Genellikle korku ve gerilim filmlerine konu olan parapsikolojik olgular insanı hem ürkütüyor hem de son derece merakını uyandırıyor. Son zamanlarda büyük ilgi çeken gerilim filmlerinden birinin de konusu oldu, 6. His!

Filmi görmeyenler için özetleyelim:

“Çocuk psikiyatrisi Dr. Crow, yıllar önce bir saldırıya uğramış ondan sonra hayatı değişmiştir. İlgilendiği son hastası ise 6 yaşlarında Cole Sear adında bir erkek çocuk…Ama Cole çok az insana nasip olan hayli garip özellikleri olan kutsanmış ya da lanetlenmiş bir çocuktur. Ölmüş ama bir türlü huzura ermemiş insanları görüp onlarla konuşabilmektedir.

Cole güçlerinin sınırlarını bilmediği için korku içindedir  ve Dr. Crow onunla ilgilenmeye başlar. Böylece onun tek sırdaşı olarak bilinmeyen bir dünyaya adımlarını atar. Karşılaştıkları her olay onları hiç beklenmedik bir sona götürür. Bu da doktorumuzun bizzat kendisinin de bir hayalet olduğu gerçeğidir! “

Filmde önseziden de öte, parapsikolojik hayli karmaşık bir olay işleniyor. Ancak bu tür olayların adı ister 6. his, önsezi olsun, ister telepati, deja vu… Beş duyumuzun ötesinde yaşananlar, bilim adamlarınca psişik güçler olarak adlandırılıyor ve çok geniş bir yelpazede inceleniyor.
 
Nedir Altıncı His?

Hani bazen kapıyı çalanın kim olduğunu, telefon çaldığında kimin aradığını biliriz, bazen de durup dururken aklımızdan geçen biri beklenmedik bir zamanda karşımıza çıkar, kimi zaman içimizi bir sıkıntı sarar da, sonu hayır olsun deriz ve hoşumuza gitmeyen bir haber alırız, bazen rüyalarımızda olabilecekleri görürüz…

Bütün bunlar sizin duyular dışı algılama (DDA) yeteneğinizin olduğunun göstergesidir. Herkeste yok denir ama bu da doğru değil. Aslında DDA, tüm varlıklarda ve insanoğlunda da derinlerde bir yerde saklıdır.

Bu güce “Psişik Yetenek” ya da “Ruhsal Güç” adı veriliyor. Altıncı his dediğimiz aniden bilme olgusu,

Psişik Yeteneklerimiz ise bizim sezgisel zekamızın eseri olarak açıklanıyor.

Hep benzer şeyler anlatılır ya, hani kimi insanların başlarına gelecek bir tehlikeyi farkında olmadan, tesadüfi olarak nasıl geçiştirdiğini. Son olarak da 11 eylül saldırılarından kılpayı kurtulanların nedensiz bir sıkıntı ya da mide ağrıları yüzünden o gün  işe gitmeyenler olduğu anlatıldı.

Aslında kahve falına bakan kişi ile de aramızda telepatik bir bağ oluşuyor ve bu telepatik bağ sayesinde fala bakan kişi doğru yorum yapabiliyor!

Kahve telvesi ya da başka bir nesne ise sadece bir vasıtadır, önemli olan kişinin o anda sizden algıladığı şeyler ve doğal yeteneği olan önsezileridir.

Bu duygunun kadınlarda daha çok olduğu kabul görür, nedeni de kadınların olaylara daha duygusal yaklaşımlarıymış.

Birbirine çok bağımlı olan eşlerde, sevgililerde, ana çocuklar arasında ve ikizlerde de önsezi ve telepatinin çok güçlü olduğu görülüyor.

Biraz daha konuyu hafifletelim: Yengeç ve balık burçlarındaki insanların sezgileri de güçlü olurmuş, duygusal kimlikleri nedeniyle…

Aslında bu yeteneklerin hepimizde biraz olduğu kabul ediliyor, sadece bize ürkütücü geldiği için bilmezlikten gelmeyi ve uzak durmayı yeğliyoruz.

Ama bir yandan da  bu yeteneklerimizi uyandırmak için teoriler üretiliyor, dersler veriliyor, seanslar düzenleniyor…

Fransa’da Adsensio diye bir grup ise 6. his çalışmalarıyla uykusuzluğu tedavi ediyormuş.

Bu konuda yayınlanan kitapları da unutmayalım. Ama genel olarak günlük tutmanın sezgisel gücümüzü güçlendirdiği de ileri sürülüyor. Kendimizle baş başa kalmak ve iyi dileklerde bulunmak için. Sezgisel zekanızı ya da duyular dışı algılama yeteneğimizi uyandırmanın birçok yolu var ve belki de ürkerek yaklaştığımız bu gizli yeteneğimizi ciddiye alarak uyandırmamız mümkündür!

Geçmiş mirasımız…

Hepimizin bildiği beş duyumuz var: İşitme, görme, dokunma, koklama ve tat alma. Bu duyular da çevremizi algılamamızı sağlıyor ve hepsi de madde ile ilgili. Ama bazen hepimiz bu duyuların dışına çıkarak farklı bir algılama yaşıyoruz, az veya çok hepimizde var bu özellikler.

Nasıl adlandırılırsa adlandırılsın, önsezi, deja vu, telepati, hepsi de psişik güçlerimiz. 

