…her an düşüp düşüp kristal bir bardak gibi
Tuz parça kırılsak da hâlâ içimizde o yanardağ ağzı
Çünkü ayrılık da sevdaya dâhil.

Attila İlhan

 

 

 

Ve bir gün gider,
Ve bir gün gitti.
Bomboş kalıverirsin,
Bomboş kaldım.
Kendini sunarsın
O alıp verdiklerini.
Gidiverir bir gün,
Sensiz kalırsın, onsuz kalırsın,
Kimsesiz…

Gitti, gitti, her şeyimi verdim gitti
Dersin.

Kalbine almadan ondan olanı,
Katmadan içine onu,
Vermek, neyi vermektir ki?

Ondan aldığını kendinle demlemeden,
Süzüp doldurmadan cancağızına
Vermek ölümün olur.
Soluksuz kalırsın,
Öfkelenirsin, suçlarsın
Kalpsiz bir öfke ise tüketir,
Tükenirsin.

Ve bir gün gider,
Nefesin biter.

Gitti,
Öldüm sanki.

Dost gider, sevgili gider,
Hüzün, acı, öfke…
Ama bir yüreğin vardır yepyeni,
Dolmuş, büyümüş, genişlemiş, açılmış,
Olgunlaşmış.

Alabildiysen onu olduğu gibi,
Bununla verebildiysen kendinden kendiliğinden,
Hiç yalnız kalmazsın,
Gidenin ardından açılan çukurlarına su dolar,
İçinde çeşit çeşit balık çırpınır,
Yüzeyinde hüzünlü bir çiçek salınır,
Düşen bir taştan dalga dalga halkalar yayılır,
Gezegenler kendine bakar, güneş kendine bakar, sevdadan sevda yansır,
Göğüs kafesinin altında bir kalp atar,
Her atışta belki de sızlar,
Ama hisseden bir kalptir o artık, senin oyulmuş derinleşmiş içinde.
Çırpınır kanatları semalarında sevginin,
Vermeye yine hazır, almaya daha da gönüllü.

O gider, sen kalırsın kendinle baş başa,
Öfke, acı, sıkıntı her atımında yüreğinin yavaş yavaş diner,
O gider, sen kalırsın,
İnce, zarif, kırılgan, saydam, yaralarının içinden çiçekler fışkıran yeni bir kalple.

Ve o gitti,

Yıllar sonra bugün onu içime alabiliyorum,

Yüreğim attıkça tüm bedenimde titreşimini duyumsuyorum,
Göğüs kafesim genişledi mi ne bilemiyorum,
Şarkı söylüyor içimde bir yerlerde bir kadın.
Ama hüzünlü, ama sevecen, ama coşkulu ama can can.

Misafirdi bazıları
En başından beri, ben bilmeden.
Ve gittiler. Bana incelikli bir kalp bıraktılar.

Dost gider, sevgili gider, şeyler gider,
Bir vapur geçer uzaklardan,
Bir çocuk ağlar,
Bir yerlerde birileri sevişir,
Bir bebek doğar,
Telefon çalar,
Üst kattaki yaşlı amca ölür,
Zil çalar karşı okulda, çocuklar dışarı koşar,
Banyoda musluk damlar,
Turuncu tül perdeden turuncu bir ışık odaya dolar,
Nefes hızlanır, yavaşlar, kısalır, uzar, tutulur,
Ve bir gün nefes de gider,
Can gider…

Ve fakat aşkın her türlüsü baki kalır.

Çünkü ayrılıklar da sevdaya dâhildir.

<div class="social4i" style="height:82px;"> <div class="social4in" style="height:82px;float: left;"> <div class="socialicons s4twitter" style="float:left;margin-right: 10px;padding-bottom:7px"><a href="https://twitter.com/share" data-url="https://dergi.kuraldisi.com/gitti/" data-counturl="https://dergi.kuraldisi.com/gitti/" data-text="Gitti" class="twitter-share-button" data-count="vertical" data-via=""></a></div> <div class="socialicons s4fblike" style="float:left;margin-right: 10px;"> <div class="fb-like" data-href="https://dergi.kuraldisi.com/gitti/" data-send="true" data-layout="box_count" data-width="55" data-height="62" data-show-faces="false"></div> </div> </div> <div style="clear:both"></div> </div> <p>Temel ve orta seviye yoga hocalık eğitimini Cihangir Yoga’da  tamamladı.<a href="https://dergi.kuraldisi.com/wp-content/uploads/sites/4/2016/05/bade2.jpg"><img fetchpriority="high" decoding="async" class="alignright size-medium wp-image-3444" title="bade2" src="https://dergi.kuraldisi.com/wp-content/uploads/sites/4/2016/05/bade2-236x300.jpg" alt="" width="236" height="300" /></a><br /> Öğrencilerinden öğrenmeye ve içsel araştırmalarıyla eğitimine devam ediyor.</p> <p>Hissetmek, doğasını fark etmek, kabul etmek ve özgürce ifade edebilmek onun uygulaması. Nefes farkındalığı, meditasyon ve his araştırması derslerinin özü. Katılımcıların, güçlendiği, esnediği, köklendiği, yumuşadığı serilerden oluşuyor dersleri. Öğrencilerin, asanalara (yoga pozlarına) hem güvenli hem sınırlarını araştırarak girmelerine, kendilerine en uygun hal içinde kalmalarına ve çıkmalarına destek olurken kendilerine samimice yaklaşmalarına aracı oluyor.</p> <p>Godfrey Devereux, Svagito Liebermeister, Wayne Liquorman, Erich Schiffmann gibi isimler hem yoga anlayışını hem hayat anlayışını etkiledi, genişletti.</p> <p>Yazıyor, yazmaktan besleniyor. Yazmak onun için hem bir süreç hem sonuç. Çokça aslında kendine yazıyor. Kendine yazdıklarından, etrafına veriyor.</p> <p>Hayat onun için; araştırmak, keşfetmek, içinde olanı vermek, vermekten öğrenmek, sevmek.</p> <p>Diyor ki:</p> <p>Kuraldışı’nda katıldığım Yaşam Okulu eğitimleri hayatımı derinden etkiledi. Merdivenlerinde oturup kaldığım ve bir türlü gidemediğim o günden sonra hayatım; her an değişen, dönüşen, gelişen, kendimi arayışımla zenginleşen canlı bir organizmaya evrildi. Potansiyellerim bir bir ortaya çıkmaya başladı. Yaşamım yepyeni bir boyut kazandı.</p> <p>Bundan sonra ne olacağı meçhul. Yol nereye gider, beni nereye götürür bilinmez. Ve her şeyiyle yeniyi, geleni, olanı hevesle kucaklamayı deniyorum, mümkün olabildiğince, elimden geldiğince. Yaşamın ve kendi doğamın her haline EVET’i araştırıyorum.</p> <p>İçimdeki öz sizin içinizdeki özü selamlıyor.</p> <span class="et_social_bottom_trigger"></span>
Share This