Şimdiki yaşamında tam olarak neyin eksik olduğunu düşünüyorsun?
  
Neye ihtiyacın olduğunu zannediyorsun?

Karşında ne tür engeller varmış gibi hissediyorsun?

Sırtlandığın bütün yüklerine rağmen, işte sana yapman gereken basit birşey: Eksik olduğunu düşündüğün şeyin hayatında varolduğunu hayal et. Bu eksik olduğunu düşündüğün her ne ise ona tümüyle sahip olduğunu farzet. Hayata dair önünde hangi engeller varsa, onların arkanda kaldığını düşün.

Şimdi sanki tüm dertlerinden arınmışçasına harekete geç. Evet, sanki hepsi birden yok olmuş gibi…

Sana soruyorum, aklına gelen daha iyi bir fikir var mı?

Korkmak ve durumu daha da kötüleştirmek tabii ki mantıklı değil. Mantıklı olan, bir engel ile karşılaştığında onun üzerinden atlamaktır. Şimdi zihninde engellerinin üzerinden atla.

Belirli bir kişiyle bir türlü yapıcı iletişim kuramıyorsan, her seferinde kaldığın yerden devam etme. Olumlu bir biçimde yeniden başla.

Harekete geçmeden önce, onunla her konuda uzlaşmaya varılması gerektiğini mi düşünüyorsun? Sen kendinin daha iyi bir versiyonu olarak harekete geçmek için herkesle ve her konuda uzlaşmak zorunda değilsin.

Burada demek istediğim kendini veya başkalarını aldatman değil, hiçbirşeyin seni harekete geçmen konusunda engellemesine izin vermemen gerektiğidir. Israrla zorluk olarak gördüğün şeye odaklanman, seni sadece daha da geriye itecektir. Ben ise artık ileriye doğru hareket etme zamanının geldiğini söylüyorum.

Sana kendinin veya başkalarının hakkını yemen veya saygısızca olayları görmezden gelmen gerektiğini de söylemiyorum. Sadece mevcut durumun varlığını kabul et ve sonra harekete geç.

Harekete geçmeden önce, dağılmış onlarca parçanı tekrar bir araya getirmeyi beklemek zorunda değilsin.

Ayak parmaklarından biri incinse yavaş yavaş da olsa yürüyebilirsin, değil mi? Karanlıkta bile en azından gözlerini açabilirsin.

Bulunduğun şartlar ne olursa olsun, kendini onlardan sıyırabilirsin.

Zaten kendini onlardan sıyırmalısın, aksi halde onlar seni olduğun yere bağlayacaklardır.

Etrafını sardığını düşündüğün herhangi bir şeyden bağımsız olarak, aslında istediğin halin olabilirsin. Çevrenden birisi kaba veya nezaket dışı davranıyor olsa bile, bu senin aynı şeyleri yapmanı gerektirmez.

Kimsenin, senin içinde parlayan ışığı ortaya çıkarmanı engellemesine izin vermek zorunda değilsin.

Yoksa sana miras bıraktığım o altın gibi parlayan ışığı çoktan unuttun mu?

Ben parıltıyı kendi kalbimden alıp senin yüreğine yerleştirmiştim. Senin, benim parlayan yansımam olmanı amaçlıyordum. Niyetim, diğer insanların, benim ışığımı senin gözkamaştırıcı parlaklığın aracılığıyla görmeleriydi. Bunu yapmak için oturduğun yerde daha iyi koşulları beklemen amaçlarımdan biri değildi.

Eğer hastaysan, yatağa mahkum ve hareketsizsen, yine de zihninde hasta yatağından kalkabilirsin. Zaten bu şekilde kalkmalısın da. Yoksa kendini o yatağa çivi ve çekiçle sabitlemiş olursun.

Hasta olsan dahi, kendini yetersiz veya beceriksiz görmek zorunda değilsin…

Burada ne demek istediğimi anladığına eminim.

Bu söylediklerimi biraz incelediğinde, göreceksin ki sen ne dünya kavramlarının ne de teşhislerin sınırlandırmalarına tabisin. Sen dünya üzerinde bir canlısın, ancak bedeninle kısıtlı değilsin. Sen zaten her zaman bedenden daha üstündün.

Söylediklerimi biraz daha incelediğinde, göreceksin ki bir kez daha sana geçmişinden kurtulmanı ifade ediyorum.

Dün kıran kırana bir mücadelenin bir parçası mı oldun?

Olsun, o dündü ve geçmişte kaldı. Neden incinmişlikleri ve rahatsızlık verici duyguları beraberinde bugüne taşıyasın ki?

Bugün, bu dünya için “başka” bir gün. Bugün kesinlikle dün değil. Dün bitti. Bugün yeni başladı.

Bugün senin yepyeni bir başlangıç yapman için iyi bir fırsat.

Haydi harekete geç!

(Kaynak: https://www.heavenletters.org/move-on-now-beloveds-move-on.html)

Share This