Doktora gideriz, ağrı, sızılarımızdan, baş dönmelerimizden dem vururuz. Hemen bir tetkik, ardından ilaç dolu reçeteler yazılır. Üstelik sıkı sıkı tembih edilir, “Asla üzülmeyeceksin, canını hiç bir şeye sıkmayacaksın.” İyi ama bunun reçetesi yok mu? Üzülmemenin, baş dönmelerini ruhsal olarak durdurmanın bir formülü olmadan, neye yaradı bu ilaçlar? Böbreklerimiz ne hale gelecek kimyasallar yüzünden? Olmaz, siz yinede takmayın kafayı hiçbir şeye; rahatlayın, boş verin gitsin; biraz rahat olun ve ilaçlarınızı düzenli almayı unutmayın. Bir anda, ne de güzel nasihatlar ve bir kucak dolusu ilacımız olur değil mi?
Eve geliriz, yakınlar, akrabalar, çocuklar sorular sorar; “Doktor, hiç bir şeye üzülmeyeceksin dedi. En önemlisi buymuş.” deriz. Evet, en önemlisi bu; ruhumuz sağlıklı olduğunda, bedenimiz de, auramız da güçlü ve ışıl ışıl olacaktır. Maalesef kimyasal destekçi olarak verilen ilaçlar artık pek işe yaramaz hale geldi. Eğer hala ruhumuz mutsuz ve bedbahtsa, önce onun sağlığı ile ilgilenmeliyiz. Psikitarist ya da psikoloktan bahsetmiyorum elbette. Onlardan da medet umamaz olduk; aldığımız anti depresanlar bize yetmez oldu; bağışıklık sistemimiz kanıksadı artık bu ilaçları. O halde özümüze dönmenin, farkındalıklı olmanın tam zamanıdır; o halde ruhumuza iyi bakmanın, onu zihnin karmaşasından kurtarma zamanıdır. Hiç durmadan konuşan zihinlerimizi ise ancak meditasyon yaparak huzura kavuşturabiliriz. Yoga, nefes çalışmaları, ayurveda, renk terapisi, aromaterapi gibi alternatif sipritüel alanlara daha çok, yaklaşmalı, sokulmalıyız. İşte en güzel kanıtlarından sadece bir kaçı, paylaşmak istedim.
İnsanın ruh sağlığı ile renkler arasındaki ilişkiyi araştıran bilim adamları, duyguların da rengi olduğunu ortaya koydular. Depresyondaki insanların donuk, kendini iyi hissedenlerin ise sıcak renkleri tercih ettiğine işaret eden bilim adamları, bunun, çocukların ve iletişim sorunu yaşayanların hastalıklarının teşhisine yardımcı olabileceğini belirttiler.
İtalyan La Repubblica gazetesinde yayımlanan habere göre, İngiltere’deki Manchester Üniversitesi’nden bir grup biliminsanı, sağlıklı 105 ve depresyondaki 108 yetişkinin her birinden, kırmızı, turuncu, sarı, yeşil, mavi, lacivert, mor, kahverengi, siyah, beyaz ve grinin 38 tonunun bulunduğu renk tablosundan ruhsal durumlarına en uygun olan rengi seçmelerini istediler. Araştırmacılar, depresyondakilerin grinin, sağlıklı katılımcıların ise sarının tonlarını tercih ettiklerini gözlemlediler.
Araştırmanın ikinci bölümünde ise sağlıklı 204 gönüllüden renkleri pozitif, negatif ve nötr olarak ayırmalarını ve en sevdikleri renkleri seçmelerini isteyen bilim adamları, katılımcıların sadece yüzde 10’unun, ruhsal durumlarını temsil etmesi için griye yöneldiklerini belirttiler.
Araştırma sonuçlarının, beynin, insanın ruh haliyle renkleri hemen eşleştirdiğini ve bu şekilde dış dünyayla iletişim kurduğunu gösterdiğini kaydeden biliminsanları, bu ilişkinin sürekli dile getirildiğini, ancak şimdiye kadar bu konuda yapılmış kapsamlı bir araştırmanın mevcut olmadığını vurguladılar.
