Burada detaylara girmeden size genel fikir vermesi açısından bir iki şey paylaşmak istiyorum.

Öncelikle ister kadın ister erkek olun, herkeste dişi ve erkek enerji vardır; kullansa da kullanmasa da.

Evren dişi ve erkek enerjinin dansıyla yaratıldı. Yin ve Yang dansı. Tıpkı bir mıknatısta, elektrik enerjisinde negatif ve pozitif kutbun bulunması gibi.

Erkek enerji (Yang) pozitif elektrik enerjisine, gündüze, güneşe, inisiyatif almaya, harekete geçmeye, EGO’ya tekabül eder.

Dişi enerji (Yin) negatif elektrik enerjisine, geceye, Ay’a, rüya görmeye, hayal kurmaya ve BEN’e tekabül eder.

Ben’siz ego gaddar olur.

Ego’suz Ben paspas olur.

Bedenin belirli bölgelerinde ortaya çıkan sorunlar bilinç, bilinçaltı ya da bedensel seviyede yaşanan duygularla ilgilidir.

BİLİNÇ / BİLİNÇALTI / BEDEN

Gövde, isteyerek ya da istemeyerek bilinç seviyesinde yaptığımız seçimlerle ve bu seçimleri kabul etmek ya da mücadele etmekle ilgilidir.

Boyun, kol ve bacaklar bilinçaltı seviyesinde yaptığımız seçimlerle, kendimize güvenle, suçluluk ve yas duygusuyla ilgilidir.

Eller, ayaklar, el ve ayak bilekleri beden seviyesinde yaptığımız seçimlerle, hayatla barışıklığımızla, hayallerimizi ne kadar gerçekleştiriyor olduğumuzla ve ait olma duygusuyla ilgilidir.

SOL TARAF / SAĞ TARAF

Başımızdan ayaklarımıza kadar bedenimizi ortadan ikiye ayırırsak: Sağ taraf kontrol, sol taraf yaratıcılık ile bağlantılıdır.

Sağ taraf:

Oluşturduğumuz inanç sistemimizle, doğrularımızla / yanlışlarımızla, özsaygımızın seviyesiyle, kendimizle ilgili gerçekte neler düşündüğümüzle ve bunların yarattığı sorunlarla / yargılamalarla / -meli -malı’larla ilgilidir. Korkular, acılar ve acıdan korkmak, her şeyi kontrol etme arzusu bedenimizin sağ tarafını kontrol eden sol beyin tarafından oluşturulur ve yönetilir.

Sağ taraf, korku temelli koşullanmalarımızın aynasıdır. Kontrolü kaybetme korkusu. Kontrol edilme korkusu. Kontrol etmeye izin verilmeme korkusu. Ego sorunları. Haklı çıkma mücadelesi. İktidar mücadelesi. İş hayatından yatak odasına kadar kendine güvensizliğin yarattığı kontrol tutkusu. Değişim korkusu. Her türlü kaybetme korkusu. Kaçmak. Gerçekleri yadsımak. Seçimleri yadsımak.

Sol taraf:

Bedenimizin sol tarafı sağ beyin tarafından yönetilir. Yeni seçenekler, yeni alternatifler, yaratıcılıkla ilgili sorunlar, bedenimizin sol tarafında kendini gösterir. Yaratıcılık, bireyin sınırsız potansiyelini kullanmasıdır. Soyut düşünebilmek, bütünsel vizyon, yaratıcı ifade sağ beynin alanıdır. Sağ beyin yargılamaz, reddetmez ve edit etmez. Henüz keşfedilmemiş ve ifade edilmemiş olanaklara odaklanır. Korku sağ beyine yaklaşamaz bile. Yeni, orijinal olan, hayal gücü, doğal güç oradadır. Yaratıcılık bloke edildiğinde güçsüzlük bedenin sol tarafında sorunlar yaratır. Gerçeklerden korkmak, mazeretler üretmek ve kendimizin en iyi versiyonu olmak için almamız gereken sorumluluktan kaçmak yaratıcılığı bloke eder.

