İlk üniversite yıllarımda tanışmıştım seninle. Lise yıllarımda zaman, zaman karşılaşsak da ilgimi çekmemiştin. İtici ve bunaltıcı bir  yapın vardı. Tüm cazibene  rağmen etkileyememiştin beni.

Kılıktan kılığa girerdin; turuncu, beyaz ve kahverengi saç modellerinle farlı bir dünyaya ait olduğu hissini vermeye çalışırdın.

Bazen kısa topuklu, bazen uzun topuklu ama genellikle beyaz kıyafetinle göz boyamaya çalışırdın. Kokuların en güzelini kullansan da hoş kokmazdın.

Şimdi ilkokul öğrencilerine kadar düştüğünü görüyorum.

Her ortamda karşıma çıktın. Başı dumanlı ve kasavetli, gözü yükseklerde bir  yapın olduğu  her halinden belliydi. Arkadaş ortamlarında sen vardın. Lokanta ve Kafeteryalarda hep karşıma çıktın. Dostlarımdan senin ile birlikte olmam için ısrarlı teklifler aldığım olurdu. 

İnsanların kanına girmek için her yolu denediğini biliyordum ama beni de etkin altına alacağını hiç düşünmemiştim. Sonunda beni de kurbanlarının arasına katmayı başardın ve bu senin için hiç şaşırtıcı değildi.

Bu senin en büyük özelliğin ve karakterindi. 

Senin tutsağın olmamak için çok direndim ancak başaramadım. Sen, benim için vazgeçilmez  bir tutku olmuştun artık.

İnsanlara maddi ve manevi zararlar verdiğini bile, bile senin ile birlikte olmaya başladım. Sana olan aşkları yüzünden sadece sağlıklarını değil, hayatlarını kaybedenler olduğunu görmeme rağmen delice bağlandım sana. İnsanları kanser eder, kimilerini de kalpten götürürdün.

Bu delilik değil de nedir?

Biliyorum, ben ne ilk, ne de son kurbanındım.

Tiryakindim artık. Şiddetli ayrılıklar girse de aramıza, çok sürmezdi.  Her defasında kavuşmamız eskisinden daha ateşli olurdu. Sana o kadar bağlanmıştım ki her anımda yanımdaydın. Üzüntülerimde, sevincimde, mutluluğumda, hastalıkta ve sağlıkta hep sen vardın.

Gecemi ve gündüzümü sen doldururdun. Benim ile birlikteyken için için yanardın,  sonra ben yanardım. Sen küllerinden doğardın yeniden. En güzel, Sezen’in “ Beni yak, kendini yak, her şeyi yak. Bir kıvılcım yeter, hadi hazırım ben. Aşk için ölmeli, aşk o zaman aşk” şarkısını söyler ve beni her defasında kandırırdın.

İşim bittikten sonra seni bir kenara atmama ya da kalbini kırmama bile aldırmazdın. İşte o zamanlar kendi kendini yiyip, bitirirdin.  Hedefine ulaşmak için yılmadan, bıkmadan çalışırdın. Aynı anda birçok insana nüfuz ederdin. 

Senin ile birlikteliğin insanlığa zarar verdiğini gören hükümetler,  tek, tek yasak getirmeye başladılar. Kapalı alanlarda yasaksın artık. Cadde ve sokaklarda da senin ile görünmek adab-ı muaşerete aykırı olduğuna göre yollarımızı ayırmanın zamanı geldi de geçiyor bile.

Buna mecburum,  bana daha fazla zarar vermene tahammül edemiyorum.

Atmosferden yeterince kirli hava teneffüs ediyoruz.  Artık hayatımızdan elini çek.

Seni, yasaların bana verdiği yetkiye dayanarak boşuyorum sigara.

Share This