”Yaz” dediler, ”yazdıkça içindekileri dökdükçe rahatlarsın. İçinde tıkanmış, ifade edilmemiş duygular kağıda akar, akamayan gözyaşlarının yerine.”

Yazdıkca kalem, içimden akan duyguların hızına yetişemez oldu. Meğerse ne çok şey biriktirmişim içimde.
 
Ne kadar cok ifade edilmemiş kızgınlık, öfke, kırgınlık varmış. Önce onları birer birer kağıda döktüm. Bazen yazerken gözümden yaşlar süzüldü. Bazen de yüreğime kocaman bir sıkıntı oturdu.

Sonra yazdıklarımı tekrar tekrar okudum. Aslında dönüp dolasıp aynı şeylere takılıyordum. Nasıl kurtulacaktım bu kısır döngüde?  Yaşam seçimlerden ibaret, dedilerdi. İşte şimdi seçme zamanıydı.
 
Arabesk yaşamıma devam edip, KURBAN rolümü oynayıp, yakınmaya devam edip, yaptıklarımdan ve yasadıklarımdan dolayı suçluluk duygusu içinde kıvranacak mıydım?…
 
Yoksa yasadıklarıma bir deneyim olarak bakıp, derslerimi alıp, ANIN SORUMLULUĞUNU MU alacaktım.
 
Farkettim ki geçmişe takılmalarım, yakınmalarımın asıl sebebi anın sorumluluğunu almaktan korkmak ve kaçmakmış.

Kendi eksikliklerimi başkasının tamamlaması ihtiyacıymış.

Çünkü sorumlulugu aldığımda eyleme geçmem gerekiyordu.
 
Sanki vucuduma iltihaplar kaplamıştı; önce bu iltihapların içini yazarak boşaltmakla başladım. Aklıma gelen ne varsa yazıyordum.
 
Sonraki ilk eylemim, kendimle ilgili yazdığım her olumsuz, hırpılayacı cümleyi olumluya çevirmekle başladı. İçimden kendimle ilgili eleştirel bir ses yükseldiğinde ”iptal” demeye başladım. Ve kendime biricikliğimi hatırlattım. Özellikle başkaları ile kıyaslarken bulduğumda kendimi, herkesin kendine göre güzel özellikleri olduğunu düşündüm
.
Okuduğum kişisel gelişim kitaplarında ve eğitimlerde önce kendini sev, herşey düzelmeye başlar, diyorlardı. Doğruluğuna canı gönülden inandığım bu teori, benim için nasıl da havada ve bazen de sinir bozucu bir cümleydi….

KENDİNİ SEV demek kolaydı…

Nasıl olacaktı peki bu?
 
İlk adımım kendimi hiçbir konuda eleştirmeyip, iyi yönlerime odaklanmaktı. Kendimi hırpalarken bulduğumda İçimdeki o küçük kıza sarılmaktı. Gerisi çorap söküğü gibi gelmeye başladı.
 
Yazın! Dökün içinizi kağıda… Kimbilir farkında olmadığınız neler akacak kaleminizden… Ve siz yeniden canlanacaksınız.

Share This