Peki bu güç neden bazı insanlarda çok yoğun olarak vardır da, bazılarımızda yoktur?

Daha geniş bakarsak, neden hayvanlar olacakları sezerler, neden deprem sadece saniyeler önce hareketlenmişken bunu bizden önce hayvanlar sezinler?

Aslında bu güçlerin, hayvanlar gibi geçmiş çağlarda ilk insanlarda da var olduğu düşünülüyor. Yani insanın doğaya en yakın olduğu, doğa ile bir bütün oluşturduğu zamanlarda insanlar bu yetilerini kullanarak gelecek tehlikeleri sezinleyebiliyorlar ve tehlikelerden korunabiliyorlardı.

Bilim henüz tam olarak tanımlayamadı ama insanoğlunun evrimleşmeye başladığı ilk zamanlarında kendini savunabilmesi için önsezilerinin belki de en önemli duyularından biri idi!.

Demek ki insanoğlu geliştikçe, medeniyetleri kurdukça, en sonunda teknolojiyi de yaratıp büyük ölçüde hayatına da kattıkça artık önsezilerini kullanma ihtiyacı duymadı ve bu gücünü kaybetti.

Kullanılmayan her şeyin zayıflaması gibi bu yetenek de zayıflayıp derinlerde bir yerde saklı kaldı, unutuldu. Bu da neden bazılarımızda hala bu güç varken bazılarımızda zaman zaman hissedilse bile yok sayıldığını açıklayabiliyor.

Sonuç olarak, belki de beynin diğer duyularından bağımsız olarak bir haberleşme sistemi vardır; işte bu da epey zamandan beri bilim adamlarını meşgul ediyor.

Bilim araştırıyor

Bilim dünyası, “parapsikoloji” adı altında topladığı bu tür psişik güçlerin sırrını 1800 lerden beri araştırıyor.

Parapsikoloji terimi ilk kez 1930’lu yılların başında A.B.D de Duke üniversitesinde J.B.Rhine ve eşi L.Rhine tarafından yürütülen psişik çalışmalarda kullanıldı ve sonra bilim dünyasında benimsendi.

Beynin tüm sırları henüz çözülemedi ama yine de bu konuda çok ciddi araştırmalar sürdürülüyor, denekler üzerinde testler yapılıyor ve her geçen gün çeşitli sonuçlar elde ediliyor.

Yapılan son deney ve araştırmalar ile “altıncı his” denen şeyin bir söylenti ya da metafizik olmadığını ortaya koymuş.

Bazı kuramlara göre önsezi veya telepati, beynimizden yayılan manyetik dalgalara bağlı. Beynimizdeki bağımsız bir algılama merkezi yalnızca insan beyninden yayılan elektriksel dalgaları değil, çeşitli doğa olaylarının meydana getirdiği elektromanyetik enerji dalgalarını da algılıyor olabilir. Bu sayede olacaklar “içimize doğuyor”.

Diğer taraftan bilim adamları hem hayvanlar hem de insanlar arasında cinsel etkileşimi (ve aşkı) tetikleyen kimyasal bir molekül ile beyinde bunu algılayan bir merkezin varlığını keşfettiler.

Aslında yakın zamana kadar  “Feromon” adlı bu kimyasalların sadece hayvanlar tarafından salgılandığı ve algılandığı sanılıyordu. Ama son yıllarda insanlar tarafından da salgılandığı saptandı, Feromonlar hayvanlar aleminde seks güdüsünü harekete geçiriyor.

Biraz düşününce, bizde erkek ve kadın arasında aşkın doğmasını da feromonlara borçlu olduğumuz anlaşılıyor.

Konumuza dönelim: Feromonlar sadece seks içgüdüsünü uyandırmıyor, hayvanlar arasında haberleşmeyi de sağlıyor. Bilim diyor ki, insanlar arasındaki telepatiyi de feromonlar sağlıyor olabilir. İnsanlar arasındaki telepatik haberleşme, bazı olayları önceden algılama, bazı doğa olaylarını sezinleme gibi olayların nedeni acaba sadece feremonlar  mı?..

Yapılan bilimsel deneylerde beynin işleyişinin bazı kritik olaylar olmadan hemen önce belirgin bir değişime uğrayarak yoğunluk kazandığı da gözlemlenmiş.

Bu tür araştırmaların doğrulanması halinde, “altıncı his” ve “deja vu” gibi herkesin yaşayabildiği paranormal olaylar da bilimsel düzeyde açıklanabilecek..

Şimdi okuyacaklarınız ise bir James Bond ya da bilim-kurgu filminin senaryosu değil:

CIA 1970’lerden 1995 yılına kadar sürdürdüğü “Stargate Projesi” ile SSCB’ye “psişik casusluk savaşı” açmıştı.

En önemli silahları ise 6. hissi güçlü olduğu bilinen askerleriydi. Cambridge Üniversitesinde sürdürülen çalışmalardan alınan sonuçlar ise, gelecekten haber almanın mümkün olabileceğini düşündürüyor.

Bugün dünyanın en etkin parapsikoloji laboratuarı da A.B.D.de Foundation For Research on the Nature of Man, yani İnsan Doğasını Araştırma Vakfı’na bağlı olarak çalışan parapsikoloji laboratuarı. Kim bilir, belki de gelecekte bir gün enerjinin doğası, var oluşumuz hakkında birçok bilinmeyen, 6 histen hareketle birer birer çözülmüş olacak!!

Share This