Serçeler saat dokuzda eline kahve alıp trafikle mücadele ederek işe koşuşturmaz. Somon balıkları gece konsere gitmez. Geyikler de hafta sonu oturup Game of Throns dizisinin bütün bölümlerini arka arkaya izlemez. Bir ev kedisinin toplumsal zaman çizelgesine uygun bir şekilde oynadığını, şekerleme yapıp sabahladığını düşünün. Düşünemezsiniz. Hayvanlar iç saatlerini, diğer bir deyişle beden saatlerini dikkate alırlar. Daha büyük, daha üstün beyne sahip biz insanlar da beden saatimizi göz ardı eder, bedenimizin o anda yapması gerekenin aksine yoğun “sosyal ritmi’ sirkadiyen ritmimize (biyolojik ritmimize) sığdırmaya çalışırız.
Edison’dan nefret eden biri değilim. Işıkları söndürün, iPhonunuzu atın, gidin bir mağarada yaşayın demeyeceğim elbet. Bilim ve teknoloji olmasaydı, beden saatinin sağlıklı, üretken bir yaşam açısından ne kadar önemli olduğunu gösteren kanıtlar olmazdı elimizde. Araştırmalardan, teknolojiden yararlanarak hem beden saatimizle mükemmele yakın bir uyum sağlayabiliriz hem de içinde bulunduğumuz topluma uygun sosyal ritmi yakalayabiliriz. İşin güzel tarafı da bu: Beden saatinizin ritmini yakalamak için yaşamınızı baştan sona değiştirmek zorunda değilsiniz.
Yaşamınızda köklü değişiklik yapacak basit, yalın bir yöntem; çok fazla çaba harcamadan sizi mutluluğa, başarıya götürecek bir yol ister misiniz? Tabii ki istersiniz! Bu, hiç yerine gelmeyecek bir vaat gibi görünebilir ama hiç de öyle değil.
Başarının “ne” olduğu, “nasıl” elde edileceği konusunda çok taktik aldınız, çok öğüt dinlediniz muhtemelen.
Nasıl kilo verileceğini,
Çocuklarınızı nasıl yetiştireceğinizi,
Ne yiyeceğinizi,
Vücudunuzu geliştirmek için nasıl egzersiz yapacağınızı,
Ne düşüneceğinizi,
Nasıl hayal kuracağınızı…
“Ne” ve “Nasıl” harika, gerekli sorular. Ancak yaşam kalitesinde hızlı, büyük, uzun vadeli bir gelişme sağlamak için sorulması gereken kritik öneme sahip bir soru daha var:
Bu soru “Ne zaman” sorusudur.
Yapılacakları “ne zaman” yapacağınızı bilmek “neyi”, “nasıl” yapıyorsanız en yüksek potansiyelde yapmanızı sağlar. Ne yaptığınızı, nasıl yaptığınızı hiç değiştirmeden sadece ne zaman yaptığınızda ufak bir değişiklik yapabilirseniz daha sağlıklı, daha mutlu, daha verimli bir hayata hemen şimdi adım atabilirsiniz.
“Ne zaman” sorusu işte bu kadar basit, bu kadar güçlü bir soru.
Günlük yaptığınız işlerde küçücük bir ayarlama yaparak, örneğin günün ilk kahvesini içtiğiniz zamanı, e-postalarınıza yanıt verdiğiniz ya da şekerleme yaptığınız zamanı biraz ileriye veya geriye alarak, kendi biyolojik ritminizle günlük hayat ritminizi uyumlu hale getireceksiniz. Böylece her şey çok daha kolaylaşacak, her şey doğal akışında ilerleyecek.
Gün boyunca vücut sıcaklığı, kan basıncı, biliş, hormon salınımı, uyanıklık, enerji, sindirim, açlık, metabolizma, yaratıcılık, sosyallik, spor yapma, iyileşme, öğrenme, hatırlama, uyuma gibi daha pek çok işlev iç saatlerinizin verdiği emirlerle yönetiliyor. Farkında olsanız da olmasanız da yaptığınız ve yapmak istediğiniz her şey biyolojik ritim tarafından kontrol ediliyor.
Biyolojik ritminiz hakkında daha önce duymadığınız şeyleri duymaya hazır mısınız? Yepyeni bir hayata küçük bir değişimle adım atabilirsiniz. Biyolojik Saatiniz hakkında daha detaylı bilgi almak için ünlü Dr. Breus’un yeni kitabını okuyabilirsiniz.
Mehmet Öz:
Dr. Breus arkadaşım, meslektaşım. Öğrenme ve öğretme aşkı sayesinde birçok programımda misafir ettiğim başlıca uzmanlardan biri oldu.
Dr. Beus ile bir toplantıda tanıştıktan sonra biyolojik (sirkadiyen) ritmin iyileştirici gücüyle ilgilenmeye başladım. Dr. Breus biyolojik saat sistemin, kanser hücrelerinin çoğalmasından güçlü bir bağışıklık sistemine kadar vücudumuzdaki bütün fonksiyonlar üzerine etkisini anlattı. Konuyla ilgili çok sayıda araştırma vardı ama halkın bunlardan hiç haberi yoktu. İnsanların bu konuda eğitilmesi, aydınlatılması gerektiğini biliyordum ve bu yüzden Biyolojik Saat kitabını yazması için onu teşvik ettim.
Kitap kolayca anlaşılabilecek bir şekilde yazıldı- anladıkça yaşamınızı iyileştirebileceğinizi göreceksiniz. Örneğin, bağırsakların kendine özgü bir biyolojik saati var. Bu saate uygun alınmayan ilaçlar hormon düzensizliğine, hormon düzensizliği de enflamasyon seviyeleri artışına, metabolizmanın bozulmasına hatta ilaç tedavisinin etkisinin azalmasına bile yol açıyor.
Kitabın başında verilen test, dört farklı kronoritim gruplarından (Aslan, Ayı, Yunus, Kurt) hangisine mensup olduğunuzu bulmanıza yardımcı olacak. Daha sonra bu dört gruptan her birinin bir günlük ideal yaşantısına göz atarak gün içerisinde yapılması gereken işlerin “ne zaman” yapılacağı konusunda fikir sahibi olacaksınız.
İyi okumalar.
Dr. Mehmet Öz