Bedende tuzun işlevine  baktığımızda, hücre içi sıvısının tuzlu su olduğunu görürüz, yani bedenimiz su ve tuzun bir araya gelmesinden meydana gelmiştir. Kan, idrar, ter, gözyaşı kısacası bütün vücut sıvıları tuzlu sudan oluşur.

Anne karnında bebek yaklaşık % 97 tuzlu suyun içinde gelişir ve bu su iki günde bir vücut tarafından yenilenir. Hücrenin içine girebilen maddeler su, oksijen ve mineraller yani doğada bulunan haliyle tuzdur. Tuz bu kadar önemlidir. Diğer önemli bir  madde de  sudur.

Yeterince su içmez, doğru kristal tuzları kullanmazsak vücut sıvılarımız kirlenir. Böyle durumlarda vücut ihtiyaç duyduğu suyu organlardan ya da kandan temin eder. Aynı şekilde tuz diye bildiğimiz rafine tuzu kullandığımızda bunu böbrekler çözemez ve vücudun çeşitli yerlerinde depolar, bu tuz hücre içinde kalamadığı içinde hücre dışında tutulur, bunun sonucunda da ödemler oluşur.
Siz yeteri kadar su içip, doğru tuzu kullanıyor olabilirsiniz ama ya nefes ne olacak?
Nasıl nefes alıyorsunuz? Akciğerlerinizi yeterince oksijenle doldurabiliyor musunuz?

Şimdi 1 dakika ara verin ve nefes alın, kendinizi izleyin. Aldığınız nefes göbek altından yukarı doğru  ilerleyerek tüm gövdenize bir salınım yaptırıyorsa doğru nefes alıyorsunuz. İsterseniz tekrar deneyin ve elinizi karnınızın altına koyun hissedin, nefesi aldığınızda karnınız şişmeli ve yukarı doğru ilerlemelidir. Nefes verirken önce karnınızın alt kısmını boşaltmaya başlamak doğrudur.

Yaşam bir bütün, ucundan kıyısından kaçıp ya da kaçırıp sonra yakalayabileceğimiz bir yer değil. Tek gerçekliğimiz burası, sahip olduğumuz ve tek bir hak verilen tadımız, tuzumuz zeminimiz ve bu zeminde bedenimizle var olabiliyoruz. Bedenimize arabamızdan, evimizden hatta bazen her hangi bir eşyadan dahi kötü davranıyoruz, yok sayıyoruz, erteliyoruz.
Bu ertelemelerin sonunda ise şu tür beklentiler geliştiriyoruz: “Biran önce inceleyim, hastalığım geçsin, neşem yerine gelsin.” Bu beklentileri karşılamak için de sanayi yapımı kapsüllere sığdırılmış çözümlere başvuruyoruz.

SAYFA-BOLUMU

Gerçek tuz dediğimiz kristal tuzlar -ki bunların en kalitelilerinden biri Himalaya tuzudur- vücut için en gerekli maddelerdendir. Ama bu, tuzların ilaç olduğu anlamına gelmiyor.
Mucizeleri yaratan maddeler değil, sizin niyetinizdir.
Kanserinizi …… ile yenersiniz!
Af edersiniz siz neden kanser oldunuz?
Bu sonuca götüren süreçte  neler yaşadınız? Bunlar ortadan kalkmadan nasıl çözülür bu sorun?
Himalaya tuzu  ya da mucizeyi yarattığı düşünülen her neyse, silgi mi ki silsin atsın ne varsa bedeninizde.

Siz her sabah kalkar kalkmaz suyunuza ışık suyu ekleyerek, yudum yudum içtiniz mi?
Gün boyu kaç kez su içmek aklınıza geldi?
Ödemeleriniz kadar bedeniniz için yapacaklarınıza da odaklandınız mı?
Arkadaşlarınızı çevrenizle olan  iletişiminizin onda biri kadar olsun organlarınızla iletişim kurdunuz mu?
Hareket ettiniz mi? Yediklerinizin nereden geldiği ve nasıl pişirildiğiyle ilgilendiniz mi?
TV ‘ye ayırdığınız vakti bir kere olsun, sağlıklı gıdalar yapmak için ayırdınız mı?
Cevabınız HAYIR ise soruyorum size niye sağlıklı bir bedeniniz olsun?

