insanla birlikte olmak sana mutluluk verir.

Senin hayatını kontrol etmeye çalışmaksızın, kendin olabilmen için seni destekleyen bu insanın yanında kendini nasıl da sevecen, rahat, özgür ve doğal hissedersin. Hepimizin ihtiyacı böyle bir sevgili, böyle bir partner, böyle bir dost değil mi? İşte ilişkilerde özlemini çektiğimiz mutluluk bu!

Bu mutluluğu yaşamak için öncelikle bu özellikleri kendi içimizde geliştirmemiz, bireysel gelişimin ta kendisidir. Yani kendimize onay vermeyi, kendimizi takdir etmeyi, kendimizle içtenlikle ilgilenmeyi, kendimize şefkat göstermeyi başarmak, sürekli gelişerek her gün bir öncekine göre kendinin daha iyi versiyonu olmak, kendimize ve başkalarına yararlı bir hayat sürmek, çevre bilincine duyarlı olmak… bireysel gelişim yolculuğunun, kendine değer vermenin ve mutluluğun ta kendisidir. Bu insan mutludur ve çevresine de mutluluk verir.

Başkalarına ancak kendimizde olanı verebiliriz. Bir insan senin sayende kendisini daha değerli, daha yaratıcı ve üretken hissediyorsa o insana dokunabilmiş olmak ikinize de mutluluk verir ve başkalarına yararı dokunan bir birey olduğunu hissedersin.

Yaşam sevinciyle dolu yaratıcı, üretken, kendine ve başkalarına yararlı bir hayat sürmek yaşamda mutluluğu yaratır. Değer veren değer görür.

İşte mutlu insanların ilişkilerinde ve dostluklarında yaşadığı gerçek yakınlık duygusu bu öğeleri birbirlerine verebilmeleridir.

 

Her yaşa göre mutluluk beklentisi farklıdır

Hayatta güvendiğimiz, değer verdiğimiz ve bize değer veren insanların yanında kendimiz olarak kabul görüp bu kabulün harika hafiflik duygusuyla huzurunu hissetmek geçek mutluluk ve huzurdur.

  • 25 yaşındayken iyi bir iş, iyi bir gelir ve arkadaş çevresiyle mutlu olacağımızı düşünürüz.
  • 35 yaşında sevdiğimiz ve sevildiğimiz bir partnerimizin olması mutluluk arayışımızda acilen ön plana geçer.
  • 45 yaşında, kendimizi gerçekleştirdiğimiz bir hayat sürmenin, kendi istediğimiz hayatı yaşamayı seçmenin mutluluktaki önemini idrak ederiz.
  • 55 yaşında başkalarına verebileceğimiz şeylerin olduğunu bilmek bizi mutlu eder.
  • 65 yaşında ardımızda iz bırakacağımız, “ben varlığımla fark yarattım” duygusuyla dolu dolu yaşadığımızı bilmek, yaşamımızın hakkını verdiğimiz duygusunu hissetmek isteriz. Yaşamı ziyan ettiğini, çarçur ettiğini hissetmek ise mutsuzluk ve umutsuzluk nedenidir.

Her yaşta daim olan şey besleyici ilişkiler kurabilmek, dost biriktirebilmektir. Bunun önemi yaş ilerledikçe idrak edilir.

Mutluluk birilerinin ya da Tanrının bize bahşettiği bir lütuf değil, bizim kendimize bahşettiğimiz, kendi ellerimizle hazırlayıp sunduğumuz bir armağandır. Mutluluk bir seçimdir. Bu seçimi yapmak, insanlık kalitemizi geliştirmeyi seçmektir.

Ruhumuzun gerçek motivasyonu, içinde yer aldığımız toplumda, kültürde ve dünyada düşünce/ duygu / davranış tutarlılığı içinde etik değerlere uygun yaşam sürerek gerçek ve yararlı bir birey olma arzusudur. Gerçekte aradığımız mutluluk budur.

