Çinliler “Suyu yer gibi için” der. Yani bizim kana kana su içmenin tam aksi. Suyu ya da sıvı içecekleri ağızda bir miktar bekletip öyle yutmak daha sağlıklıdır. Üstelik tükürük bezleri ile kana daha çabuk karışacağı için daha da çok fayda sağlar. Acıktığınız zaman buna dur diyebilirsiniz, hatta dur demelisiniz de, ama susadığınız her an su içmek durumundasınız. Yemeklerde su içilmemesi tavsiye edilir, bu doğrudur. Ama yemek esnasında bile susarsanız buyurun için.
Susamak dışında kaidelere uyacak olursak eğer, suyu yemeklerden yarım saat kadar önce içmekte fayda var. Yemek esnasında herhangi bir sıvı alınmamalı ve yemekten sonra bir saat kadar beklenmelidir. Yemek esnasında alınan su midenin asit baz dengesini şaşırtacağı için sindirim problemine neden olabilir. Sabah kalkar kalkmaz içilen bir bardak ılık su güne iyi başlamanızı sağlar. Organları uyandırır, sindirimi kolaylaştırır. Yatmadan önce içilecek bir bardak su ise rahat uyumanızı sağlar, uyku esnasında yaşanacak kalp krizi riskini önler.
Vücudumuzda dolaşan Çi’nin soğukla pek arası yoktur. O yüzden hem besinleri hem de sıvıları soğuk tüketmekten kaçının. Sıvıları oda sıcaklığında tüketmeye özen gösterin. Her susadığınızda beklemeden su için dedik ama su içmek için illa da susamayı beklemeyin. Zira susamadığına inanıp ve bunu maharet sanıp hiç su içmeden yaşayan insanlar tanıyorum.
Yanınıza çalışırken, kitap okurken, bir şeyler seyrederken bir miktar su koyun ve onu belli aralıklarda içerek bitirmeyi hedefleyin. Bir süre sonra su içme alışkanlığınız oturacak ve su içmeyi ister hale geleceksiniz. Hatta sağlığınız, görüntünüz, enerjiniz değişeceği için bunu daha bir mutlulukla yapacaksınız. Unutmayın, günde tüketmeniz gereken minimum su miktarı iki litre. Kimisi buna sekiz bardak der. Bardak boyutları birbirine karışır. Hasta iken tüketmeniz gereken su miktarı daha da fazladır. Bunu üç litreye kadar çıkarabilirsiniz. Çünkü hastalıklar doğrudan vücuttaki su kaybından olmasa bile, vücutta su kaybına yol açar. Çok terlersiniz ya da çok tuvalete gidersiniz.
“Terli terli su içme der” büyüklerimiz. Terlemek vücuttaki su kaybına işarettir ve vücut bas bas “su istiyorum!” diye bağırır ve su içmek gerekir. Ancak vücut ısındığı için soğuk içmek sakıncalıdır. Bu hem organlarımıza hem de damarlarımıza zarar verebilir. Ve elbette bizi hasta edebilir. Terliyken su için, hem de bol bol ama yavaş yavaş ve fakat soğuk su değil. Su içerken anneannem “Otur da insan gibi iç” derdi… Besinleri de, sıvıları da tüketirken oturarak yemek içmek daha sağlıklıdır.
Peki ya sıcak su? Suyun kaynar olanı da sakıncalıdır. Sıcağa yakın ılıklıktaki su yudum yudum içilirse çok faydalıdır. Özellikle sabahları aç karnına içine biraz da limon konularak içilen su, mideyi rahatlatır, sindirimi kolaylaştırır, vücut ısısını dengeler. Çocukların içtiği paşa çayı kıvamındaki sıcaklık en idealidir. Çin’de çay ikram edecekleri zaman “Sıcak su mu, çay mı?” diye sordular. Önce “Demleme çay istemiyorsan sıcak su vereyim içine kahve ya da sarkıtma çay koy” gibi bir şey algıladım ama gerçekten de sıcak su getirdiklerine şahit oldum. Çok soğuk havalarda, donduğumuz zamanlar da hemen çok sıcak şeyler içmek terli su içmek gibi sakıncalıdır. Zira, soğuktan büzüşen kan damarlarınızı bir anda sıcak ile genleştirmeye çalışmak tahribatlara yol açabilir. Çi’nin vücutta kolaylıkla dolaşabilmesi için besinleri de sıvıları da ılık tüketin.
DAMACANA TEHLİKESİ
Evlerin vazgeçilmezi haline gelen su damacanalarından mümkün olduğunca uzak durun. Bunların yerini kaliteli su arıtma cihazlarının almasını sağlayın. Damacanalar ucuz gibi görünür ama kalabalık ailelerde yüklü bir aylık masrafa neden olur. Senelik maliyetini hesaplarsanız belki de sizin için en uygun olanı su arıtma cihazı almak olacaktır. Bu cihazların bazıları sadece kireç çözer, bazıları da hem PH değerlerini hem de alkali baz değerlerini dengede tutar.
Damacanalar plastikten yapılmıştır. Bunlar uzun süre depolarda stoklanır. Bekleyen su tüm özelliğini yitirdiği gibi, durduğu yerde zehirlenmeye başlar. Üstelik bir dizi işlemden geçtiği için de tamamen niteliksiz, hiçbir besin değeri olmayan bir şey haline gelir. Halbuki suyun kalsiyum gibi besin değerleri olması gerekir, özellikle de çocuklar için. Bekletilen plastik de suya karışmaya başlar. Eskiden cam şişe suları vardı. Cam sağlıktır, suları camda saklamak en doğrusudur. Damacana kaçınılmaz ise en azından evde cam kapların içine doldurun, evinizde bari plastik içinde beklemesin. Geri dönüşüm elbet güzel bir şey. Ama damacanaların altında gördüğünüz geri dönüşüm işaretinde 3 veya 7 rakamı varsa bu tehlike arz eder. Vücuda iki kat daha fazla zarar veren biosfenol A (BPA) denen bir kimyasal maddenin yüksek olduğuna işarettir ve bu kalp, şeker ve kolestrerol için tehlikeli bir maddedir.
Herkes dikkat ediyorum suların PH değerlerine bakıyor. PH değeri ne kadar yüksekse o kadar iyidir diye bir mantık türemiş. Halbuki suyun içinde var olan o kadar madde listelenirken, florürden bahseden yok. Ve bu madde sulara zorunlu olarak ekleniyor. Florür insan için zararlı bir madde. Hatta diş macunlarının evlerimizdeki tehlike olduğunu söylesem benden iyice nefret edeceksiniz. (Üzülmeyin florürsüz organik diş macunları yada misvaklar bulmak mümkün).
Ben İzmirliyim. Eskiden belediyeler halka kaynak suyu dağıtırdı. Sonra sağlıklı olmadığı söylenerek kaldırıldı ve halka damacana alınması tavsiye edildi. Bu elbette damacana su satanların ceplerini doldurmaya yaradı. Halbuki Roma’da hâlâ halka eski usul kaliteli kaynak suyu dağıtılıyor. Biz daha mı modern oluyoruz?
Bu saatten sonra belediyelerin çeşmelerimizden akan suyun kalitesini artırıp içilebilir hale getirmesini beklemek yerine en doğrusu iyi bir su arıtma cihazı satın almak gibi görünüyor.