Geçmiş ve gelecek zamandan bağımsız, şimdiki zamanda yaşayın ve farkındalığın mucizesinin hayatınızı değiştirmesine izin verin.
Peki ama nasıl?
Daha mutlu, huzurlu, dengeli, doyumlu bir hayat yaşamak hepimizin arzusu… Keşke bunun için basit bir formül olsaydı. Mesela her sabah uyandığımızda içtiğimiz hap, bize geçmişten getirdiğimiz kırgınlıklarımızı, öfkelerimizi, pişmanlıklarımızı unuttursaydı ve gelecek için kaygılanmayı bıraksaydık. Her sabah yeniden şimdiki zamanı yaşamak üzere başlasaydık yeni güne.
Henüz böyle bir ilaç keşfedilmedi. O yüzden hayatımızı güzelleştirmek için kendi yolumuzu bulmak zorundayız.
Farkındalığımızı artırabilmek ve şimdiki zamanda yaşayabilmek için beş duyu alıştırması yapabiliriz. Odanızda oturun ve orayı sanki ilk defa görüyormuşsunuz gibi incelemeye başlayın. Neler görüyorsunuz, duyuyorsunuz, nasıl bir tat var? Koklayın, dokunun eşyalarınıza. Neler düşünüyor, hissediyorsunuz? Yaşanmışlıklarınıza, geçmişe gideceksiniz muhtemelen. Bunu fark edin ve tekrar odaya döndürün kendinizi. Devam edin odayı gözlemlemeye.
Bu alıştırmayı sık sık yaparsanız gün içinde de geçmişe gittiğiniz zamanları daha kolaylıkla fark edeceksiniz. Kendinizi yeniden şimdiki zamana getirebileceksiniz. Kendinize “Şu anda ne yaşıyorum” diye sorun. Zihninizden neler geçiyor? Bedeninizde neler oluyor? Derin nefes alarak sorun kendinize “Şu anda ben ne hissediyorum? Hangi duygular içindeyim? Yaşadığım durum ne? Bu durum karşısında kendime neler yaşatıyorum?” diye. Bazen içinden çıkılmaz gibi duran durumlarda bir adım geriye gidersek, kendimizi o çözümsüzlüğün içine hapsettiğimizi fark edebiliriz. Oluşturduğumuz sorunlar yumağının içinde çırpınmak yerine, sorunların hayatımızın bir parçası olduğunu kabul ederek, bundan önce de bir sürü sorunla baş ettiğimizi kendinize hatırlatarak çözüm yolları bulabiliriz.
Her gün mutlaka kendimize zaman ayırmalıyız. Sessizlik içinde, hiçbir şey yapmadan oturmalı, zihnimizi dinlendirmeli ve kendimizi dinlemeliyiz. Meditasyon yapmalıyız. Düşüncelerin zihnimizde akışını izlerken hem dinleneceğiz hem de farkındalığımız artacak.
Doğaya dönmeliyiz. Doğayla uyumlu olursak, şimdiki zamanda yaşamamızı kolaylaştırırız. Yeşilin tonlarını izlemek, doğanın kokusunu içimize çekmek bize huzur verir. Kendimizi daha enerjik ve mutlu hissederiz. Binalar arasında sıkışıp kaldığımız, trafik ve gürültüyle boğuştuğumuz stresli hayatımızda, bu molaları kendimize hediye edelim.
Zaman akıp giderken, biz hareket etmezsek, geçmişte ya da gelecekte bir yerlerde kaybolup gideriz. Yaşadığımız anda kalabilmek için zamanın akışına uyum sağlamalıyız. Şimdiki zamanda var olabilmek için yürüyüş yapabiliriz, spor yapabiliriz.
Değişim için her yeni güne bu niyetlerle başlamak ve pes etmeden denemek gerekiyor. Bugün evinize başka yoldan gidin mesela. Başka yollar keşfedin, başka cümleler kurun. Makyajınızı farklı yapın. Giymem dediğiniz bir kıyafeti giyin. Daha erken ya da daha geç uyanın. Küçük şeyleri değiştirmek, küçük adımlarla yürümek, küçük hedefler koymak sizi istediğiniz noktaya götürecek.
Einstein’ın dediği gibi ‘’Karşılaştığınız sorunları, o sorunları yarattığınız düşünce düzleminde kalarak çözemezsiniz.’’
Değişime açılan kapıdan içeri girme vaktidir artık. Farkındalık size ihtiyacınız olan değişimi getirecek. Bunun için sabırla deneyin ve kendiniz için en doğru yolu bulun.
Şükran Akgün