 

Sevgiyle hoşça olun

Nil Gün

<div class="social4i" style="height:82px;"> <div class="social4in" style="height:82px;float: left;"> <div class="socialicons s4twitter" style="float:left;margin-right: 10px;padding-bottom:7px"><a href="https://twitter.com/share" data-url="https://dergi.kuraldisi.com/mutluluk-bir-sans-talih-kader-isi-degildir/" data-counturl="https://dergi.kuraldisi.com/mutluluk-bir-sans-talih-kader-isi-degildir/" data-text="Mutluluk, Bir Şans Talih Kader İşi Değildir" class="twitter-share-button" data-count="vertical" data-via=""></a></div> <div class="socialicons s4fblike" style="float:left;margin-right: 10px;"> <div class="fb-like" data-href="https://dergi.kuraldisi.com/mutluluk-bir-sans-talih-kader-isi-degildir/" data-send="true" data-layout="box_count" data-width="55" data-height="62" data-show-faces="false"></div> </div> </div> <div style="clear:both"></div> </div> <p><img decoding="async" class="alignleft wp-image-3760 size-thumbnail" src="https://dergi.kuraldisi.com/wp-content/uploads/sites/4/2018/02/JW0rM3p-150x150.jpeg" alt="" width="150" height="150" />1952 yılında doğdu. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Basın Yayın Yüksek Okulu’nda okudu.<br /> 1972 yılında gittiği Amerika’nın Kaliforniya eyaletinde on dört yıl sürekli, on iki yıl da aralıklarla yaşadı. Kaliforniya’da alternatif sağlık, alternatif eğitim, insan potansiyeli ve hümanistik psikoloji alanlarında eğitim gördü.<br /> Zihin Bilimi, Hipnoterapi, Reiki, Rebirthing, NLP ve kinesiyoloji eğitimleri aldı. California Jaycee’s organizasyonunda uzun yıllar bireysel gelişim alanında hizmet verdi. Sorunlu çocukların gittiği okullarda gönüllü çalıştı.<br /> International Council for Self-Esteem Türkiye temsilcisidir.<br /> Türkiye’de ilk kez 1993 yılında hipnoterapi yöntemiyle ağrısız ve ilaçsız, suda doğum yaptırdı.<br /> Basın dünyasında birçok dergide ve Güneş gazetesinde araştırmacı gazeteci ve köşe yazarı olarak çalıştı. Dört yıl Bilar ve Bilsak’ta haftalık konferanslar verdi. Değişik radyolarda (Enerji FM, Show Radyo, Best FM ve Radyo TRT1) Kuraldışı ve Ötesi adlı psikoloji ve bireysel gelişim eksenli programlar hazırlayıp sundu. TGRT’de hafta içi her gün, Nil Gün ile Yeni Bir Gün adıyla bir sohbet programı yaptı. Radikal gazetesinde psikoloji ağırlıklı dizi yazıları yayımlandı.<br /> Cine-5 kanalında Çekim Yasası programını hazırlayıp sundu. (2007)<br /> Amerika’da 1981, Türkiye’de 1989 yılından beri, bireysel ve kurumsal workshop çalışmaları yapıyor.<br /> Bireysel gelişim kavramının Türkiye’ye girmesinde ve birçok yayınevine yaptığı danışmanlıkla bu alandaki yayınların tanınmasında öncü oldu. Ayrıca uzun yıllardır ideali olan, okullara Özsaygı (Self-Esteem) derslerinin girmesi için ilk adımı attı ve özel bir okulda Özsaygı dersleri vermeye başladı.<br /> Çok sayıda kitabı, çevirisi; hipnomeditasyon, zihin programlaması, motivasyon ve çocuk eğitimi CD’si vardır. Ayrıca Bütünsel Kinesiyoloji alanında yaptığı çalışmaları içeren, Bedenin Bilgeliği adında kapsamlı bir DVD çıkarttı.<br /> Öncelikli hedefi, Bütünsel Kinesiyoloji (PiKi) eğitmenleri ve danışmanlar yetiştirerek eğitim, sağlık ve iş hayatı alanlarında topluma yararlı olmaktır.</p> <span class="et_social_bottom_trigger"></span>
Share This