BEL ÜSTÜ / BEL ALTI

Bel üstü:

Gövdenin bel üstü bölgesi ile yaşanan sorunlar şimdiyle ya da çok yakın geçmiş ile ilgilidir. Sahip olduğumuz ego inanç sistemine uygun olarak verdiğimiz tepkiler hâlâ bizi rahatsız etmektedir.

Bel altı:

Gövdemizin bel altı ile ilgili yaşanan sorunlar bilinçaltı inançlar ve uzak geçmiş ile ilgilidir. Bir duruma çocukluğumuzda verdiğimize benzer bir tepki veririz.

ÖN BEDEN / ARKA BEDEN

Ön beden:

Bedenin ön kısmında olan ağrı ya da problem şimdi, şu anda yaşanan durum ve ilişkilerle ilgili sorunların yansımasıdır. Çok yakın geçmişte yaşanmış ve hâlâ kafadan atılmamış bir sorunu da yansıtır. Belki söylemek isteyip de söyleyemediğimiz bir şey için duyulan kızgınlık. Ya da coşkumuzu bastırmak. Bizi boğan bir şey.

 Arka beden:

Geçmiş, geçmiş, geçmiş. Sırt ağrıları mı? Geçmiş, taşımak için çok ağır bir yük haline gelmiş. Bastırılmış öfkeler birikmiş ve kendimizi seçimsiz hissediyoruz. Kasların esnekliği, bastırılmış duygular tarafından engellenir ve ağrı olarak kendisini ifade eder. Omurga çok nadiren içsel travmalar nedeniyle etkilenir. Gergin olan kaslardır.

ORTA BEDEN

Bedenimizi ortadan bir çizgiyle ayırmıştık. Sol ve sağ bedenle ilgili şeyler söyledik. Ama bir de orta çizgi bedeni var.

Çakralarımız orta çizgidedir. Merkez ve Yönetici Meridyenlerimiz oradadır.

Boğaz ağrısı, kalp krizleri, timüs, solunum, karın, prostat/ genital (cinsel organ) ve kolon (bağırsak), omurga “problemleri” ruhsal (spiritüel) gücümüzü kullanmamakla ilgilidir. Bu sorunlarda “görünen” her ne olursa olsun, gerçek neden Ruhun yaralanması ve kişinin kendi Ben’inin gerçeğini ifade edememesidir.

BEDENİN DIŞI / İÇİ

Çok nadiren bedenimizin içinde / dışında ağrı hissederiz. Ön / arka, sağ / soldan farklı olarak, kollarımızın, ayaklarımızın, gövdemizin içinden / dışından bahsediyoruz.

Bedenin dışı yang (erkek), içi yin (dişi) enerjidir. Örneğin, kolumuzun tüylü bölgesi dış, nispeten tüysüz bölgesi iç kısmıdır. Bacaklarımızın dışa bakan bölgesi dış, içe bakan bölgesi iç kısmıdır. Genel olarak kol ve bacaklarımızın dışa bakan bölgeleri daha tüylü, içe bakan bölgeleri daha az tüylüdür. Gövdemizin yanları dış kısım, orta çizgiye doğru bölümleri iç kısımdır.

Bedenin dışı:

Çevresel koşullardan şimdi nasıl etkilendiğimizle ilgilidir. Bu, insan, olay ya da durum olabilir. Bu bir kontrol sorunudur. Ya gerçek bir erkek (baba, eş, patron, rakip) bu sorunla bağlantılıdır ya da siz sol beyninizi çok az ya da çok fazla kullanıyor olabilirsiniz. Yani denge yoktur.

 

Bedenin içi:

Ruhsal (spiritüel) boyutunuzu reddetmekle ilgilidir. Bu bir yaratıcılık sorunudur. Ya gerçek bir kadın (anne, eş, patron, rakip) bu sorunla bağlantılıdır ya da siz sağ beyninizi çok az ya da çok fazla kullanıyor olabilirsiniz. Yani denge yoktur.

Cilt sorunları bedenin dışıdır. Sorunlar bedenin sol tarafında ise yaratıcılık ya da dişi enerji ile, sağ tarafında ise kontrol ya da erkek enerjiyle ilgili sorunlar vardır.

