Yıllarca insanların güvenilmez olduğuna inanarak yaşamayı seçtim. Dünyanın tehlikeli bir yer olduğu inancıyla kendimi bir fanusa kapattım. Sosyal ortamların aranılan kişisi olarak yalnızlık duygusunu örtbas ettim. Kendimden kaçtığımı ve neyi aradığımı bilmeden yirmi küsur sene geçirdim. Yüzeysel ilişkilerle duygusal açlığı gidermeye çalıştım. Dünyanın farklı şehirlerinde huzur bulma umuduyla kendimi yollara attım. Vardığım nokta ise gittikçe büyüyen bir boşlukta çaresiz hissetmek oldu…

Yıllar geçti… İnsanlar geçti… İçimdeki yalnızlık duygusu ve sevgi açlığı geçmedi. Dışarıdan korunmak adına ördüğüm duvarlar arasında kendimi gittikçe daha çok yalnızlığa hapsetmişim, fark edemedim. Gözlerim açılmaya başladığında ise deyim yerindeyse şok geçirdim… Beklentisiz sevenlerin var olduğunu gördüm. Alma derdi olmadan verenlerin karşısında ezberim bozuldu. Bir süre onlara da direndim. Belki de bilinçsizce maskelerini düşürmeye çalıştım. Sevgisini beklentisizce sunanlara şaştım kaldım. Koşullu sevgilere o kadar inanmışım ki koşulsuz sevgi karşısında coşan duygularla baş etmekte zorlandım…

Zamanla, aslında düşündüğüm kadar yalnız olmadığımı fark ettim. Birçok duygudaşım vardı. Onlara sarıldım. Her sarılış sevgiyi arttırdı. Yoğunlaştırdı. Sevgi dilencisi olmamak için kapattığım duygular yeniden açıldı. Sevgi cimriliğini bırakarak sevgi bilincine uyum sağladım. Dışarıyı suçlamak yerine içimdeki yaraları sarmaya odaklandım. Canım acıdı. Çokça gözyaşı döküldü. Ve bugünkü gözyaşının sonunda kendini sevmenin sevgi dilencisi olmaktan daha kolay olduğunu anladım. Uzatılan eli tutmak, kaybetme korkusu yaşamaktan daha kolay… Kabulleniş, isyandan daha geliştirici… Direnmek yerine teslim olmak hem rahatlatıcı hem özgürleştirici…

Soğuğun tüm bedenimize işlediği bu günlerde kalplerdeki soğukluğun yerine sevginin sıcaklığının gelmesi en büyük dileğim. Dünya dost bir yer… Güzel insanlarla dolu… Yaşadığımız yeri ısıtmak için gerekli olanlar: ilgili bir bakış, anlaşıldığını hissettiren bir cümle, belki de sadece yanında olduğunu hissettiren bir gülümsemedir… Denemek bedava olduğu gibi kazanımı paha biçilemez…

 

<div class="social4i" style="height:82px;"> <div class="social4in" style="height:82px;float: left;"> <div class="socialicons s4twitter" style="float:left;margin-right: 10px;padding-bottom:7px"><a href="https://twitter.com/share" data-url="https://dergi.kuraldisi.com/dost-dunyaya-uyum-saglamak/" data-counturl="https://dergi.kuraldisi.com/dost-dunyaya-uyum-saglamak/" data-text="Dost Dünyaya Uyum Sağlamak" class="twitter-share-button" data-count="vertical" data-via=""></a></div> <div class="socialicons s4fblike" style="float:left;margin-right: 10px;"> <div class="fb-like" data-href="https://dergi.kuraldisi.com/dost-dunyaya-uyum-saglamak/" data-send="true" data-layout="box_count" data-width="55" data-height="62" data-show-faces="false"></div> </div> </div> <div style="clear:both"></div> </div> <p><img fetchpriority="high" decoding="async" class="alignright wp-image-8006 size-full" src="https://test10.kuraldisi.com/wp-content/uploads/Duygu-300x2251.jpg" alt="Duygu-300x225" width="300" height="225" /><br /> 2006 yılında İstanbul Üniversitesi Sosyoloji bölümünden mezun olduktan sonra İstanbul Ticaret Üniversitesi’nde Uygulamalı Psikoloji yüksek lisansı yaptı. Kuraldışı’nda Yaşam Okulu ve Bütünsel Kinesiyoloji eğitimlerini tamamlayarak yeni bir yaşama başladı.<br /> Çocukluk yıllarından beri ‘‘İnsanlık’’ fikrini ciddiye alır. Değer verdiği şeyleri büyük bir tutkuyla ister… Sevdiği işleri yaparken gayet üretkendir… Sevdiği ve tutkuyla bağlı olduğu bir mesleğe sahip olduğu için hiç işe gitmediğine ve dünyanın en şanslı insanlarından biri olduğuna inanmaktadır. Rutini pek sevmez, özgürlüğe olan düşkünlüğü zaman zaman başına iş açsa da özgürlüğünden vazgeçemez. Fiziksel ve zihinsel seyahatler yaşamının olmazsa olmazlarıdır. Hem iş hem eş hem arkadaş seçimini manevi dünyasına uyan kişiler arasından seçer ve derinden bağlanır. Yaşam onun için sanattır ve o sanatı aşkla icra etmek en büyük zenginliktir…<br /> Amaçlarını ve arzularını gerçekleştirmek için sahip olduğu bol enerjiye şükrediyor. Dost bir dünyada yaşadığına ve yaşamın armağan olduğuna inanıyor. Hayatını ruhunun ve duygularının yönetmesine izin veriyor. Açık ve meraklı bir zihinle yaşamanın tadını çıkarıyor. Her bireyin kendine özgü yeteneklerine, renklerine, hayatlarına saygı duyuyor, katkılarını şükranla karşılıyor. Düşüncelerini özgürce paylaşmaktan mutluluk duyuyor ve girdiği ortamlarda sinerji yaratmak için aktif rol oynuyor. Başkalarının başarısını da kendi başarısı gibi destekliyor ve sevinç duyuyor. Yetenek, beceri, bilgi ve deneyimlerini bütünle paylaşıyor. Herkesin huzurlu, dengeli, güvenli ve kendi merkezinde olduğu bir yaşam sürmesini diliyor. O, yolculuğun her an devam ettiğini biliyor ve her anı değerini bilerek yaşamanın keyfini sürüyor. Tüm insanlara kendi bedensel/duygusal/zihinsel ve ruhsal sağlığının sorumluluğunu aldığı, özsorumluluğunu geliştirdiği, hayatında yarattığı her şeyin sorumlusunun kendisi olduğunu bilmenin farkındalığını diliyor. Uyumlu, dengeli ve kendini gerçekleştirebildiği bir yaşamda kim olduğunu bilen bireylerin arttığı bir yaşam düşlüyor. Yazmanın ve yaşamın keyfini sürüyor…</p> <span class="et_social_bottom_trigger"></span>
Share This