Küçüklüğümden bu yana yapma denilen herşeyi yaptım. Hala daha devam ediyorum yapmaya.

“Yaşamak” güzel bir deneyim büyükler için, ama yaşayan kişi çocukları olmadığında…

Bazen tutamıyor karşınızdaki insan kendisini ve işte o zaman devreye giriyor; “Yapma çocuğum!” , “Yanlış yoldasın!”, “Ben yaptım sen yapma!” gibi yersiz söylendiğinde saçma olduğuna inandığım, yeri geldiğinde de insana “Keşke” dedirtebilecek kadar gerçekçi kelimeler.

Pek sevmesek de bu kelimelerle birbirimizi, bir ömür onlarla geçiyor… ve geçmek zorunda…

Elden ne gelir? Büyükler hep büyük, küçükler hep küçük. Değişen hiçbir şey yok.

Tek fark: verilen öğütlerin her sene değişmesi…

Bir yaşından itibaren, “Yemeğini ye, ağlama, sus” gibi kelimelerle başlayan öğütler, ölene kadar devam ediyor.

İşin en komik, ilginç ve bazı konularda da acı verici yanı ise insanların etrafındakileri “yapma”‘ lara boğup, bütün yapma dediklerini kendilerinin yapmaları.

Kim ne düşünüyor, bilmiyorum, ama hiç hak vermiyorum böylelerine!

Hatta bazen öyle durumlar oluyor ki, sonunda kötü birşey olcağını bilse bile insan, yapmak ve görmek istiyor. Yani en azından ben öyle istiyorum.

Etrafımda birileri bana “yapma” dedikçe, daha çok yapasım geliyor…

Yaşayıp görmek istiyorum…

Böyle böyle alışacağım hayatın acı veya tatlı süprizlerine.

Bazı şeyleri, sonunda pişman olcağımı bilsem bile yapmak istiyorum, yapıyorum da… ama genellikle bana “yapma” diyenler haklı çıkıyor!

Örneğin sigara: kullanma yaşının on-onbir’lere düştüğü, herkes tarafından içilen ama “bırakılmak istenen” ( bir türlü de bırakılmayan) gerçekten kötü birşey.

Içilen her sigaranın hayatınızdan on beş dakika aldığını bile bile içiyorsunuz, başladığınız için pişman oluyorsunuz, “Çok lanet birşey bu sigara, nefret ediyorum, ııııyy… ” diyorsunuz ama bırakmak için de hiçbir şey yapmıyorsunuz.

Küçükken, evde her bulduğum sigarayı kırıp camdan aşağı fırlatıyordum… Ama bir dönem elime sigara almayı denediğimi de hatırlıyorum. Gerçekten pişmanlık verici, acı bir durum…

Ama biz, bütün gençlerin büyükler tarafından, “Sakın başlama!”, “Yakalarsam parçalarım!” gibi cümlelerle uyarıldığı fakat bu cümleyi her sarf edenin kendisinin de sigara içtiği bir ülkede yaşıyoruz.

Hani hep derler ya, “çocuklar neyi gördüyse onu örnek alır” diye, aynen öyle!…

Madem sigara içmemi istemiyorsun…sen de içmeyeceksin!

Madem oraya gitmemi istemiyosun, zamanında sen de gitmeyecektin!

Madem saygı görmek istiyorsun, sen de saygı göstereceksin!…

Gülce Güçer

Share This