Cildin dışında ve içinde sivilceler çıkabilir; örneğin, kolunuzun / bacağınızın tüylü olan dış kısmında ya da nispeten tüysüz olan iç kısmında. Bu sivilceler ya da ağrılar ağırlıklı olarak bedenin iç kısmında ise yaratıcılık, dış kısmında ise kontrol ile ilgilidir. Her yerde ise hem yaratıcılık, hem kontrol sorunu vardır. Yani içsel güç yadsınmaktadır.

Bedenimizin sol kısmında nadiren “fiziksel sorunlar” yaşarız. Neden? Çünkü sağ beyin bütünseldir. En zor koşullarda bile rahat bakış açısına sahiptir.

Ama yaygın bir sorun olan diyabet, pankreasın iyi çalışmaması sorunudur ve bedenin sol tarafıyla ilgilidir. Sembolik olarak, pankreas sorunu hayatın tadını ve yaratıcılığını kaybetmemizle ilgilidir. Sağ beyin yaratıcılığının ciddi boyutta engellendiğinin göstergesidir diyabet.

SPORTİF SAKATLANMALAR

İmajı korumak, kendini kanıtlamak için çok fazla çaba sarf etmek;

Takımdaki kişilere, koça, takıma tepki duymak;

Senden beklenenlere duyulan öfke;

Erkekliğine / kadınlığına bir saldırı hissetmek.

Kaslar sağ bacakta çekiliyorsa ya da sakatlanma sağ tarafta ise: Erkek cinselliği / Baba ile ilgilidir.

Kaslar sol bacakta çekiliyorsa ya da sakatlanma sol tarafta ise: Kadın cinselliği / Anne ile ilgilidir.

Not: Ayrıca sakatlandığınız yerler için ilgili bölgeler ve organlara bakınız.

AYAK BASMA YÖNLERİ

Ayaklarınızın basma yönü hayatta nereye gittiğinizle ilgilidir.

İki ayağın düz basması:

Amaçlı, direkt, nereye gittiğini bilen, geçmişin yükünü geçmişte bırakmayı bilen kişilik.

Sağ ayağın dışa basması:

Kontrol sorunu olan kişilik. Kişi kontrolü elinde tutup tutamayacağına emin değildir. Öfkenin temel hedefi erkektir (Baba).

Hayatımızda olan gerçek erkekleri ya da içimizdeki Erkek Enerji’nin gücünü yadsımak. Çok fazla çaba göstermek, “Her şeyi tek başıma yapmalıyım” inancı.

 Sol ayağın dışa basması:

Yaratıcılığın kendimiz ya da başkaları tarafından bastırılarak yadsınması. Öfkenin temel hedefi kadındır (Anne).

Hayatımızda olan gerçek kadınlar ya da içimizdeki Dişi Enerji’nin gücünü yadsımak. Boşa kürek çekme duygusu, “Kimse benim ne söylediğimle ilgilenmez” inancı.

İki ayağın da dışa basması:

Kendini kapana kısılmış hissetmek. Hem erkeklere hem kadınlara öfke duymak (Anne ve Baba).

“Hayatımı istediğim gibi kontrol edemiyorum”, “Seçenekleri nasıl yaratacağımı bilmiyorum” duygusu. İçimizdeki Erkek gücü ve Dişi yaratıcılığı yadsımak.

“Kimseye güvenemem” ve “Kimse beni umursamaz” duygusunu birlikte hissetmek.

İki ayağın da içe basması:

Çok, çok düşük özsaygı. “Hiç kimseye, hatta kendime bile güvenmiyorum” duygusu. Kendine duyulan derin güvensizlik.

Eh, Beden PiKi barometresine bir giriş yaptık. Günlük yaşamda kendiniz ve sevdikleriniz için uygulayabileceğiniz çok şey var. Tüm bu bahsettiklerimiz bilinç boyutunuzun tümüyle ilgili. Ödüller harika. Keyfini çıkarın.

Bedenimiz bizim en bilge rehberimiz!

Hayat gerçekten harika; tabii değerini bilenler için.

Share This