Bu yıl sizin için gerçekten yeni bir yıl olacak mı?
Neyi kutluyoruz yeni yılda? Hayatımızdan bir yıl daha eksilmesini mi? Aslında kutladığımız şey, yeni bir seçimimizin başlangıcı. Bu da bu gezegende kalan zamanımızın ve hayatımızın değerini daha iyi bilerek yaşamayı seçmek anlamına geliyor.
Yine insanların çoğu yeni yılda hayatlarını daha kaliteli hale getirmek için birtakım değişiklikler yapmak üzere kendilerine söz verecekler.
Eski kötü alışkanlıkları bırakmak, yeni yararlı alışkanlıklar kazanmak, aileyle daha çok zaman geçirmek, iş değiştirmek, sigarayı bırakmak, egzersize başlamak ve saire, ve saire…
Gerçek değişimin olabilmesi için uzun vadeli tutulacak sözlere, aksiyon planına, motivasyona ve özdisipline ihtiyacımız var.
Olabildiğimizin en iyi versiyonu olabilmek için kendimizle yüzleşmekle işe başlamak önemli. Tüm alışkanlıklarımızı uzun sürede edindik. Bir günde ya da çok çaba göstermeden hap çözümlerle değişmesini nasıl bekliyoruz ki?
Gerçekleştirmek istediğimiz yeni amaçlar da var; daha önce sahip olmadığımız ama olmak/ yapmak/ sahip olmak istediğimiz amaçlar.
Bu hedeflerimizi gerçekleştirmek elbette başarıdır. Ama esas başarı bunları gerçekleştirdikten sonra da istemeyi sürdürmeye devam etmektir. Mutluluk durumu işte budur. Sahip olmayı istediğimiz şeylerden, onlara sahip olduktan sonra da keyif almaya devam etmek.
İstediğimizi sandığımız bir şeyi başardıktan, elde ettikten sonra artık onu istemekten vazgeçmek, “Hepsi bu mu?” duygusu yaratır. Bizi doyumsuzluğun batağına biraz daha iter. Tıpkı alışveriş bağımlılığı olanların alışveriş ederken heyecan duymaları ama yeni sahip oldukları ürünlerle eve geldikten sonra bir daha satın aldıkları nesnelerle ilgilenmemeleri gibi.
Hayatımızda yeni bir şey yaratmak pozitif aksiyonu gerektiriyor; öncelikle kendimizi sevmeyi; kendimizle barışmayı; geçmişimizle barışmayı; kendimizi affetmeyi öğrenmek.
Bunun için de kendimizle yüzleşmemiz gerekiyor. Bir dolu bilinçaltı çöplüğümüz varken kendimizle barışmak ne mümkün.
Kendinizle barışma yolunda ilerlediğinizi nasıl anlarsınız? İşte bazı ipuçları:SAYFA-BOLUMU
- İnsanların farklılıklarına saygı duyarsınız ve kimseyi bu kişi benden üstün/ bu kişi benden aşağı diye sınıflandırmazsınız.
- Suçlama ve mazereti hayatınızdan çıkarırsınız.
- Bedeninizin her parçasını iyi-kötü, güzel-çirkin diye yargılamadan olduğu gibi kabul edersiniz.
- Olana direnmek yerine olanı olduğu gibi kabul edersiniz; hoşunuza gitse de gitmese de.
- Sadeleşirsiniz.
- Dostlarınızı sizin istedikleriniz arasından değil, sizi isteyenler arasından seçebileceğinizi idrak edersiniz. Dostunuzun dostu olduğunuzu ona hissettirirsiniz.
- Sizi tüketen enerji vampirlerini çok yakınlarınız bile olsa hayatınızdan çıkarmayı bilirsiniz; küsmeden, incitmeden, zarar vermeden, yargılamadan. Bunu, “objektif değerlendirmeyi” bilerek yaparsınız.
- Duygularınızın dilini öğrenir, mesajlarının değerini bilirsiniz. Duygularınızdan korkmamayı öğrenirsiniz. İçinizdeki gurunun bilgeliğine saygı ve güven duyarsınız.
- Zihinsel gelişiminize önem verirsiniz. Cesaretin en büyük destekçisi bilgidir.
- Bütüne katkıda bulunmayı hayatınızın doğal bir parçası haline getirirsiniz. Bu da zararsız insan olmanın yetmediğini, ayrıca yararlı biri olmak gerektiğini hissetmekle olur. Başkalarına yararlı olmaktan aldığınız haz, bencil olmaktan aldığınızı sandığınız doyumu aştığında yararlı bir insan olmuşsunuz demektir.
Şunu hatırlayın: İyilik yapmak için çok az fırsatınız olur. Bu fırsatları değerlendirmeyi bilin.
Bu yıl gerçekten nelerden keyif aldığınızı, nelerin size yaşam sevinci ve doyum verdiğini tespit edin. Kendi doğanıza uygun hangi aktiviteler ve iş sizi çekiyor? Zamanınızın yüzde kaçını bu aktivitelere ayırıyorsunuz?
Eğer yüzde elliden azsa, kendinize bir “Yapmayı durdur” listesi yapın. Bu listeyi yapmak için de “İç güveysinden hallice” türü yaşama, dur diyebilme cesareti gerekiyor.
Özdisiplin, zamanı verimli değerlendirebilme sanatıdır.
Şu ana kadar uğruna günlerinizi, aylarınızı belki de yıllarınızı verdiğiniz ama size doyum vermeyen, size uymayan bir amaçla ilgili tüm çabalarınızı çöpe atmaya hazır olmak, her şeye yeniden başlayabilme cesareti göstermek gerçek yaşam sanatçılarının yapabildiği bir seçimdir. Bu kural ister senfoni ya da kitap yazmak, ister şirket kurmak olsun tüm yaşam sanatçılarının hayatlarında ve yaratıcılık süreçlerinde geçerlidir. Yaşam amacımız ve mesleğimiz aynı yöne baktığında hayatın tadı başkadır.
Hayat bir dondurmadır. Erimeden tadını çıkarın.
Bunun için yeni yıla girmeden önce eski yılın tüm kötü anılarını, kıskançlıklarını, utançlarını, suçluluk duygularını, yargılamalarını -içlerindeki dersi çıkarıp kendinize katarak- çöpe atın.
Yeni yılın her gününün tenceresine kendinize inanmayı, sabrı, cesareti, çalışmayı, vefayı, açık fikirliliği, şefkati, dinlenmeye zaman ayırmayı, şükran duymayı; küçük ya da büyük bir amacı gerçekleştirmek için gereken bir adımı atmanızı sağlayan umudu, neşeyi, iyimserliği ve kahkahayı koyun.
Sevgi ateşinde karıştırarak pişirin. Tabağa tebessümle ve keyifle koyun. Masanızın etrafında toplanan misafirlere içinizden taşan hazla ve huzurla sunun. Yeni yılın “Mutlu Yeni Yıl” olmasını garantilemiş olursunuz.
Bu yıl sizin için dileklerim:
Aynada gördüğünüz kişinin size keyif vermesini, başkalarının sizde gördüğünün de onlara keyif vermesini diliyorum.
Sizi tüm hatalarınıza, tüm eksikliklerinize rağmen seven, tüm dünyaya sizin erdemlerinizden bahseden bir partneriniz olmasını diliyorum.
Eşinize, çocuklarınıza, anne babanıza, arkadaşlarınıza her gün “Seni seviyorum” demeyi hatırlayacağınız kadar bol sevgi diliyorum.
Mutlu yıllaaaaaaaaaaar!