askin-kahramanlari-i

Kendimi bildim bileli hep muhteşem bir aşkın hayalini kurdum. Beni çok seven, bana çok değer veren, yeri geldiğinde benim için dünyayı devirecek, yeri geldiğinde dünyayı ayaklarımın altına serecek, anlayışlı, sevgi dolu bir kahramanın hayalini… “Benim kahramanım” olacak birinin hayalini… Oysa gözden kaçırdığım bir şey vardı; kahramanlar masallara özgüydü. Biz ise sadece basit, sıradan, korkuları olan, yaraları ve bu yaralardan kaynaklı savaşları olan insanlarız, her insan gibi…

Ben kimsenin kahramanı olabilir miyim ki biri benim kahramanım olsun?

Bize anlatılan masallara, izlediğimiz filmlere öylesine hayran olmuşum ki sevdiğim insan için “her şeyi” yapabileceğime inanmışım ve onun da benim için “her şeyi” yapmasını beklemişim.

Oysa benim yapacağım “her şey” ile onun beklentileri örtüşüyor mu? Örneğin anlayışlı olabilir miyim? Ya da şefkatli? Onu, yetişkin birinin çocuğunun büyümesini izlediği gibi sevecenlikle izleyebilir miyim? Savaşlarını anlayıp, içinde yüzdüğü suların sakinleşmesini ve berraklaşmasını bekleyebilir miyim? Yoksa ben de karanlık odalarıma hapsolup, içimdeki fırtınaya yenik mi düşerim? Haklılığımı ispat edinceye kadar bir kasırga gibi etrafımda olan her şeyi dağıtır mıyım? Kaybetme korkuma yenik düşer miyim?

Ben bir kahraman değilim, kahraman olmaya da hiç çalışmadım. Beni tüm dünyanın gerçeklerinden uzaklaştıracak, bütün kötülükleri ve çirkinlikleri unutturacak bir kahraman istedim ve bunu aşka yükledim.

Masallardakine benzer kahramanların gerçekte olmadığını gözden kaçırdığım gibi, gerçek hayattaki kahramanların da yarattıkları mucizeleri gözden kaçırdım.

askin-kahramanlari-ii

Gerçek hayattaki kahramanların yarattığı mucizeler nelerdir? Sizi güldürürler; beraber eğlenirsiniz; bilmediğiniz şeylerden bahsederler size ya da bildiklerinizden; sizi dinlerler; TV karşısında beraber tembellik yaparsınız, okursunuz, gezersiniz… Bunlar gibi basit şeyler değil midir hayatın mucizeleri? An’ın içine girdiğimizde yaşadıklarımız değil midir mucize? Hayatın kendisi bir mucizeyken, hayat kadar basittir mucizeler. Aynı zamanda derin… Mesela öyle derine iner ki hissettiğiniz yara, günlerce odanıza kapanır ağlarsınız. Öyle derin bir delik açmıştır ki ruhunuza, en karanlık ruh odanıza ışık sızmaya başlar. Kendinizi tanırsınız… Dönüşürsünüz…

Çok sevdiğim bir anlatımdır şimdi okuyacağınız:

Gerçek ruh eşleri sizi en mutlu yapan kişiler değil, sizin en çok hissetmenizi sağlayan kişilerdir. Eski yaralarınızı, acılarınızı, köşelerinizi size yansıtan bir aynadırlar. Sizi hayatta geri çeken ne varsa gösterirler size. Sizi hırpalarlar, duvarlarınızı yıkarlar, egonuzdan biraz da olsa ayrılmanızı sağlarlar. Engellerinizi, zaafiyetlerinizi görmenizi sağlarlar. Dibi olmayan bir kuyuya düştüğünüzü hissettirirler. Tatları ise umut gibidir. Kalbinizi kırarlar ki, içeri yeni bir ışık sızabilsin ve siz kontrolünüzü kaybederek hayatınızı dönüştürebilin.

İşte bu insanlardır kahramanlarımız. Şimdiye kadar bakmadığımız şekilde bakmak zorunda kalırız hayata onlar sayesinde. Ruh bütünlüğümüzü sağlamak için ihtiyacımız olan her ne ise gerçek hayattaki kahramanımız onu kazandırır bize; bazen içimiz kanaya kanaya…

İşte bu yüzden aşk ya da derin ilişki çok zordur. Biz bu yüzleşmelerden kaçtığımız için yanımızdaki kahramanı görmeyiz. Kendi karanlık odalarımızı aydınlatmak yerine, o kişinin karanlıklarına, kendi aydınlıklarımıza odaklanırız. Ne yazık ki beraber el ele tutuşup büyümek yerine, “olmadı, yapamadık” der, aydınlık sandığımız tarafımızla birlikte kahramanımızdan uzaklaşırız.

Oysa emektir sevgi, aşk, ilişki… Hayat denen ruhsal yolda el ele tutuşup bazen itişe kakışa, bazen öpüşe öpüşe, gelen dönüşümü kucaklayarak yürümektir. Diğeri düştüğünde onu kaldırabilmektir; oturup manzaranın tadını çıkarabilmektir; yol çatallandığında birlikte karar vermektir. Zamanı geldiğinde onu kendi yoluna uğurlayabilmektir de… Ama beraber yürürken hep sevecenlikle, şefkatle, birbirini bekleyerek ve el ele…

Beni en büyük korkularımla yüzleştiren, gizli, en karanlık ruh odalarımın kapısını açan, kanırtan, zorlayan, içeri ışık girmesini sağlayan kahramanıma…

 

Çisem Erkan

 

 

 

Share This