Çoğumuz iradenin ve özdisiplinin bir ve aynı şey olduğunu sanırız.

Diyelim ki, öğün aralarında abur cubur yememeyi prensip haline getirmiş bir insansın. Kurabiye yememek senin için bir “feda-kârlık”, “katlanılan” bir şey değildir. Kurabiyelerden bir tane yemek aklına bile gelmez. Pas geçersin. işte bu özdisiplindir.

Öğün aralarında abur cubur yememeyi prensip haline getirmek uzun vadeli bir stratejidir. Kurabiyeyi yesem mi, yemesem mi ikilemi içine düşmezsin. Canın çekmez bile. Öğün arası atıştırmaları alışkanlığını bırakalı on küsur yıl olduğu için kendinle, nefsinle mücadele de etmezsin. Yemezsin o kadar! Ya da bir adet alıp öğle yemeği sonrasında kahvenin yanında yemek üzere saklayabilirsin. Ben böyle birini tanıyorum. Eşim Saim. Ona aralarda abur cubur yedirmenin mümkünü yok. Öyle özeniyorum ki çikolataları, kurabiyeleri pas geçmesine. Bu yüzden de hâlâ delikanlı gibi ince bir bedene sahip.

Ben bu konuda irademi epey güçlendirdim ama henüz özdisipline dönüşmedi… Süreçteyim. Çoğu zaman kurabiye yemesem de olur ama Hasan Usta’nın kazandibine hangi saatte önüme gelirse gelsin hayır demem mümkün değildi; tok bile olsam. Artık kazandibini buzdolabına koyup akşam yemeği sonrasını bekleyebiliyorum. Kazandibinin mutlu çocukluk anılarımla bağlantılı olduğunun yeni farkında oldum. Vazgeçmek istemediğim şey kazandibi değil, bu anılarmış. Bilinçaltı kayıtlarımda Kazandibi = Mutluluk varmış. Yeni kazandığım farkındalığım bu konuda özdisiplin kazanma sürecimi hızlandırdı. Kendini, hayatı, dünyayı keşfetmek hiç bitmeyen bir süreç.

Özetle:

Özdisiplin uzun vadeli stratejidir. Çelişki ve mücadele içermez.

Özdisiplin bir şeyi düzenli olarak yapabilme yetisidir.

Özdisiplin bir davranışın bir süre sonra otomatik (bilinçsiz) hale gelmesidir.

 

Özdisiplini Öğrenme Süreci

Zihnimizde detaylı bir yol haritası oluştuğunda, önceden tüm seçeneklerimizi değerlendirip seçimler yaptığımızda, yolda bir şeylerle mücadele etmek zorunda kalmayız. Karşımıza çıkan engelleri de irademizle aşarız. Bu adımlar aynı zamanda özdisiplini öğrenme sürecidir.

Kararlarımızı, seçimlerimizi uygulamak ve sürekli hale getirmek, bir süre sonra bizi bilinçsiz özdisiplinmoduna sokar. Bugünkü davranışlarımızın gelecekteki anlarımızı nasıl etkilediğinin bağlantısını görmeye başlarız.

Örneğin; canın çektiği için bir top dondurma yemenin bir zararı yoktur. Ama yolda yürürken, yanındaki arkadaşlar dondurmacıya uğramak isteyebilir. Herkes bir külah alıyor diye senin de alman mı gerekiyor? İçindeki ses, “bak tadı da çok güzel” diye seni kışkırtabilir. Ama özdisiplin sesin der ki “Sırf orada olduğu için yemek zorunda değilsin. Şu anda canının çekmediği gereksiz yiyeceklerden uzak dur”. Ve sen arkadaşlarına “Size afiyet olsun. Ben istemiyorum” diyebilirsin.

Bu doğal kararı kendiliğinden vermenin özgürleştirici duygusu müthiştir. Özdisiplin kazanmayı, isteyen herkes öğrenebilir.

Seçtiğin Kelimelerin de Gücü Var

Diyelim ki Ayşe’nin ve Selin’in önünde lezzetli bir dilim çikolatalı pasta var.

Ayşe, “Pasta yiyemem” diyor.

Selin, “Pasta yemiyorum” diyor.

Sence hangisi pastadan daha kolay uzak kalabilir?

