Şefkat bir bağ kurma şeklidir, spontandır ve düşünce ve sözcüklerin çok ötesindedir. Şefkatin bir bağ kurma şekli olduğunu söyleyebiliriz çünkü şefkat, biriyle bir tür ortak paydada oluşumuzdan kaynaklanan sempati hissiyle birlikte ortaya çıkar. Başka bir deyişle, o kişiyle benzer bir acı deneyimini paylaşırız. Paylaşılan hislerin doğasında uyum vardır, paylaşılan bir anlayışın doğasında da uyum vardır. Şefkat hissettiğimizde, birinin ya da bir şeyin yaşadığı acıyla ilgili üzüntü, anlayış ve ilgi duyarız. Şimdi izin verin, şefkat geliştirme fikrini sizin için o kadar basit hale getireyim ki, bir daha hiç unutmayın. Bunu okuduktan sonra şefkat artık sizin için soyut bir kavram olmaktan çıkacak.
Şefkat, birinin acısıyla bağlantı kurduğunuzda doğal olarak ortaya çıkar. Dolayısıyla, şefkat duymak için yapmanız gereken tek şey, karşınızdaki kişinin acısıyla nasıl bir bağlantı kurduğunuza özellikle dikkat etmektir. Biriyle nasıl bir bağlantı kurduğunuza dikkat etmek sizi korkudan dehşete düşürüyorsa, kendinize şunu sormalısınız: “Neden? Bu şeyle bağlantı kurar, ona yakın hissedersem ya da onunla aynı olduğum sonucuna varırsam bunun benim için ne açıdan kötü olacağını düşünüyorum?”
Bir sonraki aşama, bu sorulara cevaben ortaya çıkan düşüncelere şefkatle meydan okumaktır. Bu yöntemle korkunuzun ardında size ait hangi kişiliğin olduğunu tespit edebilir ve ona şefkat duyabilirsiniz.
Bir şeye şefkat duymakta zorlanmaya devam ederseniz, onunla o anlarda mevcut olacağınız, onun hakkında bir şeyler öğreneceğiniz ve onu anlayacağınız bir zaman ayırın. Sonra, o şeyle hangi yönlerden aynı olduğunuza özellikle dikkat edin. Bu noktadan sonra da onun acısıyla bağlantı kurup kuramadığınıza bakın. Sizin acınız hangi yönlerden onunkiyle aynı? Onun acısıyla özdeşleşebilir misiniz? Dönüp hayatınıza bir bakın. Ne zaman onunkine benzer bir acı yaşadınız? Bu nasıl bir histi, neler düşünmüştünüz, hatırlamaya çalışın. O zamanlar, bu benzer acıyı yaşarken gerçekten neye ihtiyacınız vardı?
Kendinizi bu şekilde analiz ettikten sonra şefkatin getirdiği bağ kurma hissinin doğal olarak ortaya çıktığını göreceksiniz. Bir kez, karşınızdaki kişiden ayrı bir şey olduğunuz ve ikinizin birbirinizden farklı olduğunuza dair bakış açısı yerine ortak noktalara dair bir bakış açısı geliştirdiğinizde, bu bağın kurulmaması mümkün değildir.
Bu yöntemi tam olarak kavramanızı isterim çünkü bu yöntem, hayatınızın katlanarak daha iyiye gitmesini sağlamakla kalmayacak, aynı zamanda daha az yalnız hissetmenize de neden olacaktır. Büyük resme bakacak olursak da görürüz ki şefkat, insan ırkının geliştirmesi gereken en önemli özelliktir ve açıkçası türümüzün devamı buna bağlıdır. Artık şefkatin kendiliğinden oluşmasını bekleyebilecek lükse sahip değiliz. Şu anda biz, içimizde şefkat kapasitesi geliştirecek adımları atmak zorundayız. Ve her şey, içimizdeki kenara ittiğimiz bölünmüş kişiliklere şefkat göstermekle başlar. Bu da bizi yeni konumuza taşıyor.