Ödev sorumluluğunu çocuğuma nasıl verebilirim?
Çoğu ebeveyn gibi Dilara’nın anne babası da çocuklarının ödevini kendiliğinden yapmamasından yakınıyorlardı. Devamlı hatırlatmak, tatlı sözlerle ikna etmek, sökmezse tehdit edip azarlamak ve böylece güç mücadelesine girip çocukla sürekli bir çatışma yaşamak… Çoğu anne baba bundan yakınıyor ama nasıl başladığını ve neden devam ettiğini söyleyemiyorlar.
Bazen ödevin zamanında yapılmasına anne babalar o kadar takılıyorlar ki, ödevin asıl verilme amacını gözden kaçırıyorlar. Ödev çocuklara iki amaç için veriliyor. Birinci amaç, çocuklara becerilerini geliştirme ve öğrendiklerini pekiştirme olanağı sağlamak. Düzenli bir ödev programı öğrencilerin becerilerini geliştirip daha iyi notlar almalarına yardımcı oluyor. Ödevin ikinci ve esas amacı ise, öğrenciye sorumluluk, öz disiplin, bağımsızlık, sebat ve zaman kontrolünü öğretmek. Böylece çocuğun uzun vadede, sadece okulda değil, iş yaşamında ve aile yaşamında da başarılı olması amaçlanıyor. Bu ikinci amacın gerçekleşebilmesi için anne babaların çocuklarının kendi ayakları üzerinde durabilmesine fırsat vermesi gerekiyor. Sadece bu fırsatın tanınmasıyla bile “Yapabileceğine inanıyorum” ve “Bunu kendi başına yapabileceğine güveniyorum” mesajı verilecektir.
Ödev yapma sürecinin denge içinde sorunsuz sürdürülebilmesi için, herkesin üzerine düşen görev ve sorumluluklarını yerine getirmesi gerekiyor. Anne baba, öğretmen ya da öğrenci… Herhangi birinin görevini yeterince yapmaması ya da fazlasıyla yapması sistemin dengesini sekteye uğratıyor.
Dilara’nın dengesi bozulmuş mevcut durumda ödev sistemindeki görev dağılımını birlikte çıkardık:
Dilara’nın anne babasının mevcut durumdaki görevleri:
- Sık sık ödevi olup olmadığını sormak
- Sıklıkla “Hadi çalış” demek
- Gerekirse bizzat kendisi yapmak
Dilara’nın mevcut durumdaki görevleri:
- Yapılacak ödevlerle ilgili mazeretler, bahaneler bulmak, yalan söylemek (kaybettim, unuttum)
- Başlamak için son dakikayı beklemek
- Bitirip kurtulmak için ödevi alelacele ve dikkatsizce yapmak
Dilara’nın öğretmeninin mevcut durumdaki görevleri:
- Ödevin teslim tarihini uzatmak, telafi imkânları sağlamak
- Tamamlanmış ödevler için özel ödüller vermek
- Anne babanın daha fazla müdahale etmesini istemek
Mevcut görev tanımlarına baktığımızda, Dilara’nın anne babası kızlarına yardım ettiklerini düşünürken, zaman geçtikçe ve davranış örüntüleri ortaya kondukça kızlarının daha az, kendilerinin daha çok iş yaptıklarının farkına vardılar. Kızlarının yapacağı ödev zorlaştıkça işe karışmaları gerektiğini zannetme tuzağına bu aile de düşmüştü. Aslında “iyi” niyetle başta yardım etmek isteği zamanla görevlerin değişimi ile sonuçlanmıştı. Sinsice ilerleyen bu görev değişimi en sonunda Dilara’nın hiç ödev yapmak istememesine ve üstelik artık “Hadi” lafından nefret etmesine kadar varmıştı.
Biz de hep birlikte bu kısırdöngüden kurtulmak için, dengeli ödev sistemindeki olması gereken görevleri tanımladık.
