Biraz önce kendine itiraf ettin. Kendini hiçe saydığını, değersizleştirdiğini, ezikleştiğini söyledin. Cesaretsizmişsin, hatta korkağın, ödleğin tekiymişsin. Hayatın sorumluluğunu alamayacak kadar acizmişsin. Her daim kendini dövüyormuşsun, mazoşistmişsin. Ben uydurmuyorum. Kendine itirafların bunlar. Annene ezdirmişsin kendini, babanın edilgenliği senin suçunmuş gibi, sanki onu sen telafi etmekle yükümlüymüşsün gibi tüm görevlerini üstüne alıp, sonra da bu yüklerin altında kalmışsın. Bunların üstesinden gelmeyi başaramadıkça da hırslanmış, öfkelenmişsin. Ne vardı ki bir “Hayır!” deseydin. Ne vardı ki “Bunlar benim işim değil!” diye itiraz edip “kötü çocuk” olsaydın. Yapamazdın değil mi? “Hayır” diyemezdin? Hamal gibi sırtında taşıyıp bu küfeyi, yıllar sonra da gücünün yettiğine aktarmış, adeta kusmuştun üstlerine. Ben uydurmuyorum dedim ya. Sen söyledin az önce. Ne günahı vardı Tuba’nın. Oysa o seni sen olduğun için sevmişti. Seni kendine eş seçmişti.
“Heyy!” dur bir dakika. Dövüyorsun yine kendini. Bir es ver bakalım Murat Efendi. İçindeki küçük Murat’a bir kulak ver. O saf, temiz, şifacı bilgeyi dinle sessizce.
Bu sensin. Günahıyla sevabıyla hepsi senin parçaların. Bir parçası kayıpsa yap-bozun nasıl tamamlanmış sayılmazsa, sen de onlarsız tamam değilsin. Yaşandı bitti. Hepsi bir amaca hizmet ediyordu. Hepsi senin hikâyendi. Misyon tamamlandı. Şimdi silkelen ve kendine gel. Yap-bozun parçalarını tastamam yerine koy. Tutkalla yapıştır ve duvarına as. İşte tamam. İşte bu sensin. Tüm bu parçalar sayesinde burada ve şu andasın. Sırtında taşıdığın sorumluluklar, hırsların, bastırılmışlıkların, yaptığın haksızlıklar, söylediğin yalanlar, açığa çıkartmamayı seçtiğin duygular, öfkeler, bağırmalar, küfürler hepsi karşında ve hepsi senin parçaların. Onlara bakıp kendini kötü hissetmene gerek yok. Kâbus bitti. Onları kabul et ve avazın çıktığı kadar bağır artık “Seni affediyorum Murat!” diye. Evrenin sesine kulak ver: “Tamamen affedildi Murat!” Bak işte beraat kararın. Yepyeni “ben”inle, yepyeni bir yaşam var önünde. Unutma yine sendeleyeceksin, yine gelgitler yaşayacaksın. Sakın bırakma kendini. Seni ancak sen affedersin. Aynı hatayı ikinci kez yapmaman için, içindeki çocuk hep yanında olacak, onu daha yakında hissedeceksin. Yine yapacaksın, yine affedeceksin. Bu sefer daha iyi affedeceksin.
Hadi bakalım. İyi yolculuklar. Cesaret, bilgelik ve canlı canlı farkındalıklar yoldaşın olsun.
Seni affediyor ve seni çok seviyorum.