” Önemli olduğuna inanılan, beni ve bütün yaşıtlarımı sanki yarışa çıkacak ve atakta olması gereken bir at gibi gören; ama aynı zamanda da arkadaşlığın çok önemli olduğunu bizlere anlatıp da herkesin kendimize bir rakip olduğunu aşılayan bir öğretim döneminden geçiyorum. ”

On – on dört yaş grubu; ergenliğe girme çabalarının henüz yeni yeni açığa çıktığı, özgüvenin kazanılmaya başlandığı, kişiliklerin oturduğu ve on dördüncü yaşa gelince bunların yavaş yavaş yok edildiği, fazla azim ve kararlılık isteyen, yaşanılması zorunlu bir dönem…

İşte tam bu dönemdeyim ben…

Geride bıraktığım son dört yılda yaşadıklarımı, hatta yaşamaya çalıştıklarımı anlatmaya çalıştım size…

Ben de -her çocuğun yaptığı gibi- koşa koşa başladım okula…. Bir, iki, üç, dört derken derken şimdi 8. sınıf oldum.

Önemli olduğuna inananılan, beni ve bütün yaşıtlarımı sanki yarışa çıkacak ve atakta olması gereken bir at gibi gören; ama aynı zamanda da arkadaşlığın çok önemli olduğunu bizlere anlatıp da herkesin kendimize bir rakip olduğunu aşılayan bir öğretim döneminden geçiyorum.

Zor…Gerçekten çok zor bir zaman dilimi bu…

Okullar, dershaneler, etütler, özel dersler, testler, denemeler, sınavlar, puanlar … vs. derken çarçur oluyor o en güzel ve en çocuksu yaşanılması gereken yıllar….

Anlatırken bile üzülüyorum kendime ve benim gibi bu strese girmiş bütün herkese. Hayatmızı kısıtlayan ve bizleri doğru yola soktuklarına inanan herkesin tek bir savunma sözcüğü var:

” GELECEK! ”

Evet evet, iyi bir gelecek içinmiş bütün bunlar.

Şimdi dişimizi sıkacakmışız, ilerde çok rahat edecekmişiz.

Eğer şimdi çalışmazsak -ki çalışmaktan bahsedilen şey, bizim bu yaşda kaldıramayacağımız çok ağır bir tempo- ilerde çok pişman olacakmışız.

Bunları duyunca acabalarla dolup taşıyor insanın aklı….

Gerçekten doğrumu bütün bu denilenler?

Gerçekten başarabilecek miyiz?

Gerçekten elimizden geleni değil de, elimizden gelenin fazlasını yapmaya zorlandığımızda
haklımı karşımızdakiler?…

Ve “gerçekten” iyi bir gelecek kurmak bu kadar zor mu ?!
İşte on-on dört yaş grubu için geçerli olan bütün bu soruların tek bir çatı altında toplanmış haline “OKS” diyoruz! Yani, “Ortaöğretim Kurumları Giriş Sınavı” adı bile kötüüü…

Dördüncü sınıftan sekizinci sınıfa kadar işlenilen bütün konulardan oluşan 100 soruluk test.

Evet…sadece bir “test” !..

Ama iş hiç de göründüğü kadar kolay değil…

Bütün herşeyini bu sınava odaklayıp, hayatını bu 100 sorunun üzerine kurmuş yüzlerce insan tanıyorum ben…

Oysa ki insan dünyaya bir kere geliyor. Sadece bir kere…

Bir sınava bağlı olmamalı bütün herşey!

Yaşanılması gerekilen onca güzel şey varken, insanın bütün moralini iki saat içinde yüz soruyla mahfedecek veya tavanlara vurduracak kadar arttıracak bir olay olarak görülmemeli bu sınav.

Ailelerin desteği de çok önemli bu konuda…

Ben bu konuda çok şanslıyım doğrusu…. İleri görüşlü ve modern bir ailenin, küçük kızı olarak yetiştiriliyorum. OKS başarım ne olursa olsun, ailem herzaman yanımda, bunu çok iyi biliyorum.

Bunu bilmek bir parça olsun rahatlatıyor beni. Testlerden veya derslerden bunaldığım bir anda bir çıkış noktası oluyor.

Ama bütün arkadaşlarım benim kadar şanslı değil ne yazık ki….

Ben, birbirine telefon açıp “Kızım günde 100 soru çözüyor,” diyen anne- babaları da biliyorum; “Anadolu lisesini yüzde yüz bursla kazanmassan okutmam,” diyenleri de…

ÖzgürLüğümüz bu eğitim sistemiyle çarçur oluyor. KişiLiklerimiz bu yüzden ortaya çıkamıyor. Sonra da bize “Sizden adam olmaz!” deniyor.

Buradan, yaşıtlarıma ve ailelerine seslenmek istiyorum:

Anneler, babalar!