Dilara’nın anne babasının yeni görevleri:
- Ödev için düzenli bir zaman ve yer belirlemek
- Gerekli materyal ve malzemeleri sağlamak
- Sınırlı bir yönlendirme ve yardım sağlamak (Her akşam saat sekizde, varsa Dilara’nın sorularına yarım saat ayırmak)
Dilara’nın yeni görevleri:
- Ders kitabını ve yapılacak ödevleri takip etmek
- Ödeve zamanında başlamak ve bitirmek için yeterli zamanı ayırmak (Her gün saat beşle altı buçuk arası)
- Alınan notların, sonuçların sorumluluğunu kabul etmek
Dilara’nın öğretmeninin yeni görevleri:
- Gerekli yönergeleri, materyalleri sağlamak
- Teslim tarihlerini kesin olarak belirlemek
- Yüreklendirici olmak, gerekli geri bildirimleri vermek
Anne babanın görevi sadece Dilara’nın ödev yapabilmesi için ihtiyaç duyduğu şeylere sahip olup olmadığını kontrol etmekti. Belirledikleri zaman aralığında varsa onun sorularını yanıtlayacaklardı. Bir de, eğer Dilara kontrol edilmesini isterse, belirtilen zaman aralığında ödevi sadece kontrol edebilirlerdi. Bunun dışında ödev yapmanın sorumluluğu kesinlikle Dilara’ya aitti. Dilara ile bütün bu hususlarda mutabık kalmıştık.
Dilara açısından ödev yapmamanın sonucu, bilgisayarda oyun oynamamak ve sevdiği diziyi seyretmemekti. Her şey net olarak kararlaştırıldıktan sonra sorumluluk Dilara’nın omuzlarındaydı ve birincil amaç sorumluluğun orada kalmasını sağlamak olmalıydı.
Yeni alışkanlıklar konusunda aile kararlıydı. İlk iki hafta anne baba hiç “Hadi kızım” dememeye çalıştı ve Dilara hiç ödev yapmadı. Bahaneler uydurmaya devam etti. Ailesini test etti ama aile kararlıydı. Dilara iki hafta boyunca bilgisayar ve TV’den uzak kaldı. Eski alışkanlıkların değişmesi zaman alabilirdi ama burada önemli olan kararlılıktı. İki hafta süreyle tüm sorumluluğu Dilara taşıdı ve sorumluluğu kimseye veremedi. Önce derslerini yapmamayı, sonra isyan etmeyi sonra da hiç gelmeyen kurtarıcıyı bekledi.
Verilen ödevin ikinci ve esas amacının sorumluluk almayı öğretmek olduğunu kavrayan anne baba yapılmayan ödevleri önemsemedi. Başta gerekirse kötü not alabileceğini göze almışlardı ve çalışması konusunda kesinlikle hiçbir şey söylemediler. Sınırlı TV ve bilgisayar konusunda, baskıya rağmen ödün vermediler.
Süreç tahmin ettiğimizden daha fazla zaman almıştı ama Dilara beşinci haftanın sonunda yavaş yavaş ödev yapmaya başlamıştı. Sevdiği dizinin final bölümünü izleyebilmek için ise o hafta tüm ödevlerini bitirmişti. Dokuzuncu haftanın sonunda Dilara düzenli olarak, bağımsız, kendiliğinden ödev yapmaya başlamıştı. Ailenin sabrı ve kararlılığı sayesinde artık okul hayatı boyunca kendi sorumluluğunu alan bir genç kız olarak yetişecekti.
Her çocuğun farklı olduğunu da hatırlayarak, onun öğrenme becerisini, yöntemini tespit ettikten sonra ailece karar almak, sınırları belirlemek ve kararlı olmak gerekir. Bazen onların zayıf not almalarını göze alarak, hayatta daha büyük başarılara adım atmalarını sağlayabilirsiniz.
Banu Uzkut Onuk
Aile ve Öğrenci Koçu
Eğitmen
banu@kuraldisi.com