Tüketici davranışı araştırmasının sonuçlarında kısıtlayıcı, zorundalık içeren “yiyemem” “yapamam” edemem” sözcüklerini kullananların yüzde 39’u sağlıklı seçimler yapıyor.

Güçlendirici sözcükler olan “yemiyorum”, “seçmiyorum” “yapmam”, “yememeyi seçiyorum” diyenlerin yüzde 64’ü sağlıklı seçim yapmada daha başarılılar.

“Sabahları her şeyden önce bir dakika meditasyon yapmak zorundayım.”

“Sabahları her şeyden önce bir dakika meditasyon yapmayı seçiyorum.”

Tek sözcük seçimi bile davranışlarımızda, seçimlerimizde fark yaratıyor.

Bu yüzde 64’lük oranı da arttırmak elinde. Nasıl? Sonuna “Niçin”i kapsayan bir motivasyon cümlesi ekleyerek. Çünkü motivasyon cümlesi eklemek minik alışkanlık oluşturmamı güçlendiriyor.

“Niçin”imin içsel motivasyon kaynaklı olması önemli. Eğer dış kaynaklı bir motivasyon ise uzun vadede pek yararı olmuyor.

“İkram edilen pastayı yememeyi seçiyorum. Çünkü unlu, şekerli, yağlı bir şeyi yememek kendime saygımı arttırıyor.” (‹ç kaynaklı motivasyon) Evet!

“İkram edilen pastayı yememeyi seçiyorum, çünkü eşim kilolu olmamdan hoşlanmıyor.” (Dış kaynaklı motivasyon) I-ıh!

Diyelim ki Facebook, instagram senin çok zamanını alıyor ve bundan rahatsızlık duyuyorsun. Ama sosyal medyadan tamamen uzakta kalmak da istemiyorsun.

Şöyle söyleyebilirsin:

Sosyal medyayı daha az kullanmayı seçiyorum. Çünkü zamanım değerli. Zamanımı daha verimli kullanmak özsaygıma olumlu katkı yapıyor.

“En az iki saat çalıştıktan sonra kendime 15 dakika sosyal medya iznini veriyorum.

Ya da “Saat 19.00’dan sonra kendime sosyal medyaya girme izni veriyorum.”

Kelimelerin gücü.

İrade Gücü Nasıl Tükenir?

İrade, özdisiplin geliştirmek için başlangıçta gereklidir. Ama hayatında yapmak istediğin değişiklikler, kazanmak ve/veya vazgeçmek istediğin alışkanlıklar, salt iradeye dayanarak sürdürülemez. Çünkü irade için gereken enerji sonsuz değildir.

Araştırmalar karar verme süreci ile irade kullanımı için gereken enerjinin aynı kaynaktan geldiğini gösteriyor. irade gücü iki yolla azalır ve tükenir.

 Birincisi; eğer gün boyu birçok karar almak durumunda kalınmışsa irade gücü zayıflar ve irade gerektiren durumlarda dayanıklılık azalır. Örneğin bir sınava giren ve doğru cevapları işaretleyebilmek için birçok karar almak durumunda kalan bir insanın, sınav çıkışı pizzaya, tatlıya, börek çöreğe hayır demesi ya da tüketim miktarını kontrol etmesi daha zordur. irade kullanması gereken durumlarda zorluk yaşar. Çünkü irade ve karar aynı enerjiyi kullanıyor.

 İkincisi;özdisiplin kazanmaksızın uzun süre sadece iradeni kullanarak bir şeyleri baskılamışsan bir noktada irade gücün zayıflar ve baskıladığın şey patlar. Uzun süre düşük kalorili diyet yapıp, kendisini birçok şeyden mahrum eden kişinin bir noktada kendine yasakladığı yiyeceklere saldırarak aşırı miktarda tüketmesi bu duruma örnektir.

Diyelim ki bir ortamda gaza geldin, motivasyonun yüksekti. Kendi yararına olacak bazı sözler verdin. Bir sözü verdiğin andaki duyguların çoktan geçmiş olsa bile o şeyi yapacağına dair verdiğin sözü tutmak irade, bu sözü tutmayı sürdürerek otomatik hale getirmek özdisiplindir.

Özdisiplin iradeyle başlar gönüllülükle devam eder.

