Cemil Melik

Kasım 2010

Unidentified Flying Object, tanımlanamayan uçan cisimler diye adlandırılan; kısaca UFO denilen, apartman dairesi ve devlet dairesine alışmış olan Türk insanının uçan daire diye de tabir ettiği şu meşhur varlıklar zaman, zaman lütfedip yerküreyi ziyaret ediyorlar.
 
İnsanoğlunun bokunda boncuk bulmuş olmalılar ki, bir sabah ansızın kapını çalabilirim misali habersiz ve apansız gümrüğe takılmadan, vizeye tabi tutulmadan çıkıp, çıkıp geliyorlar. Öyle geldikleri zaman da herkesle görüşmüyorlar, birkaç önemli zevatla görüşüp arkalarında o izlerden gidelim diye gizemli izler bırakarak gerisin geri dönüyorlar. Bir metropole inseler de kendi adamlarını tanıyorlar, o seçkin şahsiyetle buluşuyorlar, bazen de bu müzakerelerin nişanesi olarak bu özel arkadaşların beyinlerine çip takıyorlar. Her nedense şu koca dünyada o seçilmişlerden başkalarının bu buluşmalara tanıklık ettiği olmuyor. Bazen flu bir şekilde görüntülenmelerine izin verebiliyorlar ki, bu insanlık için büyük bir nimet.
 
Çip dedim de aklıma geldi, geçenlerde, bir pop sanatçımızda beynine uzaylıların çip taktığından bahsetmişti. Eskiden halk şiirinde bade motifi vardı; buna göre şair rüyasında pirinin elinden bade içtikten sonra âşık mertebesine ulaşır ve mahlas sahibi olurdu. Tevekkeli günümüzde şarkıcı olmanın yolu da beyne çip takılmasından geçiyor.
 
Efendim, bu uzaylı arkadaşlar evrimini tamamlamamış maymuna benziyorlar. Biraz, seri üretime bağlanmış prematüre bebek; daha çok anne karnındaki cenin tipolojisinde ve fizyonomisindeler. Anatomi laboratuarındaki robotlardan farkları canlı gibi gözükmeleri. Ancak yaşadıkları yerde botoks, ortopedi ve plastik cerrahi henüz inkişaf etmediğinden biraz çirkin gözüküyorlar. Sanırım geldikleri yerde soğuk, sıcak ve mevsim kavramları keşfedilmemiş olmalı, onun için libas ihtiyacı da hissetmiyorlar. Nü olmalarına karşın hiçbirinin üreme organı görünmüyor. Cinsel ilişkiyi de horozların tavuklara çökmesi gibi yöntemlerle gerçekleştiriyor olmalılar.
 
Olsun, teknolojileri son derece ileri. Ancak daire modelleri hep aynı ama önemli değil. İsterse TOKİ bunlar için farklı daire, Boing ve Airbus firmaları da uçak modelleri geliştirerek yardımcı olabilirler diye düşünüyorum.
 
Bir de reenkarnasyon var ki, o daha da eğlenceli bir konu. Malumunuz reenkarnasyon öldükten sonra başka bir bedenle yeniden dünyaya teşrif etme durumu. Reenkarnasyona inananlar daha önce yaşadıklarını ve ikinci kez yeryüzüne arz-ı endam ettiklerini ifade buyururlar. Bu arkadaşlara iki bonus verilir; üçüncü, dördüncü ve beşinci defa doğma hakları yoktur. Hepsi ama hepsi daha önce kral, kraliçe, şövalye gibi önemli şahsiyetler olarak zuhur etmişlerdir; içlerinde çiftçi, çöpçük, memur, fahişe vs meslek erbabı ve statülere sahip olarak yaşadığını beyan eden hiç olmamıştır. İkinci kez gelişlerinde de mesleklerini ve statülerini seçme şansı verilmediği görülüyor ki, bu son derece büyük bir haksızlık. Nasıl olsa yeniden dünyaya geleceğini düşünerek ve elan sahip olduğu statüyü, konumu beğenmeyerek canına kıyan reenkarnasyoncuya da hiç rastlanmamıştır. Rütbe tenzili de olsa durumlarından hiç şikâyetçi olmazlar.

Yoksa uzaylılar, reenkarnasyonla dönme şansı bulamayıp da mutasyona uğrayan insanlar mı?

Share This