Gökyüzünün yoğunluğu, kolektif olarak enerjilerin yükselmesi ve bir şekilde sizin de sürece dâhil olmanız, yazdan çıkıp, bulutların arasından sonbahara giriş…
Biliyorum fazlasıyla hızlı, bir o kadar da yoğun…
2014’ün sonuna iyice yaklaşmışken, aslında bulutların dağılmaya başladığını, yağan yağmurlarla size ağır gelen her şeyin akıp gittiğinin farkındasınız. Ekim ayı, dönüp dolaştırdığımız konuların artık kestirmeden bir sonuca bağlanması için bir alan tanıyor bize. Bize düşense derin bir nefes alıp, cesurca, “Ya şöyle olsa, ya böyle” diye söylenmeyi bırakmaktır. Bunu gerçekleştirebilmek için, belki de bugüne kadar olan tüm bakış açılarımızı değiştireceğiz; olsun varsın; durağan bir şey yok, her şey hareket halinde ilerliyor; akışta kalarak buna izin vermeliyiz.
Sizin adınıza kararlar alan bir düzenin içinde kalmak, kargaşayla (kaos) sarmalanmanıza sebep olur. Hayatınızda neler olduğuna bir bakın; müziğin nasıl bir ritmi var? Rüzgâr nereye doğru esiyor? Direneceğinize, tutunacağınıza izin verin gitsin… Uyumlu ilerleyince, karşınıza neler çıkıyor? Bu süreçte değişen ritmi fark edin. Belki her salınımda bir şeyler eksilecek hayatınızdan; ama bir şeyler de eklenecek tam ve bütün olmanız için. Parçalarımızın tümüyle kuşanacağız. Çünkü şimdi tam zamanıdır! Bize gönderilen ama “Şimdi zamanı değil” diyerek bir köşeye attığımız tüm paketleri açmanın vaktidir. Sürprizlere açık olmanın, geleni kucaklamanın vaktidir. Ekim ayının hediyeleri bol olsun!