Hastalıklarla değil hastalığa götüren nedenlerle ilgilenelim.
Suyu içmenize engel olan sebep nedir? Eve geç gelmenize, dışarıda yemek yemenize, uyku düzensizliklerinize neler neden olur? Hangi duygu kendinizle ilgilenmenize engeldir? Pazartesini geçemeyen diyetler, bırakılamayan bağımlılıkların sebeplerinin sorumlusu nedir?
Her biri bir duygumuzla ilgilidir. Bozan da düzeltecek olan da biziz aslında.
Karaciğerimizdeki sorunların kaynağında öfke yatar; duyduğumuz pişmanlıklar ve keşkeler şeker hastalığına davetiye çıkarır; bağırsaklarımızda sorun varsa yaşamımızda sindiremediğimiz olaylar var demektir.
Kendimizi yeterince dinlediğimizde bedenimiz bizle konuşur; yani cevaplar içimizde…

 

<div class="social4i" style="height:82px;"> <div class="social4in" style="height:82px;float: left;"> <div class="socialicons s4twitter" style="float:left;margin-right: 10px;padding-bottom:7px"><a href="https://twitter.com/share" data-url="https://dergi.kuraldisi.com/tuz-su-hayat/" data-counturl="https://dergi.kuraldisi.com/tuz-su-hayat/" data-text="Tuz + Su = Hayat" class="twitter-share-button" data-count="vertical" data-via=""></a></div> <div class="socialicons s4fblike" style="float:left;margin-right: 10px;"> <div class="fb-like" data-href="https://dergi.kuraldisi.com/tuz-su-hayat/" data-send="true" data-layout="box_count" data-width="55" data-height="62" data-show-faces="false"></div> </div> </div> <div style="clear:both"></div> </div> <p><a href="https://dergi.kuraldisi.com/wp-content/uploads/sites/4/2016/05/IMG_3472.jpg"><img fetchpriority="high" decoding="async" class="alignright size-medium wp-image-5667" title="IMG_3472" src="https://dergi.kuraldisi.com/wp-content/uploads/sites/4/2016/05/IMG_3472-300x270.jpg" alt="" width="300" height="270" /></a>1966 yılında doğdu. Judo milli takımında uzun yıllar katıldığı müsabakalarda Türkiye’yi temsil etti ve sayısız madalya kazandı.</p> <p>1985 yılında girdiği Marmara Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor bölümünü bitirdikten sonra 1991 yılında Sağlık Bilimleri Enstitüsünde Yüksek lisansını tamamladı.</p> <p>1986 yılında henüz öğrenci iken Deniz Harp Okulunda Judo dersleri verdi.</p> <p>1989 yılında Türkiye’nin ilk SPA ve sağlık merkezinde sağlık müdürü olarak görev yaptı. Burada refleksoloji, <em>shiatsu ve hareketbilimi ile ilgili dersler verdi ve uygulamalar yaptı. </em></p> <p>1991 yılında, askerlik görevi sırasında ve sonrasında beş yıl süre ile Hava Harp Okulu öğrencilerine ve subaylarına uzak doğu sporları ve savaş beden eğitimi dersleri verdi.</p> <p>Üniversite eğitimi sırasında üye olduğu <em>Metapsişik Tetkikler ve İlmi Araştırmalar Derneği&#8217;nde birçok çalışmaya katıldı ve seminerler verdi. Başkan Ergün Arıkdal ve Necip Özkardeş ile sofoloji telkinbilim ve hipnoterapi konularında çalışmalar gerçekleştirdi.</em></p> <p><em> </em></p> <p><em> Özel olarak ilgi duyduğu ve yüksek lisans konusu olan &#8220;spor fizyolojisi ve psikolojisi&#8221;  alanını destekleyen alanlarda eğitimler aldı. </em></p> <p>Bunun yanında zihinbilimi, hipnoterapi, reiki, kinesiyoloji, nefes eğitmenliği, takyon eğitimleri aldı.</p> <p>Çocuklara Judo dersleri vermenin yanı sıra, 1992 yılında nefes teknikleri ile öğrenme tekniklerini birleştirerek dil eğitim merkezlerinde gevşeme teknikleri, odaklanma ve alfa ritminde öğrenme ile ilgili çalışmalar gerçekleştirdi.</p> <p>1987 yılından beri, bireysel ve kurumsal workshoplar düzenleyip, seminerler vermektedir.</p> <p>Ruh, beden ve zihnin bir bütün olduğuna olan inancı, onu hastalıkların ve olayların arkasındaki nedenlerin anlaşılması konusunda çalışmalara sevk etmiştir. &#8220;Kendi kendine teşhis&#8221; adı altında verdiği eğitimlerde insanın özüne olan yolculukta karşılaştığı her rahatsızlığın ve olayın ona bir mesaj verdiğini ve bu mesajı okumanın tekniklerini anlatmaktadır.</p> <p>2008 yılından bu yana Himalaya tuzu ile ilgili çalışmaktadır. Beslenmede Himalaya tuzunun kullanımı ile Himalaya tuz odası gibi farklı uygulamalarla birçok TV programına konuk olarak katılmış ve dergilerde röportajları yayınlanmıştır.</p> <p>Öncelikli hedefi kendi merkezinde bulunan tuz odalarında yaptığı bireysel ve grup çalışmalarının sayısını arttırarak daha çok kişiye ulaşabilmektir.</p> <p>Ünal Güner, sevgi ile kavradığı yaşamın her alanında karşına çıkan yanılsamalarının tümüne kucak açarak yoluna devam ediyor…</p> <p>&nbsp;</p> <p>&nbsp;</p> <span class="et_social_bottom_trigger"></span>
Share This