 Şunu hatırla: İrade kullanarak sevmediğin bir şeyi bile kısa bir süre yapabilirsin. Ama en güçlü özdisiplin bile sevmediğin şeyleri sürdürmen için sana yardımcı olamaz. Bunu bil. Kendini boş yere iradesizlikle suçlamana gerek yok. Özdisiplin için amacının seni ateşlemesi gerekir. İrade, özdisiplin kazanımını başlatır, amaç ateşler.

<div class="social4i" style="height:82px;"> <div class="social4in" style="height:82px;float: left;"> <div class="socialicons s4twitter" style="float:left;margin-right: 10px;padding-bottom:7px"><a href="https://twitter.com/share" data-url="https://dergi.kuraldisi.com/ozdisiplin/" data-counturl="https://dergi.kuraldisi.com/ozdisiplin/" data-text="Özdisiplin" class="twitter-share-button" data-count="vertical" data-via=""></a></div> <div class="socialicons s4fblike" style="float:left;margin-right: 10px;"> <div class="fb-like" data-href="https://dergi.kuraldisi.com/ozdisiplin/" data-send="true" data-layout="box_count" data-width="55" data-height="62" data-show-faces="false"></div> </div> </div> <div style="clear:both"></div> </div> <p><img loading="lazy" decoding="async" class="alignleft wp-image-3760 size-thumbnail" src="https://dergi.kuraldisi.com/wp-content/uploads/sites/4/2018/02/JW0rM3p-150x150.jpeg" alt="" width="150" height="150" />1952 yılında doğdu. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Basın Yayın Yüksek Okulu’nda okudu.<br /> 1972 yılında gittiği Amerika’nın Kaliforniya eyaletinde on dört yıl sürekli, on iki yıl da aralıklarla yaşadı. Kaliforniya’da alternatif sağlık, alternatif eğitim, insan potansiyeli ve hümanistik psikoloji alanlarında eğitim gördü.<br /> Zihin Bilimi, Hipnoterapi, Reiki, Rebirthing, NLP ve kinesiyoloji eğitimleri aldı. California Jaycee’s organizasyonunda uzun yıllar bireysel gelişim alanında hizmet verdi. Sorunlu çocukların gittiği okullarda gönüllü çalıştı.<br /> International Council for Self-Esteem Türkiye temsilcisidir.<br /> Türkiye’de ilk kez 1993 yılında hipnoterapi yöntemiyle ağrısız ve ilaçsız, suda doğum yaptırdı.<br /> Basın dünyasında birçok dergide ve Güneş gazetesinde araştırmacı gazeteci ve köşe yazarı olarak çalıştı. Dört yıl Bilar ve Bilsak’ta haftalık konferanslar verdi. Değişik radyolarda (Enerji FM, Show Radyo, Best FM ve Radyo TRT1) Kuraldışı ve Ötesi adlı psikoloji ve bireysel gelişim eksenli programlar hazırlayıp sundu. TGRT’de hafta içi her gün, Nil Gün ile Yeni Bir Gün adıyla bir sohbet programı yaptı. Radikal gazetesinde psikoloji ağırlıklı dizi yazıları yayımlandı.<br /> Cine-5 kanalında Çekim Yasası programını hazırlayıp sundu. (2007)<br /> Amerika’da 1981, Türkiye’de 1989 yılından beri, bireysel ve kurumsal workshop çalışmaları yapıyor.<br /> Bireysel gelişim kavramının Türkiye’ye girmesinde ve birçok yayınevine yaptığı danışmanlıkla bu alandaki yayınların tanınmasında öncü oldu. Ayrıca uzun yıllardır ideali olan, okullara Özsaygı (Self-Esteem) derslerinin girmesi için ilk adımı attı ve özel bir okulda Özsaygı dersleri vermeye başladı.<br /> Çok sayıda kitabı, çevirisi; hipnomeditasyon, zihin programlaması, motivasyon ve çocuk eğitimi CD’si vardır. Ayrıca Bütünsel Kinesiyoloji alanında yaptığı çalışmaları içeren, Bedenin Bilgeliği adında kapsamlı bir DVD çıkarttı.<br /> Öncelikli hedefi, Bütünsel Kinesiyoloji (PiKi) eğitmenleri ve danışmanlar yetiştirerek eğitim, sağlık ve iş hayatı alanlarında topluma yararlı olmaktır.</p> <span class="et_social_bottom_trigger"></span>
Share This