Bundan birkaç ay önceydi, tabiri caizse en paçoz anıma denk gelen anlarımdan birinde apartmanın çöp odasına gidiyordum. Nasıl olsa kimseye rastlamam diye de öylece çıktım ki, çıkmaz olaydım, tam o sırada asansörden çıkan henüz o günlerde yeni tanıştığım komşu çifte rastlamaz mıyım, eyvah! korktuğum başıma gelmişti  “Al işte bütün imajın dağıldı” dedi egomun nahoş sesi.

Neyse, selam-kelam iş-güç falan derken, bir yandan olayın şokundayım, diğer yandan da bir şey olmamış gibi dikkatlerini başka konulara çekme çabasındayım. Görseniz nasıl saçmalıyorum, saçmaladığım için de utanç yaşıyorum, utandığımı da belli etmemeye çalışıyorum. Of! Aynı anda onca şeyi düşündüğüm için hem yoruluyorum hem de etkin dinlemediğim için kendimi suçlu hissediyorum. Ay aman, dedim çıkmaz olaydım kapıya… Halbuki sohbetlerinden de keyif alıyorum ama takıldım ya bir kere şeklime kim tutar beni artık.

Şükürler olsun ki en sonunda daha fazla gaf yapmadan evimin kapısından içeri girdim, o da ne! Saçmalıkların ve içsel hesaplaşmalarımın etkisi evde de devam edince…

Yok artık! diyerek başladım o an sorgu suale;

“Ne yapıyorum ben, kafaya taktığım şeye bak, ne diye bu kadar saçmaladım? Hem bazen paçoz olsam ne olur ki? Ne olur; hani ben kendimi her koşulda seviyordum? Üstelik bu halimdeyken aynaya bakarken kendimden ya da evimdekilerden utanmıyordum da neden dışarıdakilerden utanmıştım. Dışarıdakilere içeriden daha fazla mı önem veriyorum? Şekilci miyim? Mükemmeliyetçi mi? Yoksa egoma mı yenik düşmüştüm? Hangisi?”

Şimdi o anımı hatırlayınca tüm bu sorulara daha objektif bir yanıt verebilirim: “Kesinlikle hepsi! Ve her fark edişimde etkisi daha da azalan kocaman bir HEPSİ…”

Benim bu olaydan aldığım en değerli ders; hangi koşulda olursa olsun kendimi her durumda onaylayıp sevmek ve içsel onayımı, dışsal onayların önünde tutmak olduğuydu.

Önceden olsa olumsuz durumlarda “nasıl böyle bir davranış yaptım, ah-tüh ben, amma şuyum-buyum” der dövünür ya da sövünürdüm. Gerçi şimdi de konunun detayında fazlaca boğuluyorum fakat nerede abarttığımı ve neden öyle yapmayı seçtiğimi ve de neyin üzerinde çalışmam gerektiğini artık daha da net görebiliyorum. Kim bilir, yarın neyi nasıl görmeyi seçeceğim?

Evet sevgi değer dostlar, hayatta ne olursa olsun ya da ne olmazsa olmasın her durumda şunu anladım ki, hepsi bizim hayrımıza oluyor. Dolayısıyla yeni bir farkındalığa daha erişmeme vesile olan o günkü paçoz halime ve kendilerinin henüz durumdan hiç haberi olmayan, belki de bu vesileyle olacak olan komşularıma teşekkürüm olsun.

En büyük derdim de bu olsun.

Bir başka mevzuuyla gelişecek farkındalığımın şerefine olsun…

Share This