Bu sınav önemli tabii ki. Ama lütfen olayı bir “atyarışı” haline getirmeyin. Bizler yarış atı değiliz.

Ve aynı çileyi paylaştığım Sevgili Arkadaşlarım!

Bu sınavı problem haline getirmeyin. Bu, iki saat süresince kendimizi deneyeceğimiz 100 sorudan ibaret önemli bir deneyim sadece….

Şu an için, ne öğretim ne de sınav sistemini değiştirebiliriz… Bu yüzden, yine tam gaz devam etmeliyiz çalışmaya…

Yolun yarısına geldik. Önümüzde beş ayımız var. Bu beş ayı hepimizin en güzel şekilde değerlendirebileceğimize sonuna kadar inanıyorum ben.

Bundan tam bir yıl sonra, hakkında “OKS, çok güzel bir deneyimdi. Yaşanması gerekir.” başlığı altında bir yazı daha yazmayı çok istediğimi belirtiyor ve hepinize başarılar diliyorum =)

Gülce Güçer

Yorumlar:
——————————————————————————–

MUHAMMED OKUR

ANAAA !!!!! BABABABABABAAA!! KIZIM BUNU SANA KİM YAZDIRDI. VEYA BUNU KİM YAZDI DA BU KIZIN RESMİNİ VE İSMİNİ KOYDU. AMA HELAL OLSUN DOĞRU YAZMIŞ.ELİNE YÜREĞİNE SAĞLIK.

——————————————————————————–

nurten azun

Yetkililer sizlere sesleniyorum!…bu akıllı ayni zamanda da sağduyulu küçük kızın feryadına lütfen kulak verin!..onlar bu ülkenin geleceği…ama nasıl bir gelecek!.böyle eğitilirlerse maalesef başarılıda olsalar mutsuz ezik kendine güveni olmayan ezberci bireylerden oluşan bir gelecek!.. Eğitim sistemimiz bir felaket!.Bunu görün artık.Sınavlarda başarılı olabilmek için neredeyse dersanelere gitmek özel öğretmen tutmak zorunlu hale gelmiştir.Böylece kocaman bir sektör oluşturulmuş hem ailelere maddi külfet getirilmiş hemde çocuklarımızın okul dışındaki zamanları bloke altına alınmıştır..neden?..okulda verilen eğitim sınavlarda sorulan sorulara yeterli değil ise suç kimin?Bu zeki ve akıllı milletimizin cocuklarına yeter artık kıymayın artık..Ayrıntılarla uğraştırmayın onları..keyifle okusunlar öğrensinler nefretle değil!!!

——————————————————————————–

cansu

bıtanecıkk kuzenımm cok gusell melısanın ndedıgı gıbı sadeceee kendın adına degıl herkes adına konumussun tskkurler bıtenmm cok begendmm basarılar dılerımm cok optum k.ı.b:)

——————————————————————————–

Naz

Canım kardeşim,
Gerçekleri en ince ayrıntısına kadar içtenliğinle anlatmış okuyan,okumasını bilen bi çok insana da burda göstermişsin.Daha ileride daha bi çok işe el etman dileğiyle kardeşim;)

aliNAAAAAZik’in ;P

——————————————————————————–

meLisa

güLcemm..1tanecik dostumm..istanbuLdaki dier yarımm.seni seviyorumm..yazın süperr..sadece kendi adına deiL herkesin adına yazmışsın bu yazıyı..her zaman yanındayımm..öpüLdünn..başarıLarr.. =)

——————————————————————————–

Vildan

Çocuklarımı yetiştirirken ,seçenekleri önlerine serdikten sonra onları seçimlerinde özgür bıraktım çoğunlukla.Kimi zaman çevreme baktığımda bazı anneler gibi çocuklarımı bu zorlu hayata hazırlayacak kadar zorlamadığım için suçluluk duydum.Acaba doğru olan onların yaptığı mı diye.Fakat bugün ,şimdiye kadar içten içe savunduğum şeyi şimdi gönül rahatlığı ile söyliyebilirim ki “Ben doğru olanı yapmışım”

İstedim ki kızımın yayınlanan ilk yazısına yorum yapan ve destek veren ben olayım.

Düşüncelerini bu kadar güzel ve doğru biçimde,özgürce ifade edebilmen çok güzel ve OKS de ne sonuç alırsan al,ileride neyi seçersen seç başarılı olacağını biliyorum kızım.

Seni Seviyorum

Seninle gurur duyuyorum,ellerine sağlık.

——————————————————————————–

Gamze

yaşıtlarına ve onların ilgi alanlarına göre gayet olgunluk ve farkındalıkla yazılmış çok güzel bir yazı.. görülen o ki gençleri hafife almamak gerek.. başarılar dilerim, ellerine sağlık..

Share This