“Değerlilik” ve “yeterlilik” duyguları ancak çocuğun temel güçlerine ve temel özgürlüklerine yeterince saygı gösterilmesiyle gelişir. Çocuklar sevildiklerini ve değer verildiklerini ancak o zaman anlayabilirler. Çocukların doğasında olan yedi temel güç şunlardır: algılama, yorumlama, hissetme, arzulama, hayal etme, yaratıcılık ve sezgi gücü -önceki yazılarımdan okuyabilirsiniz.
7- Sezgi Gücü:
Hepimizin bildiği beş duyumuz var: işitme, görme, dokunma, koklama ve tat alma. Bu duyular da çevremizi algılamamızı sağlıyor ve hepsi de madde ile ilgili. Lakin bazen hepimiz bu duyuların dışına çıkarak farklı bir algılama yaşıyoruz; az veya çok hepimizde var bu özellikler. Gördüğümüz her şey fotoğraf makinası, duyduğumuz her şey ses kayıt cihazı gibi kayıt olur. Bunların çok azını bilinçli zihnimiz hatırlar. Algıladığımız her şey bilinçaltında kayda geçer. Bilinçaltı yaşadığımız her şeyi kaydeder ve yaşanmışlıklara dayanan programlar geliştirerek bizi, kişiliğimizi ve yaşamımızı etkiler. Yaşadığımız travmalar, duygusal incinmeler, hayal kırıklıkları ve diğer tüm negatif anılar, bizi baltalayan korkular şeklinde bilinçaltına yerleşir.
Sezgi bilginin veya bir etkinin duyularımızla herhangi bir bağlantı kurmadan, direk algılanması ve idrak edilmesidir. Beynimizdeki bağımsız algılama merkezi sadece insan beyninden yayılan elektriksel dalgaları değil, çeşitli doğa olaylarının meydana getirdiği elektromanyetik enerji dalgalarını da algılar. Sezgi bilinçaltımızda birikmiş verilerin bize yaptığı uyarıdır. Böylece olacaklar “içimize doğar”
Çoğu kişi bilinçli zihnin ‘sınırlı’ verilerine güven duyar; ama bilinçaltının ‘sınırsız’ verilerine kulağını tıkar. Bu kulak tıkama ebeveynlerin yanlış yaklaşımları ile başlar ve çocuklar sezgilerini dinlemekten vazgeçer.
Türk toplumu olarak hurafelere inanıyoruz ama tuhaftır sezgilerimize inanmıyoruz.
Çocukların açıklayamadıkları tedirginliklerini dikkate almayan ebeveynler, çocuklarını ikna etmeye çalışırlar ve çocuklar böylece sezgilerini güvenmemeyi öğrenirler. Çocuk ısrarla bir yere gitmek istemiyorsa, onun sezgilerini dikkate alın -tabii sezgi ile korkunun birbirine karışmadığından emin olduktan sonra.
Sezgi gücü, günlük tutma alışkanlığı ve sezgi gücüne saygı duyulması ile gelişir.
Arzu ile sezgiyi karıştırmamalıyız. Hatırlamamız gerekir ki olması gereken şey, olmasını istediğimiz şey olmayabilir.
Yedi temel güçlerine saygı ile yetiştirilmiş özgüvenli bir nesil için elimizden geleni yaparak, ebeveynlerimizin bize veremediğini biz kendimize verebiliriz.