Çocukların zihinsel becerileri küçük yaşlarda anlaşılıp ona göre yönlendirilirse yetenekleri de gelişir. Çocuklar beyinlerinin sağ ve sol loblarını etkin şekilde kullanmayı öğrendiklerinde hafıza ve beyin güçlerini daha verimli kullanırlar.
Beynimizin sağ ve sol yarımküreleri bilgiyi farklı şekilde işler. Genelde her birey beyninin bir tarafını daha ağırlıklı olarak kullanır. Düşünme ve öğrenme işlemleri her iki tarafta dengeli olarak kullanıldığında gerçek verimine ulaşır. İnsan beyninde hangi lobun etkin olacağı yüzde otuz oranında doğuştan belirleniyor. Yüzde yetmişi ise sonradan, eğitim sistemi ve ailelerinin yetiştirmesine göre gelişiyor. Genelde anne babalarının baskın lobları neyse, çocuklarda da o loblar gelişiyor.
Kaliforniya Üniversitesinden Prof. Robert Ornstein’ın araştırma sonucuna göre; sağ ve sol beynin sohbet ettiği (işbirliği içinde olduğu, farklı ilişkiler ve bağlantılar kurduğu) zamanlarda, genel yetenek ve etkide çok büyük artış ortaya çıkıyor. İki yarıdan birini yoğun olarak kullanırken diğerini ihmal eden öğrencilerde performans eksiklikleri gözlemlemiş. Ancak bu “zayıf” yarının daha sonra geliştirilmesi şaşırtıcı sonuçları beraberinde getirmiş. Yani “sağ + sol” “1 + 1″ gibi aritmetik bir toplam gibi değil geometrik olarak beş on kat performansı arttırmış.
Beyninin hangi lobunun daha fazla çalıştığı o kişinin seçimlerinin ve kişiliğinin aynası oluyor. Beyin lobları incelemesi, şirketlerin eleman seçiminde, öğrencilerin de meslek seçimlerinde çok önemli. Bu yüzden de nörologlar ve bireysel gelişim uzmanları çok uzun yıllardır insan beynine ilişkin araştırmalar yapıyorlar.
General Elektrik Yönetim ve Gelişim Departmanı’nda, kişisel gelişim uzmanı olarak çalışan Ned Herrmann, birçok insanın neden birbirinden bu kadar farklı tavırlar gösterdiğini merak etmiş. İnsan beyninin nasıl bir sistemle çalıştığını anlamak için kırk yaşından sonra nöroloji okumuş ve o yıllara kadar sadece sağ ve sol beynin çalışmalarına ilişkin yapılan araştırmalara bir yenisi eklenmiş.
Sağ-Sol beyin modelini 1981’de geliştirerek “bütünsel beyin” kavramını ortaya koymuş. Sağ beyin-Sol beyin ayrımından daha ileri giderek dört çeyrekli beyin modelini oluşturmuş. Hermann’a göre her bir çeyrek, çeşitli meslekleri içinde barındırdığı gibi, düşünme biçimlerini de açıklıyor.
Kaslarımız gibi beynimizin çeyreklerini de çalışarak geliştirebiliriz. Hep kol kasımızın çalışmasını tercih edersek sadece kol kasımız gelişir. Düşünce stilimizi de tercihlerimiz doğrultusunda çalışıp geliştirebiliriz. Düşünce stilinde bazılarımız bir bölümde güçlü tercihe sahipken, bazıları iki, üç ve hatta dört tercihe sahip olabilir. Çocukların erken yaşta beyinlerinin hangi çeyreğinin daha güçlü olduğu tespit edilerek, diğer çeyrekleri kuvvetlendirilebilir. Tüm kalbiyle mühendis olmak isteyen ama beyin yapısı çok uygun olmayan genç öğrenci çeşitli egzersizlerle beyninin bu çeyreğini geliştirebilir. Beynin çeyreklerini, gözü kapalı hayalinde canlandırmak, dinlediği müziğin enstrümanlarını ayırmak, ayağını yerden kaldırmadan dans etmek gibi egzersizlerle güçlendirilebilir.
Beyin insan organları içinde sırrı en az anlaşılan organ olma unvanını koruyor. Beyin araştırmaları, yeteneksiz insan olmadığını ama yeteneklerini kullanamayan insan olduğunu gösteriyor. Toplumda başarılı lider kişilerin, beynini global olarak iyi kullanan kişiler olduğunu söyleyebiliriz.