Bir bebeğin nefes alış verişini hiç izlediniz mi? Esasında doğal nefes alış veriş şeklimiz aynen bir bebeğinki gibidir. Bebeğin minik göbeği nefes aldığında şişer, nefes verdiğinde tekrar iner. Ne yazık ki doğalımızda olan bu diyafram nefesini yaşam içinde unuturuz
Solunum, hem kendi irademizle yönetebildiğimiz hem de beyin sapındaki merkez tarafından kandaki oksijen ve karbondioksit dengesine göre, otonom sistem vasıtasıyla yürütülen bir faaliyettir.
Stres altındayken doğru nefes almayı unuturuz ve bedenimize büyük zarar veririz. Stres nedeniyle gerilmeye başlandığında, damarların üzerindeki küçük kaslar büzülerek damarları daraltır. Daralan damarlar yüzeye giden kan miktarını azaltır. Stres halinde göğüsten çok sığ nefes alınıp verildiğinde, zihinde gerilimler oluşur. Çünkü akciğer solunumu yalnızca korku durumlarında kullanılmak içindir.
Yapılan araştırmalar, stres esnasında vücutta oluşan olumsuz durumları, doğru nefes alma tekniğiyle azaltabileceğimizi ve gevşeyebileceğimizi göstermektedir. Doğru nefes alındığında damarlar genişler, kanın (dolayısıyla oksijenin) bedenin en uç ve derin noktalarına kadar ulaşması sağlanır.
SAYFA-BOLUMU
Akciğerinin üçe bölünmüş olduğunu hayal edin. Derin, tam bir yoga nefesi (Vibhaga), diyaframın aşağıya doğru hareket etmesi ve akciğerin en alt bölümünün oksijenle dolmasıyla başlar. Daha sonra orta bölüm oksijenle dolar ve göğüs genişler. Son olarak da akciğerin üst bölümü dolar. Hatta omuzlar hafifçe kalkabilir ve kürek kemiklerinde hissedilebilir.
İhtiyacımız olduğunda diyafram nefesi alabilmek için, sıkça nefes çalışmaları (pranamaya) yaparak diyaframdan nefes almayı hatırlamamız gerekir.
Nefes alma çalışmalarına başlamadan önce bir elimizi göbek deliğinin altına bir elimizi göğsümüzün üstüne koymalıyız. Gözlerimizi kapatıp nefesimize odaklanmalıyız. Alışkanlığa dönüştüğünde gözlerimizi kapatmamız ve ellerimizi koymamız gerekmemektedir. Böylece her yerde bu çalışmayı yapabiliriz. Öğrenciler sınav kâğıtlarını beklerken, trafikte, kuyrukta rahatlıkla yapılabilir.
SAYFA-BOLUMU
Nefes alma çalışmasının tamamı farkındalıkla ve yavaş yavaş yapılmalıdır. Önce nefesimizi tamamen boşaltmalıyız. Burnumuzdan yavaş yavaş nefes alırken içimizden 1000, 2000, 3000, 4000 diye sayarak, önce karın sonra göğüs ve en son kürek kemiklerimize kadar nefesimizi balon gibi doldurmalıyız. Tam dolduğunda da 1000,2000, 3000, 4000 diye sayarak tutmalı, sonra aldığımız gibi yavaş, önce karın sonra göğüs nefesimizi tamamen boşaltmalıyız. Tamamen boşken de 1000, 2000, 3000,4000 diye sayarak boş beklemeliyiz. Bu çalışma sempatik ve parasempatik sinir sistemimizin uyumlu çalışmasını düzenler ve rahatlamamızı sağlar
Bedendeki oksijen miktarının artması ve oksijenin en uç ve derin dokulara kadar ulaşması stres sırasında ortaya çıkan maddelerin (adrenalin, noradrenalin) azalmasına ve kaybolmasına sebep olduğu için özellikle sınava girecek öğrencileri sakinleştirir. Duygusal ve zihinsel olarak dengeli kılar. Solunum derinleşince kalp atışı sayısı azalır, kan basıncı düşer, el ve ayaklara düşen kan miktarı artar ve bu bölgelerde ısınmayı ve rahatlamayı sağlar. Diyafram nefesi aldıkça kendimizi gevşemiş, ancak bir o kadar da canlı ve enerjik hissederiz.
Uzakdoğu’da “İnsanı tanımak için nefesini dinle” derler. Sakin ve olgun insanlar ağır ve dengeli, sinirli insanlar sık ve yüzeysel, huzursuz ve endişeli insanlar yüzeysel ve kesik kesik, hırslı insanlar ise dengesiz ve düzensiz nefes alırlar.
Doğru nefes teknikleriyle nefesimizi kontrol edebilirsek hayatımızı da bir nevi kontrol edebiliriz.