Şifa Olsun…

<div class="social4i" style="height:82px;"> <div class="social4in" style="height:82px;float: left;"> <div class="socialicons s4twitter" style="float:left;margin-right: 10px;padding-bottom:7px"><a href="https://twitter.com/share" data-url="https://dergi.kuraldisi.com/duygularin-renkleri/" data-counturl="https://dergi.kuraldisi.com/duygularin-renkleri/" data-text="Duyguların Renkleri" class="twitter-share-button" data-count="vertical" data-via=""></a></div> <div class="socialicons s4fblike" style="float:left;margin-right: 10px;"> <div class="fb-like" data-href="https://dergi.kuraldisi.com/duygularin-renkleri/" data-send="true" data-layout="box_count" data-width="55" data-height="62" data-show-faces="false"></div> </div> </div> <div style="clear:both"></div> </div> <p>1972-Ankara Doğumlu, bir çocuk annesi…<img decoding="async" class="alignright wp-image-7925 size-thumbnail" src="https://dergi.kuraldisi.com/wp-content/uploads/sites/4/2016/05/aysegulsavas-150x150.jpg" alt="aysegulsavas" width="150" height="150" /><br /> 1993-Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuarı Sahne Sanatları Oyunculuk Ana Sanat Dalı’ndan mezun oldu. Daha okul yıllarındayken, aldığı eğitim gereği, yoga, meditasyon, eskrim gibi eğitimleri uzman eğitimcilerden o yıllarda alarak bu alanlarla tanıştı. Mezun olduktan sonra, uzun yıllar Devlet Tiyatroları’nda oyuncu olarak görev aldı. Antalya Devlet Opera ve Balesi’nin kimi eserlerinde yönetmen yardımcılığı yaptı. Meslek kariyerine, Mersin Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde öğretim görevlisi olarak devam etti. Sanat terapisi üzerinde özel eğitim ve sertifikalar alarak, çocuklar üzerine yaratıcı drama eğitmeni olarak çalıştı. İstanbul da bir süre Beşiktaş Belediyesi Ortaköy Kültür Merkezi’nin sanat koordinatörlüğünü yaptı.<br /> 2010 yılının Şubat ayında Antalya’nın sevimli bir kasabası olan Kaş’a yerleşti. Yine çocuklardan kopamadı ve Demre ilçesine bağlı bir ilköğretim okulunda yaratıcı drama derslerine girdi. Doksana yakın öğrenci ile bir yıl boyunca çalıştı. Aynı yıl Kaş Gökçeören köyü İzne mahallesindeki kapıları kapanmış eski bir ilköğretim okulunun yeniden yapılandırılmasında gönüllü olarak çalıştı. On dönümlük badem ağaçları ile çevrili bu okulun, sanatsal atölyelerinin oluşturulmasında ve restorasyonunda çalıştı. Bu sırada tanıştığı Ağaç Yakma Sanatı ile uzun bir kış geçirdi; Kalkan Kültür Evi’nde bir ağaç yakma sergisi düzenledi. Elliye yakın eseriyle bu eski Osmanlı sanatının geçmişini yâd etti. Kaş’ın 800 metre yukarısında bir köye yerleşerek çalışmalarını eski okul binasının restore işleriyle bütünleştirdi. Bu sırada yakınlaştığı renk kavramı onu Color Therapy (renk terapisi) ile tanıştırdı. Öğrencilik yıllarında öğrendiği Kundalini Meditasyon çalışma biçimini tekrar uygulamaya ve renklerin gizemli dünyalarına yönelmeye başladı. Aynı yıl kış aylarında, Kanada’nın Ottawa şehrinde, metaterapik seans alarak tam 6 ay bu alanda çalıştı. International Metapysics of Special Academy ile yolları kesişti. Biyoenerji ve renk terapisi üzerine bir yılı aşan eğitimi tamamlayarak, sertifika almaya ve renk terapisti olmaya niyet etti. Hollandalı biyoenerji uzmanı Maher’den eğitim süresince uygulamalı Kral Dokunuşu Şifa yöntemini öğrendi. Eski okul restorasyonunun sonunda, -yeni adı ile- Mektephan’da alternatif turizme yönelik, sanatla iç içe, farklı terapi yöntemleri ile dolu yepyeni atölyeler açmayı hedefledi. Halen Mektephan’da renk terapi uzmanı olarak çalışmakta, her yaz renklere yakın, rengârenk yaşayan dostlarıyla yeni seans ve çalışmalarına devam etmektedir.</p> <span class="et_social_bottom_trigger"></span>
Share This